GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:13
Tarih:05.11.2025

CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, ortak umutla Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Bizler, bu topraklar üzerinde kadim inancımızın medeniyetini taşıyoruz. Her birimizin derin benliğinde sevgi, hoşgörü, kardeşlik var. Bu coğrafyanın dili Yunusça'dır, doğası gereği özdeşleştiği imge sözlü geleneğidir; bir sonraki kuşaklarda kendisini üretmesi, var etmesi ise saklı bilgi geleneğinin devamıdır. Alevi inancımız, hakikate dair derin bilgiyi, insanın iç yolculuğunu, irfanı ve yol erkânının özünü bu sırdan alır. Bugün ve her dönem bizlere belirsizliği dayatan devletin ta kendisidir. Bilinçli yarattığı belirsizlikten doğan yanlışlarla Alevileri birbirine düşürme ve ötekileştirme politikaları üreten de devletin kendisidir.

Sayın milletvekilleri, şunu vurgulayarak bir kez daha dile getirmek istiyorum ki inancımızın merkezinde insan, doğanın bütünü vardır. İnsanın özü her canlıya denktir; her canın değeri ve onuru her türlü kimlikten, sınıflandırmadan, aidiyet etiketinden önce gelir. Bu anlayışla rengi, dili, dini, mezhebi, etnik kökeni ya da düşünceleri hiçbir insanı diğerine göre üstün veya aşağı yapmaz, yapamaz da. İnancımız, insanın doğuştan getirdiği biyolojik veya toplumsal sınıfla değil yaşamı boyunca sergilediği ahlaki duruşla, bilgiyle donanmış bilinciyle, insanlık adına tüm canlılara kattığı değerlerle ölçülür. Bize göre her canın özünde aynı hakikatin ışığı vardır. İnsanın taşıdığı kutsallık Tanrı'nın bir parçasını kendi özünde barındırdığı kutsallıktır. Bu nedenledir ki insanın değeri, doğumuyla değil yaşamla kurduğu ilişkiyle belirlenir; kimse doğuştan üstün ya da aşağı değildir. Üstünlük onurlu duruşla, adaletle, sevgiyle, emekle kazanılır. Pirimiz Hacı Bektaş Veli'nin buyurduğu gibi "İncinsen de incitme." "Bir olalım, iri olalım, diri olalım." sözleriyle özetlenen felsefesinin, Alevi inancının özünü ve insanlığa dair ortak vicdanı temsil ettiğini biliyoruz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi "Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir." taleplerini haklı bulmasına rağmen devlet bu kararları hâlâ yerine getirmedi. Yine, aynı şekilde, birkaç gündür tartışılan Kobani kumpas davasıyla ilgili verilen karar çerçevesinde Sayın Selahattin Demirtaş ve siyasi tutsak arkadaşlarımız ivedi bir şekilde serbest bırakılmalıdır.

Zorunlu din dersleri uygulamasından, cemevlerinin ibadethane statüsünde tanınmamasından, kamu kaynaklarının eşit dağıtılmamasından Alevi inancının yok sayılmasına kadar birçok alanda eşitsizlik ilkesinin ihlal edildiğini hepimiz biliyoruz. Bugün, burada, yalnızca bir inanç grubuna ya da bir etnik topluluğa değil hepimizin ortak geleceğini ilgilendiren bir meseleye dikkat çekmek istiyorum. Toplumsal, dinsel, kültürel, etnik sorunların ağırlığı artık hayatımızın her alanında belirleyici bir gerçeklik hâline dönüşmüştür. Bu sorunların varlığını görmezden gelerek yaşamaya alışmak ya da onlarla özdeşleşerek acıya teslim olmak, artık ne insanidir ne de siyasal açıdan kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bizler ortak geleceğimizi inşa etmek istiyorsak bu sorunlarla yüzleşmeli, onları duymalı, çözüm için adım atma cesaretini hepimiz göstermeliyiz çünkü o topraklarda barış, yalnızca silahların susması değil adaletin tesis edilmesi, eşitliğin sağlanması ve farklılıkların birlikte yaşam iradesiyle buluşmasıdır.

Alevi toplumu adına aktif bir sorumluluk çağrısı yapıyoruz. Hepimize düşen görev, tarih boyunca bizi ayrıştıran ön yargıların, korkuların ve yanlış politikaların üzerine cesaretle gitmek, toplumsal barışı güçlendirecek adımlar atmaktır. Bunun yolu ise her bir kimliğin, her bir inancın, her bir kültürünün eşit yurttaşlık zemininde kendini ifade edebildiği bir düzen kurmaktan geçer.

Sayın milletvekilleri, devlet, bugüne kadar Alevi toplumun sorunlarını çözmek, taleplerini karşılamak, onlarla doğrudan samimi, eşitlikçi bir iletişim kurmak noktasında tatmin edici bir irade ortaya koyamamıştır. Aradan geçen yıllara rağmen, yapılan toplantılar, düzenlenen çalıştaylar, "açılım" adı altında yürütülen süreçler Alevi toplumun beklentilerini karşılayamamış, gerçek bir demokratik müzakere ortamı oluşmamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

CELAL FIRAT (Devamla) - Bu girişimler ne yazık ki temsil değeri yüksek bir buluşma zemini yaratamamış, her kesimin kendini özgürce ifade edebileceği, karar alma süreçlerine etkin şekilde katılabileceği bir yapıya kavuşturulamamıştır. Yapılması gereken çok açıktır: Alevi toplumunun taleplerini bir lütuf gibi değil anayasal yurttaşlık hakkı olarak görmek, bu çerçevede gerçek bir demokratik irade ortaya koymaktır. Sorunları çözmenin yolu, Alevileri muhatap almak, onların temsilcileriyle samimi, sürekli bir diyalog kurarak karar alma süreçlerine doğrudan katılımlarını sağlamaktır.

Bugün burada altını çizmemiz gereken nokta şudur: Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruyacak olan farklı kimlikleri bastırmak değil onları tanımak, saygı göstermek, eşit yurttaşlık temelinde haklarını teslim etmektir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aşk ile. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)