Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 5 |
Tarih: | 09.10.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10 Ekim 2015'te Ankara Garı'nda gerçekleşen terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Ayrıca dün Gazze filosuna yapılan müdahalede alıkonulan ve daha sonra serbest bırakan milletvekillerimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Salı günkü oturumda bebek katili Abdullah Öcalan lehine atılan sloganlara tepki gösterdim. Bu Meclisin çatısı altında hukuka meydan okunamaz, hukuka aykırı komisyonlar kurup sonra hukuktan bahsedemezsiniz dedim. Bunun üzerine bir Grup Başkan Vekili "Bu milletin iradesine meydan okumaktır." dedi ve eleştirilerimize zehirli dil yakıştırmasında bulundu. Buradan çok net söylüyorum, bizim dilimiz zehirli değil, zehir sizin slogan attırdığınız adamın ta kendisidir. Ben milletin iradesine değil milletin iradesini kirleten zihniyete karşı konuştum. Milletin iradesi teörist sloganları değildir, milletin iradesi bebek katilinin adını Meclis duvarlarına taşımak değildir. O sloganı atan da attıran da o anda susup hiçbir şey olmamış gibi davranan da suç işlemiştir ve evet, bu sesi ben IŞİD için de PKK için de aynı kararlılıkla yükselteceğim.
Terörün maskesi ne olursa olsun hedefi aynıdır, masum canlar. IŞİD bu ülkenin başkentinin tam ortasında ulu orta bir saldırı düzenleyerek 100'ün üzerinde yurttaşımızın hayatına kastetti. O saldırı yalnızca örgütün işi değildi, istihbarat zaafları, bilgi paylaşımındaki kopukluklar ve alınmayan tedbirler bu katliamın zemini oldu. Bu saldırıyı buradan nefretle lanetliyorum ve soruyorum: Elinde bilgi olup da gereğini yapmayanlar kimlerdir? Kimler bu ihmale ortak olmuştur? On yıl içinde yargılama süreçlerinde yaşanan usulsüzlükler ne tesadüf ne de küçük aksaklıktır. Bu adaletin önüne çekinmiş kurumsal bir perde ve siyasi koruma refleksidir ve tekrar ediyorum: IŞİD neyse PKK da odur, ikisi de insanlığa karşı suç işlemiştir, biri din adına, diğeri kimlik adına masumları öldürmüştür. Bu iki karanlığa da aynı netlikte "dur" demek boynumuzun borcudur. Terör saldırılarında ve toplu can kayıplarında yaşanan ihmallerin üzeri örtülürse bu sadece bir adli hata değil, bir siyasi suskunluk suçudur.
Bu Meclisin sorumluluğu, o suskunluğu bozmak, yargının önünü açmaktır ve hiçbir bürokratın, hiçbir siyasetçinin, hiçbir makam sahibinin hukukun üstünde olmadığını hatırlamaktır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)