Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 08.10.2025 |
SEDA GÖREN BÖLÜK (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, ekranları başında bizi izleyen tüm kıymetli vatandaşlarımız; batılın zaferiyle yaşamak ölümdür, Hakk'ın zaferiyle ölmek hayattır. Hakk'ın zaferiyle şehit olmaya niyet ederek ablukayı delmek üzere yola çıkanlara selam olsun diyerek konuşmama başlamak istiyorum.
Dün 2'nci yılını dolduran Gazze soykırımında resmî rakamlara göre 67 bin Gazzeli kardeşimiz şehit edildi, 170 bine yakın Gazzeli yaralandı. Binlerce anestezisiz ampüte ameliyatları yapıldı, sadece ama sadece açlıktan -bakın, bombalanarak değil, bunu hepimiz biliyoruz ama tekrar ve tekrar unutmadan zihnimize kazımalıyız, sadece açlıktan- 500'ün üstünde bebek şehit oldu. 16 Mart 2003'te sadece 24 yaşındayken katil devlet İsrail'in tankının altında haklı bir dava için hayatını kaybeden Rachel Corrie'yi her sene minnetle anarken yıllar sonra binlerce kahraman daha tanıyacağımızdan habersizdik; Madleen, Sumud, şimdi de Özgürlük Filosu. Silahsız, sadece insani yardım götüren bu filoların mensupları insanlık tarihine ablukayı delen, ablukanın delineceğini gösteren kahramanlar olarak geçecektir. Sumud Filosunda 480 aktivist vardı, bunların neredeyse yarısına yakını Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından getirildi. 46 ülkeden aktivistin salıverilmesinden sonra getirildiği Türkiye'de hem uçakta hem de birçoğumuzun bulunduğu karşılama yapılan havalimanında söylediği ilk cümle şuydu: "Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. Kendimizi ne o gemilerde ne de hiçbir hukuk kuralının gözetilmediği o hapishanelerde yalnız hissetmedik, Türkiye'nin her zaman yanımızda olduğunu biliyorduk." Hepimiz biliyoruz ki donanma gemileriyle, İHA'larıyla, SİHA'larıyla, her türlü hukuki altyapı hazırlığıyla ülkemiz bu özgürlük savaşçılarının her zaman yanındaydı. Uluslararası Ceza Mahkemesine yapılan, Meclis hukuk ekibimizin de müdahil olduğu davalarla, Uluslararası Adalet Divanında devlet olarak da taraf olduğumuz davalarla işin hukuki altyapısına da her zaman önemli bir aktör olarak dâhil olduk. Sumud'dan gelen aktivistlerimizin Adli Tıp muayeneleri de sonralarda bu hukuki süreçlerin bir parçası olabileceği düşünülerek yine Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından yapıldı. Peki, dün akşam ne oldu? Özgürlük Filosu Koalisyonu ve "Bin Madleen Gazze'ye doğru hareketi" olarak anılan filonun Gazze'ye yaklaştığı sırada yine korsanlık diyebileceğimiz, uluslararası hukuk jargonu açısından da korsanlık diyebileceğimiz bir müdahaleyle durdurulduğunu gördük. Toplam 9 gemi olan bu son filonun "Vicdan" isimli gemisinde Gazi Meclisimizden 3 değerli milletvekili arkadaşımız da bulunuyor; Sema Silkin Ün, Necmettin Çalışkan ve Mehmet Atmaca'yla beraber 21 Türk vatandaşımız var. Meclis Başkanımızın da -bu sabah çok önemli bir belgesel film gösterimindeydik, Oscar'a adaylığı olduğu söylendi, tavsiye ediyorum, çok acı ama çok önemli bir film gösterimindeydik- o açılış konuşmasında ifade ettiği gibi, uluslararası dokunulmazlığı olan milletvekillerimizin acilen, derhâl salıverilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum buradan bir kez daha, bütün arkadaşlarımın söylediği gibi.
