GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cezaevindeki Tayfun Kahraman’a, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e ve gözaltına alınan gazetecilere ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:06.11.2025

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, evet, Tayfun Kahraman haksız, adaletsiz bir şekilde Silivri zindanında tutulmaya devam ediliyor; kızı Vera, babasız büyümeye, eşi eşine hasret yaşamını sürdürmeye devam ediyor.

Anayasa Mahkemesi bir karar verdi, Anayasa Mahkemesi adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ifade etti ve yargılamanın tekrarı ve tahliyesine ilişkin de kararını kesin olarak verdi. "Anayasa Mahkemesi kararları" başlıklı 153'üncü madde açıkça şunu söylüyor: "Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." Peki, bu açık hükme rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve heyeti neye güveniyor da Anayasa'yı açıkça ihlal ediyor? Bu açık hükme rağmen nasıl ben Anayasa Mahkemesi kararlarına uymam diyebiliyor? Çünkü önünde örnek var; Akın Gürlek de İstanbul'da ağır ceza mahkemesi başkanıyken Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayarak kariyerine başladı ve böylece Adalet Bakan Yardımcılığına, oradan da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına kadar yükseldi. O hâlde, memlekette Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak demek ki bir kariyer sebebi.

Peki, bu Akın Gürlek ne yapmış? Bakın, burada kamuya açık belgeler var, bunlar Avrupa'da ticaret sicilinin tasnif edildiği bütün sitelerde yayımlanıyor. Bu kararlar artık internet sitelerinde dolaştığı için tekrar tekrar göstermeye gerek duymuyorum ama hepimizin bildiği kararlar. Peki, ne deniyor bu kararlarda? Akın Gürlek hem Adalet Bakan Yardımcısı olduğu dönemde hem de Cumhuriyet Başsavcısı olarak İstanbul'a atandığı dönemde Lüksemburg'da kurulu bulunan Etimine SA adlı bir firmada yani Türkiye Varlık Fonuna bağlı Eti Madenin yurt dışı temsilciliğinde yönetim kurulu üyesi olarak maaş alıyor. Peki, kendisini nasıl savunuyor Akın Gürlek? Bir gazeteciye açıklama yapmış, "Ben Adalet Bakan Yardımcısıyken bu parayı aldım, Cumhuriyet Başsavcısıyken almadım." diyor. Peki, Anayasa’nın 140'ıncı maddesinin -hani uyuluyor mu emin değilim de bir göstereyim yine- son fıkrası ne diyor? "Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar, hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler." Yani Adalet Bakan Yardımcısı olman seni hâkim ve savcı sıfatından çıkarmıyor. Peki, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ne diyor? Diyor ki: "Hakim ve savcılar, kanunlarda belirlenenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görev alamazlar, kazanç getirici faaliyetlerde bulunamazlar." Öylesine katı ki bu kural, eşinin, reşit olmayan ve kısıtlanmış çocuklarının kazanç getirici faaliyetleri varsa bunu da Adalet Bakanlığına on beş gün içinde bildirecekler. Ben şimdi söylüyorum: Her konuya laf yetiştiren arkadaşlar, buna ne diyorsunuz ya? Türkiye Varlık Fonu idaresinde bulunan bir kurumdan maaş alan bir savcı Türkiye'de yargı dağıtıyor, ne diyorsunuz buna? Bu, yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrı ve birbirini denetleyerek bağımsız bir şekilde çalışmasına bir örnek midir yoksa bu bir hukuki skandal mıdır? Daha dün buradan seslendik: Hâkimler ve Savcılar Kurumu acaba ne yapıyor? Bu konuda da mı kulağının üstüne yatmaya devam edecek? (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, tabii, akşam bunların haberleri yapılınca sabaha bir basın operasyonu bekliyorduk. Gazeteci arkadaşlar tutuklandılar, gözaltına alındılar -dilimizden çıksın- gözaltından serbest bırakılmalarını umuyoruz ve diliyoruz. Peki, gözaltına alınmışlar; ifade nedir, gerekçe nedir? "Yalan haberi yaymak." Bakın, "Yalan haberi yaymak." deyince stok para görüntülerini yayınlayan TRT'ye, "560 milyar liralık yolsuzluk var." diyen TRT'ye bir bakalım. Akşamları kanalları pencere pencere 5'e bölüp de CHP'ye hakaret etmeye yeltenenlere bir bakalım ama daha önemlisi başka bir şeye bakalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, Sayın Günaydın, lütfen tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sadece çalışabilen dillere değil çalışamayanlara da bakalım. Ya, siz, Sabah-ATV operasyonunu nasıl yaptınız? Sağır sultan biliyor değil mi? Siz şimdi inkâr edersiniz. Kamu ihalelerinden ayrılan paylarla, topladığınız paralarla Sabah'ı ve ATV'yi yandaşlaştırmadınız mı? Yani eskiden bağımsız, tarafsız haber yapan Sabah ve ATV o tarihten bu yana sizin borazanınız hâline gelmedi mi, yalan haberi yaymıyor mu? 2,5 milyar lira kamu ihalesi verdiğiniz Eşref Keleş'e 84 milyon TL'ye Flash TV'yi satın aldırıp da yandaşlaştırmadınız mı? Habertürk'ü ve Show TV'yi Can Holdinge Aralık 2024'te 575 milyon dolara satın aldırarak yandaşlaştırmadınız mı? Ha, inkâr edersiniz değil mi? Can Holdingin sahibi Kemal Can diyor ki: "Bana devlet büyükleri burayı satın almam talimatını verdiler."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - "Zaten yönetim kurullarına bakarsanız devletin izini de görürsünüz." diyor. Devletle hükûmeti ayıralım, hükûmetin izini görürsünüz. Sonra Ekim 2025'te buna da tahammül edemeyip el koyup da TMSF'nin varlığı yapmadınız mı? Tele1'de Merdan Yanardağ daha ifadesini vermeden kayyım atayıp ana haber bültenine müdahale edip de yayınını kesmediniz mi? Türkiye'de bir avuç tarafsız ve bağımsız gazeteci yayın yapabilir hâlde kaldı, onları da sabah operasyonlarıyla teslim alıyorsunuz.

Ha, bir de yeni yöntem çıktı: "Mevcutlu olarak ifadeye davet." Bu, ne demekse? Yani kırk yıllık ceza hukukçusu diplomam kan ağlıyor. Mevcutlu ifadeye davet etmek ile polis eliyle götürmek arasında ne fark var acaba, birisi bana ifade edebilir mi? Ya, bütün bu saçmalıklar Türkiye'yi hukuk devletinden giderek uzaklaştırıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayın.

Son kez uzatıyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Hemen tamamlıyorum.

Şunu söyleyeyim: Bu mesele eninde sonunda sahiplerine döner, bir an evvel yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayın; ya değilse, bu tarafsız ve bağımsız olmayan yargıdan bir gün siz de şikâyet edeceksiniz.

Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)