GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:34
Tarih:11.12.2011

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, birleştirilmiş sınıflarla ilgili, Sayın İnce'nin sorusuna cevap vereceğim.

Çok değerli milletvekilleri, birleştirilmiş sınıflar sadece öğretmeni olmadığı yahut da derslik olmadığı için uygulanan bir yöntem değildir. Dünyanın pek çok ülkesinde, öğrenci sayısının az olduğu yerlerde eğer birden farklı sınıfta öğrenci bulunuyorsa oradaki çocuklara eğitim göstermek maksadıyla birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılmaktadır. Dolayısıyla bizim ülkemizde de şayet birden çok sınıfta yani birinci ila sekizinci sınıf arasında öğrenci varsa ve yeteri kadar sayıda değillerse onlar için pedagojik formasyonları göz önüne alınarak birleştirilmiş sınıf uygulaması yapıyoruz. Dolayısıyla da bu uygulamayı yapamayacağımız yerlerde de zaten taşımalı sistemi uyguluyoruz. Bu açıdan bakıldığında sadece tek faktöre dayalı bir analiz yapmak, orada, doğru olmayabilir.

Onun dışında kaliteyle ilgili bir değerlendirme oldu Sayın İnce tarafından. Tabii, nitelik kelimesi ile kalite kelimesi içerik itibarıyla çok farklı kelimeler değiller. Belki beni eleştirseydiniz, deseydiniz ki: "Bu yabancı bir kelime, bunu kullanmadınız." diye, çok daha makul bir eleştiri olacaktı ve onu kabullenebilirdim ama kalite ile nitelik arasında içerik ve anlam itibarıyla çok fazla bir farklılık yoktur, biri sadece yabancıların kullandığı bir kelimedir.

Onun dışında, Sayın Vural'ın atama bekleyen öğretmenlerle ilgili bir sorusu var. Öncelikle şunu söylemeliyim, diğer, atama bekleyen öğretmenlere yönelik olarak soru soran milletvekillerimizin de sorularına cevap olsun diye: Çok değerli arkadaşlar, 2010 ve 2011 yıllarında kendi hükûmetlerimiz içerisinde olduğu gibi önceki dönemdeki hükûmetlerde de olmak üzere en fazla öğretmen ataması yapıldığı yıllar olmuştur. 2010 yılında yaklaşık 40 bin kişiyi, 2011 yılında yine yaklaşık 40 bin kişiyi öğretmen olarak atadık. 11 bin kişi atanmadı. 11 bin kişi, ben Bakan olduktan sonra, ayrılan 40 bin kişilik kadrodan geriye kalan 11.500 kişiyi ben ağustos ayında atadım. Dolayısıyla?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Seçimde ne dediniz, seçimde ne vadettiniz, onu söyle.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Seçimlerden önce 29.500 kişi atandı mayıs ayında. Bu açıdan bakıldığında yıllık olarak atanan o. Onun dışında?

OKTAY VURAL (İzmir) - Seçimden sonra 55 bin alınacaktı.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Hayır, olur mu? Sayın Vural ve çok değerli arkadaşlar, bütçede belirlenen kadrolar yıllık kadrolardır, 2011 yılı için ne kadar kadro belirlenmişse o kadardır.

OKTAY VURAL (İzmir) - Özür de dilediniz galiba.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Özür diledim. Özür dilememin sebebi 55 bine dair olan değerlendirmeden 40 bininin atanmış olmasıyla alakalıydı. O açıdan bakıldığında?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Efendim, kim hata yapmış da siz özür dilediniz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Ne fark eder? Ne fark eder?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Hayır, merak ediyoruz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - İkincisi, derslik ihtiyacıyla alakalı olarak, hâlen bizim ülkemizde mevcut okullaşma oranlarıyla hesap edecek olursak, yaklaşık 95 bin civarında dersliğe hâlâ ihtiyacımız vardır.

Onun ötesinde, eğer bizim hedeflediğimiz stratejik okullaşma oranlarına ulaşacak olursak, bu sayının daha da artacağını ifade etmek mümkün. Tabii, bunun ötesinde belki şunu da söylemek lazım. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, Urfa ve benzeri illerle ilgili birtakım sorular da oldu, değerlendirmeler de oldu. Şunu söylemek lazım: Göç alan illerimizde eğitim sorunlarını daha ağır yaşıyoruz. Urfa, Diyarbakır, İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Adana, Mersin gibi illerimiz, bu eğitim sorunlarının daha ağır yaşandığı iller olarak karşımıza çıkıyorlar.

Sayın Sarıbaş'ın, terör örgütünün kaçırdığı öğretmenlerimizle alakalı sorusu var. O öğretmenlerimizden sadece bir tanesi bizim kadrolu öğretmenimizdi, geri kalanlar ise ücretli öğretmenlerdi. Dolayısıyla, kadrolu olan öğretmeni daha sonra o bölgede yaşayamasın diye?

MUSTAFA SERDAR SOYDAN (Çanakkale) - At gitsin o zaman!

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Önemli değil yani!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - İzin verirseniz cevap veriyorum zaten, oradan heyecanlanmanıza gerek yok.

Kadrolu öğretmenimizi daha sonra kendi iline naklen atadık, ücretli öğretmenlerimiz ise kendi bulundukları yerlerde görevlerine devam ediyorlar, orada herhangi bir, dışarıya, sözleşme iptali gibi bir uygulama söz konusu olmadı.

Eğitim denetmenleriyle alakalı soruyu soran Sayın Çınar'a söyleyeceğim şey şu: Özellikle son yıllarda Türkiye'de pek çok kurum yeniden yapılanma perspektifi doğrultusunda benzer uygulamayı yaptılar. Bizim yaptığımız kendimize özgü bir uygulama değil, Türkiye'de genelde yapılan yeni değişikliklere uygun olarak bir unvana kavramlaştırma olayıdır. Dolayısıyla, biz diğer benzer uygulamalar yapan kurumlardan farklı bir değerlendirme yapmadık.

BAŞKAN - Sayın Dinçer, süreniz doldu efendim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Peki, diğer sorulara, arkadaşlar, yazılı cevap vereceğim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Dinçer.