| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 02.10.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA MEHMET KARAMAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28'inci Dönem Dördüncü Yasama Yılının ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Öncelikle her türlü ahlaki, vicdani ve insani değerden yoksun siyonist rejimi haksız olarak Sumud Filosuna dün gece yaptığı baskınından ötürü lanetliyorum. Filoda bulunan başta mesai arkadaşlarımız, değerli milletvekillerimiz olmak üzere her bir ferdimize, sonucun ne olacağını umursamadan zalimlerin karşısına dikilen bu vicdan sahibi kardeşlerimize sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum. Allah kendilerinden razı olsun. On yıllardan beri ablukayı bir sivil inisiyatifle kırarak ve kimsenin yaklaşamadığı mesafeye yaklaşarak aslında yapılabilecek bir şeyler olduğunu gösterdikleri için kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Bu kutlu yolculuklarının sorumluluk sahibi herkese örnek olmasını diliyorum ve herkesi açılan bu yolda yürüyerek mazlumların ve kardeşlerimizin yanında olmaya davet ediyorum.
Kıymetli kardeşlerim, bugün burada şu anda görüşmekte olduğumuz önerge yalnızca ekonomik göstergelerin diliyle konuşulamaz. Bunu konuşmak için sabahtan akşama kadar alın teri dökmüş ama yine de çocuğunun istediğini eve götüremeyen ananın, babanın hâlinden anlamak gerek. Bunu konuşmak için torununa harçlık veremeyenlerin mahcubiyetini hissetmek gerek. Bunlar olmadan rakam sayıp dökmenin bir önemi yoktur. Bunlar olmadan rakamın da bir önemi yoktur çünkü istatistikler, veriler, göstergeler ne derse desin bu acıları, bu dertleri paylaşmayan her rakam sıfırdır ancak şöyle dönüp bakıyoruz, rakamlar sıfır bile değil. Şöyle ki TÜRK-İŞ daha birkaç gün önce açlık sınırını 27.970, yoksulluk sınırını ise 91.109 TL olarak açıkladı. Bu rakamlar baz alındığında bir emeklinin ve bir asgari ücretlinin maaşının ne olması beklenir? En azından bu rakamların üstünde olması beklenir değil mi? Evet, böyle olmalı ama hayır; rakamlar ne diyor? "Ey asgari ücretli, sen haftada altı gün, kırk beş saat çalışacaksın; ay sonunda da sana öyle bir maaş vereceğim ki aç kalacaksın!" "Ey emekli, sen de ömrünü işle güçle bu ülkeye hizmete adayacaksın, ay sonunda da sana öyle bir maaş vereceğim ki aç oğlu aç kalacaksın!"
Kıymetli arkadaşlar, biz Saadet Partisi olarak yasama tatilinde öyle tatil yapmadık, milletimizin yanında sahalardaydık. Sadece bu kardeşiniz 10 il ve onlarca ilçeyi dolaştı. Saadet Partimizin bütün milletvekilleri ise illerimizin tamamına gitti ve milletimizin derdini dinledi. Milletimiz Hükûmetten şikâyetçi. Neden şikâyetçi biliyor musunuz? Birçok konuda şikâyetçi ama özellikle iki konudan ötürü şikâyetçi: Bunlar ekonomi ve Gazze.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
MEHMET KARAMAN (Devamla) - Bu iki konuda da yetki de sorumluluk da sizlerde. Biz bu milletin temsilcisi olarak size sorumluluğunuzu hatırlatıyoruz. Eğer siz bu konularda gereken adımları atmazsanız vebal de sorumluluk da sizlerin üzerindedir. Bizim derdimiz, Saadet Partisi olarak, kimseyi töhmet altında bırakmak değil. Bizim derdimiz milletimizin sesi olmak. Artık bu sese kulak verin ve gerekeni yapın.
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)