İsrail'in daha önceki gemilere de bu filoya da yaptığı saldırıda işlediği suçları buradan, bu kürsüden bir de ben kayıtlara geçirmek istiyorum: Bir, hiçbir meşru gerekçe yokken insani yardım gemilerine saldırmak uluslararası sularda korsanlıktır. İki, bir toplumu abluka altına alarak açlığa mahkûm etmek her şeyden önce önemli bir insan hakları ihlalidir. Üç, silahsız yardım gönüllülerine şiddet uygulamak -her ne kadar kendileri "Önemli olan Gazze'dir, önemli olan Filistin'dir; bize yapılanların hiçbir önemi yoktur." deseler de biz orada şiddet uygulandığını biliyoruz ve duyduk- keyfî olarak onları gözaltına almak uluslararası hukuku açıkça ihlal etmektir. Dört, Uluslararası Adalet Divanı kararlarını yok saymak uluslararası yargıyı da hiçe saymaktır. Ama gelin görün ki İsrail zaten bir korsan ve bir terör devleti olarak bunları yıllardır yapmaya devam etmektedir, sadece bugün hepimizin gözünde, uluslararası kamuoyunun gözünde daha net bir şekilde gözükmektedir.
Dışişleri Bakanlığımızdan henüz birkaç saat önce aldığım bilgiye göre, inşallah, aralarında Türk milletvekillerimizin de bulunduğu Türk aktivistler, aynen Sumud'da olduğu gibi çok kısa bir zaman içerisinde ülkemize getirilecektir. Milletvekillerimiz getirilene kadar da devletimizin her kademesi, en başta da Gazi Meclisimiz her türlü ulusal ve uluslararası girişimleri yapmaya devam edecektir. Her yerde, her platformda söylemeye devam edeceğiz. Dünyanın her yerinde Gazze için, özgür Filistin için mücadele eden bir Türkiye var. Dünyanın her yerinde bu mücadeleyi verenlere cesaret veren bir dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan var. Üstüne basa basa tekrar söyleyeceğiz. Türkiye'nin İsrail'le ticareti, 9 milyar dolarlık ticareti bütün ürün gruplarında; ihracat, ithalat, transit ticaret, hepsi tamamen durdurulmuştur.
MURAT EMİR (Ankara) - Ne zaman?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Türkiye bunu yapan tek ülkedir. Siz de biliyorsunuz tarihini.
MURAT EMİR (Ankara) - Ne zaman?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - 1 Mayıs 2024.
MURAT EMİR (Ankara) - Ekim 2023'te başladı bu olaylar, Ekim 2023'te başladı.
HALUK İPEK (Amasya) - Başkanım, müdahale edin.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - İsrail'le ticaret sıfırdır, hiçbir liman kullandırılmamaktadır, kullandırıldığını söylemek -açıkça söylüyorum- çok büyük bir yalandır.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Hasan Bitmez konuşurken de "yalan" diyordunuz, "Mayıs 2024" diyorsunuz şimdi de.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Siz de çok iyi biliyorsunuz çünkü biz bunu defalarca söyledik, bakanlarımız bütçe konuşmalarında defalarca söyledi; Filistin'le yapılan bütün alışverişler maalesef Filistin'in limanı ve gümrüğü olmadığı için İsrail'in 2 limanı üzerinden yapılmaktadır farklı kodlarla; biri 24, biri 25. Bu dezenformasyonların beraberce omuz omuza verdiğimiz bu mücadeleye katkısı yoktur.
Değerli milletvekilleri, birkaç şey daha cevap vermem gerekiyor. 2 çifte vatandaşa İçişleri Bakanlığımızca dava açılmıştır ve bu davalar ihbarlar geldikçe artarak devam edecektir.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Mavi Marmara...
