GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:6
Tarih:14.10.2025

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün burada bir utancı, bir acıyı, bir adaletsizliği bir kez daha dile getirmek için söz alıyorum.

(Kürsüde konuşan hatibin cep telefonundan veya elektronik cihaz aracılığıyla bir ses kaydı dinletmesi)

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Milletvekilimiz Genel Kurula hitap etsin.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Böyle bir usul yok Genel Kurulda.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Evet, üç yıl önce tam da bugün, bu akşam, Amasra maden ocağında yüzlerce madenci bu sese tanık oldu. Bu siren 43 madencimizin duyduğu son ses oldu. 43 canımızı, 43 madencimizi yerin yedi kat altındaki karanlığa gömdünüz ama o karanlık sadece yerin altında değildi, o karanlık, göz göre göre gelen bir cinayete sessiz kalan bir yönetimin içindeydi. 43 canımızı kaybettik. Sayıştay raporları, uzmanlar, odalar hepsi uyarmıştı "Metan gazı değerleri tehlikeli seviyede, havalandırma yetersiz, sistem alarm veriyor." demişlerdi. Madenciler "Ölüm geliyor." demişti ama bu uyarılar Ankara'da koltuklarda oturanlara hiç ulaşmadı, hiçbirisi umursamadı çünkü bu ülkede işçiyi feda et ama yandaşını koru anlayışı bir yönetim politikası hâline geldi. Değerli milletvekilleri, üç yıl önce Amasra'da yaşanan bir iş kazası değildir, yaşanan göz göre göre gelen bir cinayettir. Defalarca uyarılmış, defalarca raporlanmış, defalarca dile getirilmiş bir faciadan kader diyerek sıyrılan sorumsuz bir zihniyetin sonucudur. Amasra'daki karanlık liyakat yerine torpili, denetim yerine kayırmayı, insan hayatı yerine kârı seçen bir düzenin sonucudur. Peki, faciadan sonra ne oldu sayın milletvekilleri? Yine aynı senaryo, yine aynı tiyatro, tam 12 duruşma oldu ve bu süreçte gerçek sorumlulara Hükûmetiniz, bu iktidar kalkan oldu, bakanlıklarınıza dokunmadınız, kamu görevlileri başta olmak üzere soruşturma izni dahi vermediniz siz. Mahkemede 43 canın ölümüne neden olanların tamamı değil, sadece Amasra müessesesindeki birkaç isim yargı önüne çıkarıldı, üst sorumlulara dokundurtmadınız, kalkan oldunuz, onları yargı önünden kaçırttınız siz. 43 insanın canı sanki bir idari hataymış, bir form eksikliğiymiş gibi bir de bu üst sorumlulara görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı yani en üst cezayı alsalar bile yatarı yok. 43 insan hayatını kaybetti, bir form eksikliğiymiş gibi, bir idari hataymış gibi alacakları cezaların yatarı yok. Soruyorum size: Bu mudur adalet? Bu mudur 43 canın hayatını kaybetmesinin sonucu? Bu mudur vicdan? (CHP sıralarından alkışlar) O gün ocağa inen 43 madenciden her biri evinden çıkarken son kez ailesine, eşine, çocuğuna sarılmıştı. O akşam 43 ocağın ışığı söndü, şimdi o evlerde bir sandalye hâlâ boş. O anneler üç yıldır mezarlığa gidip toprağı okşuyor. O aileler her gece aynı kabusla bu siren sesini duyuyorlar ve biz bu acının, bu cinayetin telafisinin olmadığını biliyoruz.

Mahkeme salonlarında adalet de ne yazık ki göçük altında kaldı, adalet de karardı. 43 madencimiz şehit oldu, 43 aile dağıldı ama suçlular 43 can başına neredeyse birkaç ay ile birkaç yıl bile sürmeyen cezalarla kurtuldular. Kim bunu kabul eder? Soruyorum size: Hangi hukuk, hangi vicdan, hangi adalet bunu kabul eder? Bugün hâlâ el üstünde tutulan, duruşmaya dahi getirilmeye tenezzül edilmeyen bürokratlar var. 43 canın asli sorumlusu olanlar, EYT'den emekli edilen bürokratlar var. Hâlâ madencinin değil, koltuğun korunduğu, yandaşın korunduğu bir sistem var bu ülkede. Üç yıl geçti ya, koskoca üç yıl geçti ne bir adalet ne bir yüzleşme, bir istifa bile etmediler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bir yüz kızarması yok. Bu Mecliste utanmadan ölen barutçu maden şehidimizi bile suçladınız siz. Ve bilin ki artık bu düzen çökmektedir sayın milletvekilleri ama biz bu cinayetin üstünü örten her gücü, her koltuğu, her yalanı teşhir etmeye devam edeceğiz; kapatıldı zannedilen, kapattığınızı sandığınız bu davalar gün gelecek yeniden açılacak çünkü bu mücadele sadece Amasra'nın değil, Türkiye'nin adalet mücadelesidir ve bu cinayetleri "kader" diyerek meşrulaştıranlara asla sessiz kalmayacağız.

Amasra'da hayatını kaybeden maden şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Amasra'nın siyasi hesabını biz soracağız. (CHP sıralarından alkışlar)