| Konu: | Sezai Karakoç'un vefatının yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 18.11.2025 |
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üstat Sezai Karakoç'un vefat yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve bizleri televizyon başında izleyen milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Azerbaycan'dan dönüş yolunda Gürcistan'da düşen askerî kargo uçağımızda şehit olan askerlerimize ve Hırvatistan'da düşen yangın söndürme uçağımızın şehit pilotuna Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Bazılarının münzevi bir hayat yaşadığını söylediği, bazılarının şair olarak, bazılarının edip olarak tanıdığı, kiminin "mütefekkir" kiminin "siyasetçi" dediği Sezai Karakoç kimdir? Sezai Karakoç 1933 yılında Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde doğmuştur. İlkokulu Ergani'de, ortaokulu Kahramanmaraş'ta, liseyi Gaziantep'te, üniversiteyi Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümünde okumuş, sonraki dönemde Maliye teşkilatında çeşitli görevlerde bulunarak Anadolu'nun birçok il ve ilçesini bu vesileyle gezme ve tanıma fırsatı bulmuştur. Fasılalarla memuriyet yapmış ancak 1973'ten sonra memuriyetten ayrılmış ve devlette hiçbir resmî görev almamıştır.
Sezai Karakoç bir fikir ve sanat adamı olarak yaşadığı çağa damgasını vurmuş müstesna bir şahsiyettir. Vefatının üzerinden dört yıl geçti, seksen sekiz yıllık ömrünü ilmek ilmek ördüğü bir dünya tasavvuruna adamıştı. Sezai Karakoç'u anmak hem kalbini hem de ufkunu hatırlamak gibidir.
Sezai Karakoç anılmayı çok ister miydi, önce onu düşündüm. Sohbetlerinde geçmişimizden, medeniyet değerlerimizden, bu medeniyetin inşasına katkı sunanlardan bahsedip onları rahmetle anar, saygıyla selamlardı. Ancak "Üstat anılmayı mı daha çok isterdi, anlaşılmayı mı?" diye bir soru sorarsak ben daha çok anlaşılmayı istediğini düşünüyorum. Hatıralarında "Mizacım gereği yaptıklarımın başkası tarafından görülmesi için gayret sarf etmem, propagandasını yapmak âdetim yoktur ortaya koyduklarımın, ilgililerin onu görmesini yine kendilerinden beklerim." demektedir çünkü o bir çağın sessiz yürüyüşçüsü, kelimelerin ve ideallerin gölgesinde kendi yolunu açan bir diriliş eri olarak yaşamıştır. Sezai Karakoç milletimizin varlık meselesini, insanlığın durumunu en geniş perspektiften derin bir analiz gücüyle ele almış; fikir, sanat, edebiyat ve kültür alanları başta olmak üzere topyekûn bir uyanış, kendi ifadesiyle "diriliş" hareketi başlatmış, bunu sosyal ve siyasi alana da taşımıştır. Ona göre siyaset, insanın diriliş yürüyüşünün zorunlu bir parçasıdır. "Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı / Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum / Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın / Ben yaşamıyor gibi, yaşamıyor gibi yaşıyorum / Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum." diyen Sezai Karakoç'un şiirini eyleminden, eylemini düşüncesinden, düşüncesini hayatından ayrı göremeyiz; hep birbiriyle iç içedir ve yeniden yorumladığı bir medeniyet tasavvurunu bütünler.
Üstat hayatı boyunca hakikat medeniyetinin inşası için çalışmıştır. Üstada göre medeniyet üç temel ideaya dayanır: Güzellik ideası, doğruluk ideası ve iyilik ideası yani medeniyetin üç temeli vardır. Medeniyet demek, bir toplumun kendi güzellik inancını, anlayışını, doğruluk anlayışını ve iyilik anlayışını gerçekleştirmesi demektir. Doğruluk alanı inançlar, felsefe, düşünce ve bilimdir. Güzellik ideasını sanatlar, genel olarak estetik karşılar, iyiliği de ahlak sağlar. Diriliş düşüncesinin temel gayesi bu medeniyetin daha da yükselmesini ve onun ileride inşa edilecek büyük bir insanlık medeniyetinin temel taşı olmasını sağlamaktır. Dirilişi anlatırken üstat "İşte, dava budur, diriliş davası budur, medeniyetimizin dirilişidir, sadece inancın değil. İnanç temeldir, inanç ağacın çekirdeğidir, tohumudur fakat biz tohumdan bahsetmiyoruz; bir ağaçtan, bir çınardan, muhteşem bir çınardan söz ediyoruz. İşte, o çınarın adı İslam'ın dirilişi, ruhun dirilişi, insanlığın dirilişidir." demektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.
NURETTİN ALAN (Devamla) - Üstada göre ölüm de bir diriliştir. "Ey sevgili, uzatma dünya sürgünümü benim" dizesi ve "Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır." dizeleriyle ölümü sevgiliye kavuşmak yani dirilmek olarak betimlemiş, 16 Kasım 2021 tarihinde sevgilisine kavuşmuştur. Bir sohbetinde bizlere söylediği şu sözü kulaklarımızda çınlamaktadır: "Dünyanın ışıltısı diriliş ışığınızı söndürmesin." Büyük Üstat Sezai Karakoç'un ruhu şad olsun.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)