| Konu: | Ahıska Türklerinin sürgününün yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 12.11.2025 |
KAAN KOÇ (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz milletim; bugün bu kürsüde, tarihin en derin acılarından birini anmak üzere söz almış bulunuyorum.
Sözlerime başlamadan önce, dün yaşadığımız talihsiz uçak kazasında şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Ahıska sürgününün 81'inci yıl dönümü. 93 Harbi'nde Posoflu Âşık Üzeyir'in dediği gibi "Ahıska gül idi gitti/Bir ehli dil idi gitti/Söyleyin Sultan Mahmud'a/İstanbul'un kilidi gitti." 14 Kasım 1944 sabahı Sovyet askerleri Ahıska köylerini sardığında henüz gün ağarmamıştı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce Türk birkaç dakikalık süre içerisinde evlerinden koparıldı. Tren vagonlarına dolduruldular; soğuğa, açlığa, ölüme gönderildiler. Tek bir suçları vardı; Türk olmak, Müslüman olmak, inancına ve kimliğine sahip çıkmak. Ama şunu asla unutmayalım: Ahıska Türkleri sürgün edildiler ama teslim olmadılar, topraklarından koparıldılar ama kimliklerinden koparılmadılar ve o gün bugündür, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar kalplerinde hep bir sevda taşırlar: "Bir gün ana vatanımıza, Kızılelma'mıza kavuşacağız."
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; benim memleketim Ardahan, Ahıska'ya en yakın şehir ama aslında sadece komşusu değil kardeşidir, yoldaşıdır, kader ortağıdır. Biz Ardahanlılar biliriz ki bir sınır çizgisi bir milleti ikiye bölemez. Biz biliriz ki Ahıska'nın dağı Ardahan'ın ufkuna bakar, Ahıska'nın gözyaşı Çıldır Gölü'ne karışır, Ahıska'nın hasreti Posof'un dualarında yaşar.
Değerli arkadaşlar, Ahıska Türkleri kimliğini ve imanını bedel ödeyerek koruyan bir halktır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti bu vefalı millete sırtını dönmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız dünyanın neresinde bir mazlum halk varsa, hangi soydaş zulme uğruyorsa oraya merhamet elini uzatmıştır. İşte bu minvalde, 1990'lı yıllardan itibaren özellikle Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan gibi ülkelerden gelen Ahıska Türkleri Türkiye'ye sığınmış ve geçici oturum izniyle yaşamaya başlamışlardır. Cumhurbaşkanımız ve AK PARTİ hükûmetlerimiz öncülüğünde 2006 yılında kanun hükmünde kararname ve Bakanlar Kurulu kararlarıyla Ahıska Türklerinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınması süreci başlatılmış ve 2015-2017 yıllarında düzenlemeler yapılarak birçok Ahıska Türküne doğrudan istisnai yolla vatandaşlık verilmiştir. Bugün binlerce Ahıskalı Türk Türkiye'nin dört bir yanında huzurla yaşıyorsa, Ahıskalı gençler üniversitelerde alın teri dökebiliyorsa, bugün Ahıska anaları evlatlarına "Bu toprak artık senin vatanın." diyebiliyorsa bu, Recep Tayyip Erdoğan'ın vicdan siyasetinin eseridir. Bu kapsamda, coğrafyamızdaki tüm Ahıska Türkleri TİKA ve Dünya Ahıskalı Türkler Birliği aracılığıyla desteklenmektedir. Ayrıca, devletler arası anlaşmayla Ahıska'ya sadece kimlik belgesiyle ziyaret gerçekleştirilebilmektedir.
Cumhurbaşkanımız defalarca ifade etmiştir: "Ahıskalı kardeşlerimiz bizim özbeöz canımızdır. Onlar sürgün edildiler ama gönlümüzden hiç çıkarılamadılar." İşte, bizler de bu anlayışın neferleri olarak Posof'ta bulunan Türkgözü Gümrük Kapımızı modernize ederek açtık ve Ilgar Dağı Tüneli'nde yoğun çalışmalar sürdürüyoruz. Bu sayede, Ardahan ve Ahıska, Anadolu, Karadeniz ve Kafkasya'nın ticaret ve lojistik üssü hâline gelecektir; bağlarımız ve bölgesel ilişkilerimiz gelişmeye devam edecektir. Bizim siyasetimiz merhametle yoğrulmuş, tarihine sadık, milletine vefalı bir siyaset anlayışıdır. Bugün buradan sesleniyorum: Ahıska Türkleri yalnız değildir; onların arkasında güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti vardır, onların yanında milletine sevdalı bir Cumhurbaşkanı vardır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bizim görevimiz sadece anmak değil adaletin yerini bulması için mücadele etmektir. Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüş hakkı sadece tarihî değil ilahi bir haktır. Bu Meclis, bu Hükûmet, bu millet o hak yerini bulana kadar bu davanın takipçisi olacaktır.
Bu vesileyle, sürgün yollarında can verenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Rabb'im bir daha hiçbir soydaşımızı vatanından, ezanından, bayrağından uzak bırakmasın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)