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Ayşenur'umuzun, Ayşenur Ezgi Eygi'nin soruşturması Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılmıştır. BM İnsan Hakları Konseyine bu soruşturma raporu yine Türkiye tarafından sunulmuştur. Sumud için de Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından soruşturmalar açılmıştır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Mavi Marmara gemi davasını niye düşürdünüz? İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yürüyen davayı niye düşürdünüz?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Yine, daha önce söylediğimiz gibi, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesindeki süreçler Adalet Komisyon Başkanımızın da Başkanlık ettiği bir hukukçu heyetimizle, kıymetli Türk hukukçularımızla yürütülmektedir.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yürüyen Mavi Marmara davasını niye düşürdünüz? Mavi Marmara davasını niye düşürdünüz bu Mecliste?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Netanyahu'nun tutuklama kararı Türk hukukçularının da desteğiyle çıkmıştır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Mavi Marmara davasını bu Mecliste niye düşürdünüz?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Gazzeli yaralı kardeşlerimiz uçaklarla ülkemize getirilerek tedavileri yapılmaya devam edilmektedir.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Mavi Marmara davasını, devam eden İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki davayı niye düşürdünüz?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - 8 Eylülde 30 kişilik milletvekili grubumuzla Refah Sınır Kapısı'na gittik, orada o kamyonların geçişi için de çok büyük bir mücadele verdik.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Kırmızı bültenle aranan İsrail yetkililerini... Türkiye Büyük Millet Meclisinde AKP'nin oylarıyla o dava düşürülmedi mi?
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Sayın Başkanım... Sayın Başkanım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - 3 vekil tutsakken böyle bir konuşma yapılmaz, 3 milletvekilimiz tutsak!
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Ben devam edebilirim, hiç problem değil, siz bağırabilirsiniz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Hanımefendi, AKP'nin oylarıyla İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yürüyen Mavi Marmara gemisi davası düşürülmedi mi?
BAŞKAN - Sayın Tanal... Sayın Tanal... Sayın Tanal...
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, biz her partiden 18 arkadaşımızla beraber Avrupa Konseyinde 7 Ekim 2023'ten beri her oturumda Gazze için, o soykırımın durdurulması için önemli konuşmalar yapıyoruz; uluslararası hukuku harekete geçirecek raporların hep beraber bir parçası oluyoruz bütün milletvekillerimizle beraber.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Biz sizin parçanız değiliz! Biz sizin parçanız değiliz!
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Halklarının vicdanlarından kopuk Avrupalı yönetimlere "soykırım" kelimesini kafalarına vura vura anlatıyoruz, anlatmaya devam edeceğiz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Siz, Mavi Marmara davasını düşüren bir partisiniz!
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan... Sayın Başkan, lütfen müdahil olur musunuz? Böyle bir usul yok. Bu nasıl bir şeydir?
OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Böyle bir usul yok Sayın Başkan.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Ben devam edebilirim.
En son raporda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Efendim, Sayın Başkanım, AKP'nin oylarıyla devam eden Mavi Marmara davası İstanbul 7. Ağır Cezadan düşürüldü. "Rüşvet" dediler, "tazminat" dediler, "tanıma" dediler. Nerede tanıma, halkı kandırıyorsunuz!
BAŞKAN - Sayın Tanal... Sayın Tanal...
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Benim sesim yeterince yüksek çıkar.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Halkı aldatıyorsunuz!
BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen...
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Ayıp! Ayıp!
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Beyefendi, oylarınızla geçti, oy vermiştin sen! "Ayıp!" diyorsun; ayıp sana, sana! Ayıp sana!
BAŞKAN - Lütfen Sayın Tanal...
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - İsrail'i affeden sizsiniz! Mavi Marmara davasını düşüren sizsiniz!
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Başkanım, devam edebilir miyim?
BAŞKAN - Süre vereceğim, süre vereceğim.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Eklenecek mi?
