Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 5 |
Tarih: | 09.10.2025 |
CHP GRUBU ADINA MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, AKP Grubundaki arkadaşlarımızın zaman zaman bizi çok anlamadıklarını veya hak vermediklerini veya muhalefetin gereksiz yere Genel Kurulu tıkamaya çalıştığını düşündüklerini biliyorum. Ama değerli arkadaşlar, şunu bilin ki siyasi iktidar, AKP iktidarı -Hükûmet diyemiyorum çünkü gerçek bir Hükûmet yok, bir tek adam rejimi var- size de üstenci davranıyor, Meclise de üstenci davranıyor. Siyasi güç merkezi, millî irade Mecliste olmamaya başladı. Biz, sanki birilerinin memuru gibi dikte edilen kanunları görüşüyoruz hem de alelacele hem de tartışmadan hem de hak ettiği gibi konuşmadan, hatta noktasına virgülüne dokunamadan buradan geçiriyoruz, işin gerçeği bu. Bizim buna itirazımız var, bunu doğru bulmuyoruz. Bunu Meclisin saygınlığına bir saldırı gibi değerlendirdiğimiz gibi, bunun aynı zamanda her birimizin yani sizin de hem milletvekilliği görevinize hem de şahsınıza saldırı olarak algılanması gerektiğini düşünüyoruz, sizin adınıza da mücadele veriyoruz.
Bakın, Trafik Kanunu görüşecekmişiz. İki gün önce Ali Yerlikaya'nın basın bildirisini açın, okuyun. Kanunda neler yapacaklarını açıklıyor "Biz yapacağız." diyor. "Cezaları artıracağız, kış lastiği zorunluluğu getireceğiz, radarları artıracağız." diyor. Yani kanunda ne varsa hepsini söylüyor. Biz neyiz burada? Siz nesiniz? Siz kurşun asker misiniz? Ne hakla böyle bir şey yaparlar?
Yılmaz Tunç, on birinci yargı paketini açıklıyor. Ya, açıklıyor yani sizin burada çalışacağınız bir konuyu açıklıyor kendince. Efendim, Bakanlık bürokrasisi çalışıyormuş! Üstelik de arkadan dolaşıyorlar arkadaşlar, bizim buna itirazımız var.
Haziran ayında her zaman olduğu gibi, infazla ilgili, ceza usulüyle ilgili bir torba paket geldi ve o torba paketteki bazı maddeleri biz tartıştık ve çektirdik. "Genel güvenliğin kasten veya trafik yoluyla kasten bozulması, vesaire." diye giden bir sürü madde vardı. Mesela, BTK'nin ve sulh ceza hâkimliklerinin erişim engeli getirmesini kolaylaştıran; yani antidemokratik, yani özgürlüklerimizi kısıtlayan hükümler vardı, geri çektirdik. E, getiriyorlarmış geriye, geri getiriyorlar şimdi on birinci yargı paketinde. Şimdi biz buna nasıl itiraz etmeyeceğiz veya siz niye buna itiraz etmiyorsunuz arkadaşlar? Böyle olmaz bu işler. Meclisi yük gören, komisyonları yük gören "Nasılsa göndeririz, oradan geçer, sayısal üstünlüğümüz var." diyen, "Ne istersek yaptırırız." diyen bir anlayış var. Meclis kendi saygınlığını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MURAT EMİR (Devamla) - Anayasal açıdan Meclisin elinin kolunun bağlandığını, bir tek adam rejiminin içerisinden geçtiğimizi ve siyasi güç merkezinin saray olduğunu ve burada gerçekten ülke yönetimine dair millî iradenin talep ettiği çalışmaların yapılamayacağını biz de biliyoruz ama yine de her birimizin burada sorumluluğu var.
Bakın, Cumhurbaşkanı geldi, darbe yapan bir Cumhurbaşkanı... Biz geçen yıl Türkiye'nin 1'inci partisi olarak ayağa kalktık çünkü "Türkiye'de konuşulması gereken sorunları konuşalım, kavga bir adım geride kalsın." dedik ama bugün bu koşullardaki bir Cumhurbaşkanlığı millî iradeyi temsil etmediği için önünde kalkmayı da uygun görmedik ama o gün "Niye kalkmadın?" "Meclis böyle bir yer mi?", "Meclis, millî irade." diyenlerin bu sözlerime bir cevabı olması gerekmez mi? "Ya, biz millî iradeyiz, biz sizin elimize tutuşturduğunuz teklifleri tartışmak zorunda değiliz." diye niye demiyorsunuz? Bunu bekliyoruz sizden. (CHP sıralarından alkışlar)