GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:66
Tarih:15.02.2012

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bugün, 25 Kasım 2011 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi ve 25 arkadaşımızla birlikte verdiğimiz, yerel basının sorunlarının araştırılmasıyla ilgili önerge üzerine söz almış bulunuyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki ülkemizde yerel basınımızın ve gazetecilerimizin sorunlarını saymakla bitiremeyiz. Ancak o kadar sorunları olmasına karşın sorunlarının en başında basında, günümüzde, özgürlük gelmektedir. Bugün 105'e yakın gazetecimiz Terörle Mücadele Kanunu'ndan yargılanıyor. Halkımızın özgür ve bağımsız haber alma hakkı gittikçe daralıyor. Bazı gazeteciler örgütle bağlantıları olduğu iddiasıyla yargılanırken ortada ne örgüt var ne de örgüt adına rastlıyoruz. Hatta İstanbul Valisi protesto edildiği için tutuklanan gazetecimiz bile var.

Yazdıkları yazılar nedeniyle zindanlarda tutulan onlarca gazeteci arasında halkımızın oylarıyla milletvekili seçilen Gazeteci Yazar Mustafa Balbay, Kanal B televizyonunun imtiyaz sahibi Profesör Doktor Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Nedim Şener, Ahmet Şık, Profesör Doktor Yalçın Küçük, Soner Yalçın başta olmak üzere onlarca gazeteci suçlarının ne olduğunu bilmeden, "Ergenekon" adı verilen, davadan dolayı zindanlarda tutulmaktadır.

Bu tablo ile tutuklu gazeteci sayısının 105'lere çıktığı ülkemiz, dünyada tutuklu gazeteci sayısı itibarıyla da 1'inciliği ele geçirmiştir. AKP Hükûmetinin dört elle sarıldığı Terörle Mücadele Yasası ile siyasetçilere, öğrencilere, gazetecilere, sendikacılara, aydınlara yönelik tutuklamalar son hızla devam ederken, tutuklu gazeteciler gerçeği ayyuka çıkmıştır. Ocak 2011'de 39 olan tutuklu gazeteci sayısı, ne yazık ki Ocak 2012'de 105'e yükselmiştir. Bu hâliyle, ülkemiz, tutuklu gazeteci bakımından dünyanın en büyük hapishanesine dönüşmüştür. Hatta, kitabı dahi basılmadan, düşüncesi itibarıyla bile içeride bulunan yazarlarımız ve gazetecilerimiz vardır. Başbakanın, Cumhurbaşkanının, AKP'li bakan ve yöneticilerin peş peşe "Onlar gazeteci değil, teröristtir." şeklindeki açıklamaları da ne yazık ki gerçeği örtbas edemiyor. Olsa olsa, bu açıklamalar, suçluluk psikolojisiyle yapılmış açıklamalardır.

Değerli milletvekilleri, yerel gazete ve gazetecilerimizin sorunlarının tespitini yaparken ulusal basınımızın ve gazetecilerimizin sorunlarından soyutlayarak saymamız söz konusu değildir. Ulusal gazete ve gazetecilerimizin sorunları neyse, yerel gazete ve gazetecilerimizin sorunları da aynıdır. Halkımızı aydınlatma ve zamanında bilgi sahibi yapma görevini yerine getirirken çok sayıda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmakta, baskılar görmekte ve dolayısıyla ayakta kalmakta zorlanmaktadırlar. Yerel gazetelerimizin ayakta kalmalarının can damarlarından olan ilan pastasından pay alma konusunda sıkıntılar yaşanmakta ve Resmî Gazete ilan pastasından yeterince pay alamamaktadırlar. Ticari ilan ve reklam yetersizliği, kâğıdı temin etme zorluğu ve gazete okuma oranlarının düşüklüğü yanında, yetersiz tiraj, satışı artırmak için içeriği iyileştirmek yerine magazin haberleri ve promosyon kampanyalarında çare aramak, teknolojiden yeterince yararlanamama, kalifiye eleman bulma sıkıntısı gibi birçok etken yerel basınımızın gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "fazilet adaları" olarak nitelendirdiği yerel basınımızın en önemli sorunlarının başında ekonomik sorunlar yer almakta; yerel basınımız haber malzemeleri bulmakta büyük zorluklar çekerken, bir yandan yerel iktidar çevrelerinin baskısı altında görev yapmaya, diğer yandan da iktidar baskısı altında kıvranıp durmaktadırlar. Bu zorluklar içerisinde yayın hayatını sürdürmeye çalışan gazetelerimiz gerçek anlamda gazetecilik faaliyetlerini yerine getirememenin sıkıntısını yaşamaktadırlar.

