GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:11
Tarih:23.10.2025

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Söz aldığım 3'üncü maddedeki düzenleme marina, liman ve kıyı tesislerinin yanı sıra gemi ve yat kiralayanlara da kimlik bildirme yükümlülüğü getiriyor, anlık veri akışına bağlanmayanlara kademeli para cezaları öngörüyor ve ruhsat iptalini 4'üncü ihlale öteliyor. Güvenliğin, asayişin hassas ve önemli bir konu olduğuna katılıyorum ancak veri yükümlülükleri ne kadar orantılı, ne kadar denetlenebilir ve kişisel veriler bakımından ne kadar güvenceli olacak bu konuları da değerlendirmek gerekir; bu düzenlemede böyle bir değerlendirme göremiyoruz. Aksi hâlde, iyi niyetli işletmeler için bürokratik yük, vatandaşlar içinse mahremiyet riski doğurabileceğini belirtmek gerekir.

Bir başka kimsenin itiraz etmeyeceği konu da kayıt dışılıkla mücadele bu konuda. Zira, turizm çeşitlensin ülkemiz yükselen turizm alanlarında rekabetçilik kazansın istiyoruz ancak kendisinin de otelci olmasından olsa gerek yerli ve yabancı tüm turistlerin sadece otellere gitmesini isteyen bir Kültür ve Turizm Bakanımız var. Özellikle turizm alanında şu an görüştüğümüz gibi ve benzeri düzenlemeler değerlendirilirken ülkemizin turizm sektörünün bir Bakanın tekelinde olmadığını unutmamak gerekir diye belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz bu teklif yalnızca birkaç teknik düzenlemeden ibaret değil. Vakıf taşınmazlarından kamu mülkiyetine, turizm alanlarından kültürel mirasın korunmasına kadar birçok başlığı kapsayan geniş içerikli bir torba yasa teklifi. Teklifte yer alan bazı düzenlemelerle Sayıştayın yıllardır dikkat çektiği denetim eksikliklerinin giderilebileceğine dair bir umut maalesef taşıyamıyoruz. Oysa, Sayıştay raporlarında Vakıflar Genel Müdürlüğüne dair çok ciddi uyarılar var; taşınmazların tapu kayıtlarının mevcut kullanıma uygun olmaması gibi, ecrimisil uygulamalarının kiralama yöntemi gibi kullanılması gibi, yurt dışı projelerde planlama ve denetim eksiklikleri gibi ve ayrıca tahsis süreçlerinde şeffaflık sorunları gibi problemler belirtilmiş ancak biz bu teklifte bu tespitlere yönelik yapısal ve kalıcı bir çözüm iradesi maalesef göremiyoruz. Örneğin, bu düzenlemeler yürürlüğe girdiğinde Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetim raporları kamuoyuna açık olacak mı? Kiralanan taşınmazların listesi şeffaf bir biçimde kamuoyuna açıklanacak mı? Eğer değilse bu düzenleme kamu yararını değil, kapalı kapılar ardında yürütülecek ekonomik ilişkileri koruyacaktır ve ne yazık ki bu teklif kültürel ve doğal mirasımızı ranta teslim eden anlayışın maalesef bir devamıdır.

Sayın milletvekilleri, ayrıca, bu teklifte belediyelerin gelirlerini azaltabilecek bazı düzenlemeler de yer alıyor. Maneviyat gibi hepimiz için çok kıymetli bir değerin arkasına sığınılarak yerel yönetimlerin ekonomik alanına müdahale edilmesi, sosyal hizmetlerin aksamasına neden olabilir. Bu tür düzenlemeler yerel demokrasiyi zedeler, toplumsal fayda yerine merkeziyetçi bir anlayışı derinleştirir.

Sayın milletvekilleri, bu vakıflar sadece taşınmazlardan ibaret değildir, onlar yüzyıllar boyunca milletimizin hayır ve hizmet anlayışının birer sembolüdür. Bu değerlere sahip çıkmak, onları günübirlik planlara kurban etmemek ve gelecek kuşaklara doğru ve sağlıklı bir şekilde aktarmak hepimizin öncelikli görevi olmalıdır. Bu nedenle, yapılan düzenlemelerin hiçbir kurumsal hafıza ve uzmanlık dikkate alınmadan sadece belirli kurumlara sınırsız yetkiler tanınarak gerçekleştirilmesi kabul edilemez. Yetkinin, liyakatin ve hesap verilebilirliğin esas alınmadığı hiçbir sistem sürdürülebilir değildir ve teklifte koruma kurumlarına bağımsız denetim ve yargı yolu maalesef zorlaştırılmaktadır. Kamulaştırma yetkilerinin genişletilmesi, kamu kültür varlıklarının statülerinin esnetilmesi gibi maddeler özel çıkar gruplarına muazzam fırsatlar sunuyor. Her ne kadar yerel halkın katılımı ve görüşünün alınması önerilse bile bunun bağlayıcılığı konusundaki şüpheler maalesef giderilmiş değildir. Kültür varlıkları üzerindeki yetkilerin merkezî kurullara devri belediyelerin ve il özel idarelerin yetkilerini törpülüyor, karar verme süreçleri dar bir çevreye kilitleniyor, halkın, sivil toplum kuruluşlarının ve bilim insanlarının etkisi giderek azaltılıyor. Bu teklifler özgürlük maskesiyle daha kapalı bir sistem yaratmayı amaçlıyor. Doğa, kültür ve halkın iradesi hiçbir siyasi tercihin arka bahçesi olmamalıdır diyorum ve bu konudaki direnç ve mücadelemizin süreceğini belirtiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)