| Konu: | Ahmet Minguzzi davasında dün verilen karara, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı açıklamaya, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na ve yarın yapılacak HSK seçimlerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 22.10.2025 |
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak biz de Ahmet Minguzzi davasında dün verilen kararı biraz daha konuşmak istiyoruz.
Sayın Grup Başkan Vekili doğru söylüyor, olayların önüne mi geçeceğiz yoksa her olaydan sonra feryat edip "tweet" mi atacağız? Milletvekilinin görevi aslında sadece burada konuşma yapmak, oy kullanmak ya da "tweet" atmak değil. Her gruptan bir milletvekilini alarak gelin bir sokağa çıkalım, Beyoğlu'nun arka sokaklarına bir gidelim; Adana'nın, Mersin'in yoksul mahallelerinde yaşayan çocukların durumunu bir görelim. Türkiye'de bazı okulların çıkışında bir gözlem yapalım, tebdilikıyafetle gidelim. Durum bir felaket. Bakın, söylüyorum; işsizlikten, çaresizlikten, ailenin ilgisizliğinden milyonlarca çocuk maalesef silahlandırılıp sokağa salınmış vaziyette. Sosyal medyada onları özendiren videolar paylaşanlar bir şekilde iletişime geçerek cebine biraz para koyup, beline silah takıp, iyi bir hayatı olabileceği izlenimi verip bu çocukları suça sürüklemektedir. Yarın bunların önüne geçemeyiz. Bakın, bir kez daha söylüyorum: Sokağı görelim ve suça sürüklenen çocuklar için ne yapabiliriz, bunu konuşalım. İçişleri Bakanı da Emniyet de Parlamento da yargı da bunun gereğini yapmalıdır. 14 yaşında bir çocuk öldü. Dünkü annenin feryadını ben dinleyemedim televizyonda ve bir siyasetçi her şeyden önce empati yapmalı. Ben o annenin babanın yerine kendimi koyduğum zaman çıldırıyorum ama maalesef ki çocuklarımız, insanlar sokakta güvende değil. Bugün 15 yaşındaki çocuğun cebine silahı koyuyor, bir motor veriyor, bir iş adamını ya da hiç suçu günahı olmayan herhangi birisini öldürebiliyor; sokaklar güvenli değil, bunu hep beraber çözmeliyiz. En son, finalde, ağlamakla, bağırmakla, “tweet” atmakla bu olmuyor. Meclisin önemli bir görevi, teklifim net; her gruptan bir milletvekili çıkalım sokağa, Beyoğlu'nun arka sokaklarına, Adana'nın mahallelerine bir bakalım, durumun vahametini anlarız.
Şimdi, dün iddianameyi konuştuk. İddianameyi konuştuktan sonra savcılık bir açıklama yaptı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "Kütahya ve Isparta Belediyeleriyle ilgili soruşturmalar sorulacak." dedi. Bakın, bu soruşturma başladığı günden itibaren neden Isparta'ya, neden Kütahya'ya soruşturmaların yapılmadığını sorduk. Eğer bir soruşturmada bir savcı eşit davranmıyorsa, birilerini aklayıp birilerini cezalandırmak için algı yaratıyorsa, delil topluyorsa o iddianamenin, soruşturmanın ve sonuçta kovuşturmanın hiçbir önemi olmaz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; savcı unutmuş, savcı iddianamede temizlik yaparken birkaç cümleyi unutmuş. Bakın, aynen okuyorum: "Aziz İhsan Aktaş, emir-talimat ilişkisi içerisinde olduğu çalışanları üzerine şirketler kurduğu, kurduğu bu şirketlerin Aydın, Diyarbakır illerinde yürütülen soruşturmalarda ihaleler aldığı..." Bunlar iddianamede var. Bu belediyelerde kayyum olarak görev yapan Bağlar, Kayapınar, Diyarbakır belediyelerinden almış ihaleyi. Şimdi sorarım: Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu bugün partide olsaydı iddianamedeki yerini alacaktı ama öyle bir noktadayız ki adam kayyum olarak atanan validen, kaymakamdan Diyarbakır'da ihale almış, iddianamede bunu yazmış, Aydın'daki soruşturmanın olduğunu iddianamede unutmuş; bir şeyi daha unutmuş ama, Özlem Çerçioğlu'nu da oraya eklemeyi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yani şimdi, aslında, Özlem Çerçioğlu hikâyesi... AKP'nin yirmi üç yıllık bir filmini yapsak Özlem Çerçioğlu başrolde oynar. Niye? Şimdi, hanımefendi yargılanıyor, hem de Aziz İhsan Aktaş'la ilgili soruşturmada yargılanıyor ama AKP'ye geçiyor, tertemiz! AKP'de nasıl bir havuz var ben merak ediyorum, oraya girip çıkan ya da kapıdan giren aklanıyor mu? Aklanıyor mu ya? Ya, bu Özlem Çerçioğlu, iddianamede adını unutmuş, var; soruyorum Akın Gürlek'e, soruyorum Adalet Bakanına, her gün 3 kez "Türkiye hukuk devletidir." diyen Adalet Bakanına soruyorum: Bu durumdan utanmıyor musunuz?
Sonra, bu Özlem Çerçioğlu'nun -alışkanlıkları da edinmiş AK PARTİ'ye geldikten sonra- konser yaptığı alanın boş olduğunu yazan gazeteci tutuklanmış, villasının görüntülerini alan gazeteci tutuklanmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bakın, Cumhuriyet Halk Partisinde tam yirmi üç yıl siyaset yapmış, böyle bir durum yok, hiçbir gazeteci hakkında şikâyetçi değil ama görüyoruz ki Özlem Çerçioğlu AKP'ye geçtikten sonra yargı tam bir kalkan olmuş kendisine, yargı kalkan olmuş. Kimse tutuklanmasın; Kütahya da tutuklanmasın, Isparta da tutuklanmasın, Özlem Çerçioğlu da tutuklanmasın ama Zeydan Karalar tutuklanıp onlar tutuksuzsa bu iddianame yok hükmündedir, çöp hükmündedir; bu iddianame bir zulüm iddianamesidir, utanç verici bir iddianamedir.
Soruyorum: Bu kadar siyasi davranılır mı ya? Yani şu mu? Bakın, bu, bu; Özlem Çerçioğlu'nu kurtaran bu rozet, AKP rozeti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Son dakika, buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son dakikam, biliyorum.
AK PARTİ rozetini tak, kurtul; takmazsan iddianamedesin. Ben bunu verebilirim, Sayın Başkan, şimdi "iftira" diyecekler ama Aydın, Diyarbakır'da alınan ihaleleri savcı yazmış ya! Bari usulen yargılayın, usulen yargılayın Özlem Çerçioğlu'nu ama maalesef ki eleştirdiğimiz zaman, konuştuğumuz zaman konuştu oluyor; böyle yargı olmaz.
Yarın HSK seçimleri... Üyeler seçilecek. Listeye bakıyorum, sanki partinizin genel merkezine aday adaylığı için başvurmuş isimler; oradan aday, buradan aday, İzmir'den aday, aday adayı... Olmaz. Buna hep beraber çözüm bulalım. Buna kızmayın. Yargı artık Türkiye'yi, bizleri, Meclisi, erkleri küçük duruma düşürüyor.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)