Resmî ilanların dağıtımında, Basın İlan Kurumunun bulunduğu illerde reklam ve ilan pastasından pay alma bir ölçüde aşılsa da, Basın İlan Kurumunun bulunmadığı illerde resmî ilanların yerel gazetelere dağıtımında çok ciddi sorunlar yaşanmakta, eşit bir şekilde dağıtım yapılmamaktadır.

Ayrıca yerel yönetimlerin ve büyük ticari kuruluşların da ilan ve reklam konusunda yeteri kadar duyarlı olmadıklarını görüyoruz. Bugün Anadolu'da bir banka, fabrika ya da hastane açan bir iş adamı, kuruluşunun tanıtımını yapmak üzere vermiş olduğu ilan ve reklamını yerel gazeteler yerine ulusal gazetelere vermeyi tercih etmektedir. Bu durum da yerel gazeteler açısından olumsuz bir durum yaratmaktadır. Ayakta durabilmelerini sağlayabilecek ekonomik dengenin bozulmasına neden olmaktadır.

Yerel gazeteler açısından resmî ilan pastasından pay almak çok önemlidir. Basın İlan Kurumunun bulunduğu merkezlerde yayının sayfa sayısına ve süresine bakılarak ilanlar dağıtılırken, İlan Kurumunun bulunmadığı yerde ise bu dağıtım valiliklerin ve kaymakamlıkların inisiyatifine bırakılmıştır. Valilik ve kaymakamlıklar da bu yetkilerini adil kullanabileceği gibi istismar da edebileceklerdir. Nitekim günümüzde vali ve kaymakamların günümüz iktidarı içerisinde siyasi birer ilçe başkanı ya da il başkanı gibi çalıştıkları göz önüne alınırsa -yerel basınımızın da- ne kadar  -bu paydan- tarafsızca görevini yerine getirildiği sizlerce malumunuzdur.

Yerel basınımızın bir diğer sorunu da yeteri kadar teknolojiden yararlanamama sorunudur. Teknoloji eksikliği gazetenin çıkmasına, yayınlanmasına ve dağıtımına kadar her aşamada kendisini hissettirmektedir. Yerel basınımız?

Son yıllarda yapılan araştırmalar yerel gazetelerin yüzde 28,6'sının elle, yüzde 39,6'sının makineyle, yüzde 31,7'sinin ise bilgisayarla dizildiğini ortaya koymuştur. Hâlâ ülkemizde yerel basının pedallı, portatif, fotokopi makinelerle çıkarılmaya çalışıldığını da gözlemlemekteyiz.

Diğer sorun ise yerel gazetelerimizin tiraj sorunudur. Gazetenin tüm teknik işlerinin ve içeriğinin hazırlanmasından sonra satış için tezgâhlara çıkması, daha değişik yöntemlerle okura ulaşması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelere göre ülkemizde gazete okuma alışkanlığı fazla yoktur. Gazete okumaya ilgi az olunca da özellikle 1990'lı yıllardan başlayarak günümüze kadar kuponla hediye dağıtma ve lotarya yöntemleriyle tiraj artırmak istenmiş, bu şekilde tirajlarını artırarak bazı ulusal gazetelerimiz ancak ayakta kalabilmişlerdir. 

Yerel gazetelerimiz, ulusal basınımızın yan kolu gibi algılansa da ne yazık ki yerel basınımız yayınlandığı bölgenin ve kişilerin sorunları başta olmak üzere, sorunların çözümü, ilişkilerin gelişimi ve olumlu yönde kamuoyu oluşturmaktadırlar.

Ülkemizde yaklaşık bin civarında olan yerel basınımızın ve basın mensuplarımızın sorunları çoktur. Çeşitli ilçelerde çıkan yerel gazetelerimiz başta olmak üzere, idari, mülki ve yayınlandıkları bölgelerdeki kamu kurum ve kuruluşları ile çok yakın ilişkileri olması dolayısıyla, başta haber kaynağına ulaşmakta zorluk  çekmektedirler. 

Çok değerli milletvekilleri, kuruluşlarımızın ve özellikle yerel basınımızın bu ulvi görevlerini yerine getirirken onların ekonomik anlamda desteklenmesi ve çözüm yollarının bulunması amacıyla arkadaşlarımızla birlikte vermiş olduğumuz önergenin desteklenmesini ve komisyon kurulmasını rica ediyorum.

En derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Sarıbaş.