GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:21
Tarih:25.11.2025

KADİM DURMAZ (Tokat) - Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir." sözünü hatırlatarak kadına yönelik her türlü şiddet ve sömürüye hayır diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2025 yılında yaşadığımız zirai don felaketi 6,5 milyar topraklarımıza zarar vermiştir. Bu 190 bin dönümlük alandaki zararın devletin verdiği 5-6 bin lirayla telafi edilemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Don ve fiyat şokundan etkilenen bölgelerde çiftçilerimizin 2025 yılı sulama bedellerinin tarım BAĞ-KUR primlerinin bütçeden verilmesini talep ettik ama ne acı ki Hükûmet buna duyarsız kaldı. Yine, Tarım Kredi, Ziraat, Vakıf ve Halk Bankası zirai borçlarının da iki yıl faizsiz ertelenmesini söyledik ama yine o ses de duyulmadı. Maalesef, bu haklı talep her daim AK PARTİ iktidarından geri dönmektedir. Tokat 250 rakımdan 1.200 rakıma kadar değişen bir coğrafyaya sahip. TARSİM teminat başlangıcını 1 Mayıs sayıyor, bu da bölgemizde "Çiçek açmadan sigorta yok." defansına takılarak çiftçiler perişan olmaktadır ve bunun yanı sıra, hububat ve yağlık ayçiçeği gibi ürünlerin de don kapsamına alınmasını istemektedirler. Kapsam dışı bırakılan dönemler için alınan primlerin de üreticiye iadesi gerekmektedir.

Hayvancılıkta da tablo iç açıcı değil. Çoban desteğinin 100 küçükbaş anaç koyundan 150 kuzu-oğlak şartına bağlanması, bölgemizde ortalama 100 baş olan sığır, koyun, keçi varlığı olan çiftçileri rahatsız etmektedir yani 200 baş koyun ve kuzuya çıkarılması gerekiyor, bu da bölgemizde zordur. Dolayısıyla, "Destek almayın diyor." bu talepten geri dönülmesi gerekiyor. Ziraat Bankası küçükbaş hayvan için 7.500 lira destek veriyor, arkadaşlar, 7.500 liraya koyun, kuzu yok. Bunun en az 15 bin lirayla bu bütçede güncellenmesi gerekiyor. İşçi ve memur 7.200 günde emekli olurken çiftçi 9 bin günü bekliyor, bu çarpıklığın da düzeltilmesi gerekiyor. Köyde yaşayan kadınların, aile tarımının lokomotifi anaların güvencesini yani tarım sigorta primlerini devlet yatırmalıdır.

Bölgemiz, son zamanlarda Toprak Mahsulleri Ofisinin el atmasıyla birazcık canlandı ve ne oldu? Artova'da, Zile'de ve diğer ilçelerimizde buğday alımına başladı. Var olan Artova ve Zile ofislerinin güncellenerek günün ihtiyacına cevap verecek hâle getirilmesi gerekiyor. Yine, Kelkit Vadisi'nde, Erbaa-Niksar-Taşova hattında tesisli bir Toprak Mahsulleri Ofisi Ajans Müdürlüğünün kurulması gerekiyor. Tokat'a mutlaka olmayan bir lisanslı deponun da getirilmesi gerekiyor. Hububat ve yağlık ayçiçeği gibi ürünler de mutlaka bölgede teşvik kapsamında hak ettiği noktaya çıkarılmalı. Çiftçi artık, "Biz söylemekten bıkıp usandık, tarım bakanları da kulaklarına tıkaç koydular." diyor yani, artık ÖTV'siz, KDV'siz mazot ve önceden hazırlanıp bu aylarda ifade edilmemiş taban fiyatı olmadan yüzünü toprağa dönüp bakası gelmiyor. Erbaa ilçemizde 460 dönüm serada, 100 dönümü de açık alanda üretim yapan Erbaa Süs Bitkileri Üreticileri Birliği 1 dönüm seradan yıllık 600 bin liraya yakın gelir elde etmektedir. Niksar'da Kelkit Irmağı kenarında Devlet Su İşlerinin ıslah ettiği 2.500 dönümlük birinci sınıf tarım arazisinin mutlaka sera ve çiçekçilik ihtisas organize sanayi bölgesi olarak planlanması, köylerin ortaklaşa kuracakları kooperatiflerle ülkemize yüksek katma değerli üretim yapan bir üs hâline dönüştürülmesi gerekiyor. Tokat'ın artık tarıma dayalı ihtisas OSB talebinin dikkate alınıp hak ettiğini görmekteyiz.

51 ilde mücadele eden "yerel parlamento" dediğimiz il genel meclisi üyelerinin özlük haklarının bu bütçede görüşülerek çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Tokat -önceden de sık sık ifade etmiştim- âdeta maden şirketlerine parsel parsel bağışlanmış gibi verilmişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Yetmezmiş gibi iki gün önce yine Almus ilçesi Çiftlikköy Yaylası'nda, Çilehane Köyü Yaylası'nda, Çamköy Yaylası'nda yeni bir 4'üncü grup maden arama ruhsatı verilerek hem doğamız hem de çiftçilerimiz rahatsız edilmektedir. Bu tabloların bu coğrafyada yaşanmaması gerekiyor.

Yine, yıllardır tekrar etmekten bizim usanmadığımız, Tokat'ı Samsun'dan güneye bağlayacak olan Zile-Amasya yolu, devamında Yozgat-Kapadokya-Mersin Limanı'na gidecek Zile-Çekerek yolu 18 kilometre dikkate alınmalı. Pazar-Zile 30 kilometre, Turhal üzerinden Erbaa'ya bir yol, Topçam üzerinden yine Erbaa'ya bir yol ve kazalarıyla hepimizin yüreğini inciten Reşadiye'ye bir alt geçit, şehre de ikinci bir köprü kaçınılmaz diyoruz. Bütün bu talepleri dikkate almayan iktidar grubuna Sümmani'yim ben bu derdi niderim/Başım alıp diyar diyar giderim/Yarın mahşer günü dava ederim/Mahşer yerine siz gelmez misiniz? diyor Tokatlılar. (CHP sıralarından alkışlar)