| Konu: | Antalyalı çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 18.11.2025 |
AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bakın, bu elimde gördüğünüz sepet Antalyalı çiftçilerimizin ürettiği bereketli ürünler. Yalnız, çiftçilerimiz bu ürettiği ürünlerin ne yazık ki karşılığını tam olarak alamıyorlar. Bakın, domatesten salatalığa, patlıcandan bibere fiyatlar geçen senenin yarısına düşmüş durumda ama maliyetlere bakıyoruz; mazottan fideye, işçilikten gübreye kadar maliyetler yüzde 40 ila yüzde 80 oranında artmış durumda.
Dün Kaş ilçemizin Çavdır Mahallesi'nde bir biber serasını ziyaret ettim. Sivri biber üreten çiftçimiz diyor ki: "Ben 1 kilosunu 8-10 liraya ancak satıyorum." Yani 1 kilo sivri biber bugün 1 ekmek etmiyor, bir çay parası etmiyor. Bugün dışarıda bir kahve almaya kalksanız 100 lira ile 120 lira arasında, 10 kilo sivri biber satsanız bir kahve ancak içebiliyorsunuz.
Tarımda şu anda öyle bir düzen var ki ne üretici memnun ne tüketici memnun. Çiftçimiz diyor ki: "Ben 8-10 liraya zor satıyorum ama dibimdeki zincir markette benim satamadığım ürün 3-4 katına fiyatlanmış durumda." Tüketici de bu ürünü almakta zorlanıyor. Yani bu düzen ne üreticiyi memnun ediyor ne tüketiciyi memnun ediyor.
Çiftçimiz ürününe pazar istiyor ama ihracat rakamlarına baktığımızda ise geriye gittiğimizi görüyoruz. Bakın, bir ay önce uyarmıştım, Ukrayna bizim domates ve salatalık ihracatında 1 numaralı pazarımız ancak Ukrayna bize uyguladığı gümrük vergisini yüzde 10'dan yüzde 35'e çıkardı ve bunun sonucunu da ihracat rakamlarında görüyoruz. Bakın, yaş meyve ve sebze ihracatımız yüzde 23 düşmüş, domates ihracatımız yüzde 24 düşmüş; Ukrayna'ya olan domates ihracatımız yüzde 40 azalmış, Rusya'ya olan ihracatımız yüzde 21 düşmüş. Bu pazar sorunu çözülmezse çiftçimiz ürettiğini satamayacak, seneye birçok üretici ekim yapamayacak.
Bakın, bugün tarımdaki diğer büyük bir sorun da nakit akışı krizidir. Piyasada para dönmüyor, herkes vadeli çalışıyor; komisyoncusundan ihracatçısına, çiftçisinden zirai ilaç bayisine kadar herkes nakit sıkışıklığının içerisinde, öyle ki artık sektör "ters valör" denilen yönteme mecbur kalmış durumda. Ürünü 10 liraya vadeli alıp nakit ihtiyacını karşılamak için 5 liraya peşin satıyorlar yani zarar ederek nakit bulmaya çalışıyorlar. Çiftçilerimiz de "Ürün para etmiyor." diye tarlaya şu anda boş su veriyorlar.
Buradan iktidara çağrımı yineliyorum: Üreticinin ürününe pazar bulun, Ukrayna krizini bir an önce çözün ve tarım sektöründeki finansman sıkışıklığını gidermek için de devlet bankalarını derhâl devreye sokun; aksi takdirde büyük iflaslar olur, tarım sektörü çöker, bedelini tüm Türkiye öder. Çiftçilerimize sahip çıkmak millî meseledir, bu devletin bekasıdır. Antalyalı çiftçilerimize de selam olsun buradan. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, bugün, Anamur, Gazipaşa, Alanya, Manavgat ülkemizde tropikal meyve üretim üssüdür. Muzdan avokadoya, mangodan ejder meyvesine kadar birçok tropikal meyve bu bölgede yetiştirilmektedir. Çiftçilerimiz bu ürünlere uzun yıllar yatırım yaptı ancak birçoğu şu anda emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bakın, muzda daha önce yüzde 145,8 gümrük vergisi vardı ve bu oran yerli üreticiyi koruyordu; şimdi bu oran yüzde 7'ye indirildi ve ton başına sadece 626 dolarlık bir ek vergi getirildi yani ithal muza büyük bir avantaj sağlanmış oldu. Bugün muzun maliyeti 35-40 lira, satış fiyatı da yine 35-40 lira yani üretici maliyetine üretim yapıyor, bu şekilde ayakta kalması mümkün değil. Tropikal meyvelerimiz aroması, lezzeti ve mineralleriyle ithal ürünlere göre çok daha tercih edilir durumdadır ancak tropikal meyvelerde üreticilerimiz emeklerinin karşılığını tam olarak alamamaktadırlar.
MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Acı biber nerede, acı biber?
AYKUT KAYA (Devamla) - Bugün özellikle ejder meyvesi ve mango üreticilerimiz ciddi zarar etmektedirler. Bu nedenle, tropikal meyvelerin hasat döneminde, özellikle ağustos ve nisan aylarında ithal ürünlere ciddi şekilde kısıtlama getirilmelidir. Ayrıca, zincir marketlerin raflarında ithal ürünlerin yanında yerli ürünlerin bulundurulması şartı getirilmelidir. Tropikal meyve üreticilerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.
AYKUT KAYA (Devamla) - Gazipaşa ilçemizde yapılan bir Gökçeler Barajı var. Ben merak ediyorum, bu baraj ne işe yarıyor? Bu baraj tarımsal sulama için yapıldı ama Gazipaşalı çiftçilerimiz bu barajdan hiçbir şekilde faydalanamıyor. Barajdan mahallelere giden sulama hatları sürekli patlıyor. Patlayan borular bahçeleri, seraları, ekili alanları yıkıp geçiyor. Bu sorunu defalarca dile getirdim, Tarım ve Orman Bakanlığından bu sorunu gidermesini defalarca dile getirdim ve dile getirmeye devam ediyorum. Gökçeler Barajı'nın tam anlamıyla hayata geçmesi artık zorunludur. Bakın, bugün özellikle Zeytinada, Muzkent, Yakacık, Güneyköy, Göçük ve Kırahmetler Mahallelerimiz ağır bir su krizi yaşamaktadır. Bu bölgede çiftçi, kazancının büyük bölümünü sadece suya harcamaktadır. Böyle üretim olmaz, böyle tarım sürdürülemez. Bu su krizinin çözülmesi için İnal ve Göçük Göletlerinin bir an önce yapılması ve Gökçeler Barajı'ndan boşa akan su için Zeytinada ve Güneyköy'e bağlantı hattı verilmesi gerekmektedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)