GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:19.11.2025

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün bu kürsüden Türkiye'deki ihmaller zincirinden bahsetmek istiyorum çünkü Türkiye'de bu konuşacağımız konu sadece bozuk bir ürün değil, mesele insan hayatına değer vermeyen bir devlet düzenine dönüşmüş olmadır.

Böcek ailesi 4 kişilik bir aile, İstanbul'a geldiler yurt dışından ve maalesef 4'ünü de kaybettik. Ne oldu Böcek ailesine? Bu aile ölümden on beş saat önce iki ayrı tıp fakültesine gittiler, doktorlar gördü, hastane gördü, sistem gördü ama sonuç ihmaller silsilesi. Bu ülkede hekimler suçlu değil ancak hekimleri bezdiren, çalışma koşullarını zindana çeviren, sağlık sistemini çökerterek hekimleri çaresiz bırakan ve hekimleri yurt dışına gitmeleri için zorlayan politik baskılardır. Bir tarafta bozuk gıda, diğer tarafta bozuk denetim. Bu ülkede artık bozuk olanın sadece ürün değil, sistem olduğunun altını çizmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, Kocaeli Körfez'de 999 kişi tavuk dönerden zehirlendi, Rize'de 94 kişi yine tavuk etinden zehirlendi. Bu hafta içinde Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki Barbaros Hayrettin Lisesi'nde onlarca öğrenci zehirlendi. Bu sene, bu Mecliste bile bir gıda zehirlenmesi yaşandı. Bu nedir? Bu, kamu güvenliği skandalıdır. Bu, vatandaşın sağlığını hiçe sayan denetimsizlik düzenidir. Tarım Bakanlığını görmüyoruz burada, Sağlık Bakanlığının nerede olduğunu bilmiyoruz. Denetim ekipleri nerede, standartlar nerede? Onları bulamıyoruz. Bu milletin can güvenliği kimin sorumluluğunda? Yurt dışına giden Türk çaylarında kanserojen maddeler var. Üzüm, armut, domates, salatalık, kuru yemişlerin hepsi de pestisit açıdan çok tehlikeli olduğu için geri gönderiliyorlar. Avrupa Birliğinden geri çevrilen tarım ürünleri ne yazık ki en fazla oranda Türk tarım ürünleri; geri gönderiliyor, Türkiye kara listede. 2025'in ilk aylarında 139 parti ürün Avrupa Birliğinden geri gönderildi. Bu tablo Türkiye tarımının nasıl bir zehir sarmalına sürüklendiğinin göstergesidir. Bitmedi, sahte zeytinyağı, sahte peynir; vatandaşa at eti, eşek eti, domuz eti yediren firmalar; sebze ve meyvede yüksek pestisit. Tarım ilacının tarlada değil, sofrada etkisini gösterdiği bir düzen var artık. Bir dondurma markası Alpedo, çocukların yediği, askeriyede dağıtılan, hastanelerde verilen, marketlerde satışları yapılan bu ürünlerin içinde dışkı kökenli koli basili bulundu. Evet, bunu ben söylemiyorum, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin laboratuvarları söylüyor. Hepimizin içtiği maden suyunda bile koli basili bulundu. Bunun adı nedir? Milletin sağlığıyla oynayan, insan hayatını hiçe sayan, ahlaki çöküşle birleşmiş tam bir gıda terörüdür aslında. Bu ülkenin yetkilileri nerede? Ortada yoklar. Neden bir sorumlu hesap vermiyor? Neden bir bakan çıkıp özür dilemiyor? Neden kimse görevden alınmıyor? Neden hiçbir yetkili istifa etmiyor?

Değerli milletvekilleri, gıda güvenliği bir lütuf değildir, gıda güvenliği devletin temel görevidir. Bugün Türkiye'de bozuk ürün değil bozuk bir düzen vardır; denetim yok, ceza yok, takip yok. Hükûmet olarak bu ülkenin sofrasına konan her lokmayı güvenli kılmak zorundasınız.

Şimdi de gelelim diğer bir çarpıcı gerçeğe: Greenpeace'in araştırmasına göre, Avrupa kendi topraklarında yasakladığı pestisit zehrini Türkiye'ye satıyor. Avrupa Birliğinde kullanımı yasaklanan, insan sağlığına yüksek risk taşıyan birçok tarım zehri Türkiye dâhil düşük ve orta gelirli ülkelere ihraç ediliyor. Avrupa Birliği 2024 yılında 122 bin ton pestisit ihraç etmiş. Bu pestisitler arasında 25 adet yüksek riskli kimyasal var. Bu ihracatın ne yazık ki yüzde 50'si Türkiye, Brezilya, Fas ve Çin'e yapılmış? Yani Avrupa diyor ki: "Benim vatandaşım için yasak ama Türk halkı için uygun." Ama asıl soru şu: Bizim yöneticilerimiz neden buna izin veriyorlar? Neden bu zehir Türkiye'ye giriyor? Neden çiftçinin eline bu kimyasallar tutuşturuluyor? Neden çocuklarımızın tabağına bu ürünler bu kadar kolay giriyorlar?

Evet, Böcek ailesinin kaybından bahsetmiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

MÜHİP KANKO (Devamla) - Böcek ailesinin, yapılan tetkikleri sonucunda, otel odasında yapılan bir ilaçlama sonrasında zehirlendikleri ortaya çıktı yani alimünyum fosfitin ortaya çıkardığı bir şey olduğu ortaya çıktı ama maalesef, bu ilaçlamayı yapan firmanın da ehliyetinin olmadığı, yetkisinin olmadığı ve bilgisinin olmadığı ortaya çıktı. Dolayısıyla, Türkiye'de esas problem yetki, denetim ve şeffaflığın yeterli olmamasıdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)