BAŞKAN - İlave süre vereceğim size.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bakın, Avrupa Konseyinin en son raporunda... Bütün milletvekillerimizle beraber, her partiden milletvekillerimizle beraber bir rapor çıkarıldı, "soykırım" kelimesi Avrupa Konseyinin bu raporuna da girdi.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hatibimizi dinlememişsiniz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Özlem Hanım, Mavi Marmara'yı düşürmediniz mi? Mavi Marmara davasını düşürmediniz mi? Düşürdünüz.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hatibimizi dinleyin.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Tüm milletvekillerimiz bunu sadece Avrupa'da değil dünyanın her yerinde tüm uluslararası örgütlerin çatısı altında yapmaya devam ediyor. Biz bu mücadeleyi, uluslararası platformlarda, Gazze için, özgür Filistin için mücadeleyi hep beraber veriyoruz; parti ayırt etmeksizin, hep beraber veriyoruz. Burada kavga etmenin de bir manası yok, bu davaya bir kazancı da yok. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Her gün, Filistin'i tanıyan ülkelere bir yenisi daha ekleniyor, 157'ye ulaştı bu sayı. BM'nin şu an yüzde 80'i Filistin'i tanıyor. Bu süreç kendi kendine yürümüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, BM başta olmak üzere tüm diplomatik temaslarında Gazze'yi öncelikli meselesi hâline getirmiştir. Birçok lider, gıpta edilerek uluslararası kamuoyunda da anlatılan birçok lider, bu soykırıma karşı atılan adımları, Filistin'i tanıyacak cesareti Sayın Cumhurbaşkanımızla olan temaslarından sonra almıştır; bunu hepimizin kabul etmesi ve bununla övünmesi, bununla gurur duyması lazım.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - O zaman İsrail madalyasını düşürsün, Yahudi madalyasını.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - 20 maddelik barış planı görüşmeleri Mısır'da devam ederken bu planın ilk görüşmeleri yine Cumhurbaşkanımızın da liderlik yaptığı bir grup ülkeyle görüşülerek yapılmıştır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yahudi madalyasını Cumhurbaşkanı iade etsin. Niye etmiyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin, tamamlayın lütfen.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Sayın Başkanım, sayın hatibe söyleyin de Sayın Cumhurbaşkanı İsrail'in o Yahudi madalyasını geri iade etsin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Buradan tekrar ifade etmek istiyorum: Hepimizin kabul edeceği tek çözüm iki devletli çözümdür. 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin'dir bizim çözümümüz ve evet, bu çözüm için, daha önce defalarca yaptığımız gibi, Gazi Meclisimizde özel oturumlar yaparak yapacağız bunu. Unutmayın, bu Meclis, hiç kimsenin konuşturmadığı, hiç kimsenin sesini duymadığı zamanda Mahmud Abbas'ı konuşturmuş bir Meclistir. Bunu da hep beraber başardık.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Evet, İsrail Başbakanını da konuşturdunuz burada.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Bu çözüm için uluslararası tüm platformlarda, kurumlarda her türlü saldırıya rağmen, konuşarak, kayıtlara geçirerek, işlevsel olması için tüm gücümüzle uğraştığımız raporları hazırlayarak yapacağız...
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Şimon Peres de bu kürsüden konuştu, Şimon Peres, sadece Mahmud Abbas değil.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - ...gerekirse her gün vatandaşımızla el ele, kol kola meydanlarda yürüyerek, gösteriler organize ederek yapacağız bunu. Küçük büyük demeden o gemilere binip ablukayı delmek için şehit olmaya niyet ederek yapacağız bunu. Bugün 3 milletvekilimiz var ama ben çok eminim, bugün savaşa gitmemiz gerekse Gazze'ye, buradaki bütün arkadaşlarım, hepimiz koşarak cihat etmeye gideceğiz, bunu da çok iyi biliyorum ben.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Şimon Peres'in bu kürsüde konuşması size nasip oldu, Şimon Peres'in; Şimon Peres'i konuşturmak size nasip oldu.
SEDA GÖREN BÖLÜK (Devamla) - Her yolu deneyerek ama her yolu deneyerek özgür Filistin'e kavuşacağız, Gazzeliler vatanlarından çıkmadan kavuşacağız özgür Filistin'e. Nehirden denize özgür Filistin'i hep beraber göreceğiz; yeter ki mücadelemizden vazgeçmeyelim, yeter ki karınca misali su taşımaya devam edelim.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)