GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:22.10.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle o ayakta olup konuşan arkadaşları güvenlik kapısının çıkışında, sol tarafta Murtaza'nın kahvesi var, oraya davet edelim, orada sohbete devam etsinler, biz de burada, Genel Kurulda gündemimize hâkim olalım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

Bugün burada konuşacağım mesele artık sadece bir yolsuzluk meselesi falan değil, bugün konuşacağımız konu... Devletin damarlarına kadar sirayet etmiş bir çürümenin, sistemli bir yağmanın, partizan bir rejimin sonuçlarını konuşacağız bugün. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu ülkenin güven duvarıdır, "merkez bankası gibi" derler, güvenebileceğin adamı gösterirken ama gelin görün ki o cebimizdeki o paranın üzerinde imzası bulunan Merkez Bankası Başkan Yardımcısının yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandığı bir ülkedeyiz.

Kemal Bey size de söylemiştim ama duymamışsınız.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Kusura bakmayın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Eyvallah.

Bu artık bireysel bir yolsuzluk değil, kurumsal bir çöküşün de resmidir. Merkez Bankasının iştiraki olan Bankalararası Kart Merkezinde yapılan ihalelerde milyonlarca liralık kamu zararı tespit edilmiş ve bu ihalelerdeki aktörlerin yalnızca bir ihale çevresinden ibaret olmadığı, bir çıkar zinciri, bir rabıta ağı artık herkesin malumu. Bu soruşturmanın emrini de şimdiki Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın verdiği bilgimiz dâhilindedir. Kendisine de buradan yüce Türk milleti adına teşekkür ediyoruz zira bu yolsuzlukla ilgili daha önce yapılan ihbarları bundan önceki Merkez Bankası Başkanı asla ve kata kale almadı, yerine gelen Merkez Bankası Başkanının soruşturma emri vermesiyle ortaya çıkan bu yolsuzluk sonucu Türkiye'de ilk defa bir Merkez Bankası Başkanı yolsuzluk yaptığı için, Merkez Bankasını soyduğu için cezaevinde. Türk siyasi tarihinde Merkez Bankası iktidar bürokratları tarafından soyulan tek iktidar olarak anılacaksınız. Türk siyasi tarihi yirmi üç yıllık iktidarınızla beraber Merkez Bankasını soyan iktidar olarak da sizi anacaktır.

Bugün kayıt dışı ekonomi yüzde 30'u geçmiş durumda. 400 ila 500 milyar dolar arası bir kayıt dışı servetten bahsediyoruz. Ama bu yalnızca ekonomik değil, bu aslında ahlaki bir çöküştür. Kayıt dışı ekonomi kayıt dışı ahlak üretir, ahlaksızlık üretir. Kayıt dışı ahlak kayıt dışı siyaseti doğuruyor ve sonunda olan bu ülkenin tertemiz insanlarına, vatandaşlarına oluyor.

"Vatandaşları" derken, halkın ne çektiğinden, nasıl yaşadığından hiç haberiniz yok. Başınızda bir tek şey var, "Bizim iktidarımız devam etsin, ne olursa olsun iktidar devam etsin." Halk hiç umurunuzda değil. (AK PARTİ sıralarından "Haddini aşıyorsun, haddini!" sesi)

Bir parkta 2 tane yaşlı adam oturuyor. Yaşlı adamlar birbirleriyle konuşurken gülmeye başlıyorlar. Genç geçerken soruyor: "Amca, neye gülüyorsun ya?" diyorlar. "Biz bu memleketin meselelerini çözmeye karar verdik ve bir çözüm de bulduk." diyor. "Çözümün ne, amca?" diyor. "Bir tren bulacağım, bütün halkı da bu trene bindireceğim, bir eşeği de arasına koyacağım." diyor. "Ya, amca, gözünü seveyim ya, ne alakası var eşekle?" diyor. "Ulan, bak, halkı hiç soran yok, halkı, takmış orada sonradan bindirdiğimiz eşeğe." diyor. Halkın durumuna bakın ya. İktidar olmak tabii ki önemli, yönetmeyi istemek tabii ki önemli ama halka rağmen iktidarı devam ettirmek, halka rağmen iktidarın nimetlerini sadece yandaşlarınıza dağıtmak iktidar olmak değil, memleketi kendi yandaşlarınıza, yoldaşlarınıza peşkeş çekmek demektir.

Bu sistemin adı Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi değil, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi olana kadar bu memlekette nispeten adalet, nispeten demokrasi, nispeten halkın taleplerine uygun yönetim uygulanıyordu ama artık "Cumhurbaşkanlığı patronaj sistemi" geldi. Devleti bir ganimet gibi görüp makamları ve sermayeyi yandaşların pay ettiği düzenin ismi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi. Liyakatin yerini sadakat aldı, adaletin yerini de çıkar alınca hem kurumlar hem toplum kaçınılmaz bir çöküşe sürüklendi. Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey korku değil aslında, siz herkesi korkutmaya çalışarak memleketi yönetmeye çalışıyorsunuz. Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey adalet; kayırma değil liyakate ihtiyacımız var, örtbas etmeye değil, memleketin yolsuzluk yapılmaması için denetime ihtiyacı var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bu Meclis, bu milletin vicdanı, o vicdanın sesi olmak zorundayız, zorundasınız hepiniz. Başta Türkiye Varlık Fonu olmak üzere Bankalararası Kart Merkezi, kamu bankaları, Rekabet Kurumu, SPK gibi tüm aktörlerin denetlenmesi ve tespit edilen yolsuzluklara son verilmesi için acilen bir Meclis araştırma komisyonu kurulması gerekiyor. Bu, bizim milletimize borcumuzdur. Bugün burada kurulacak bir araştırma komisyonu, aynı zamanda temizlik için bir milat olacaktır. Kamu gücünü kullanarak manipülasyon yapan, rant sağlayan, halkın cebinden nemalanan kim varsa hesap vermek zorunda. Unutmayın bu ülke sadece yolsuzlukla değil denetimsizlikle de çöküyor. Bir devlet korkuyla değil adaletle ayakta durur. Bir millet ancak liyakatle geleceğini inşa eder. Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)