| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 25.11.2025 |
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, evet, bugün bir AKP milletvekili Mersin'de su kesintisinden bahsederken Cumhuriyet Halk Partisine hakaret etmeye yeltendi, hakaret sözcükleri de söyledi. Burada stenograf arkadaşlar bu hakaretlerden sonra demişler ki: "AK PARTİ sıralarından alkışlar" AK PARTİ sıralarında 10 kişi yok, ne alkışı var yani? 10 kişi alkışlamış olabilir, bir kere bunu söyleyelim yani toplamı bundan ibaret.
Peki, neyi söylüyor Mersin Milletvekili? Mersin'de bir su kesintisi olmuş, doğru mu? Evet, doğru çünkü bir hızlı tren projesi var, proje Ulaştırma Bakanlığının. Bir de hal katlı kavşağı projesi var, bu da Mersin Büyükşehir Belediyesinin, burada bir deplase meselesi var. Dolayısıyla, bu deplase çalışmaları sırasında dört gün boyunca Mersin'e, kısmen o bölgeye su verilememiş, gelmiş burada bunun siyasetini yapmaya kalkıyor. Yani böyle bir deplase çalışmasında su kesintisinin olması gayet olağandır, sizin de bunu buraya böyle getirmeniz maalesef içinde bulunduğumuz psikolojinin bir sonucudur. Nedir o psikoloji? Çünkü 31 Mart 2024'ten bu yana Türkiye'nin 2'nci partisisiniz ve durumunuz iyiye doğru gitmiyor. Genelde durum böyle, Mersin'de çok daha kötü çünkü Mersin'de 13 ilçe belediyesi var, 1 tane büyükşehir belediyesi var. Ya, bunların içerisinde AKP'nin 1 tane belediyesi yok kardeşim. (CHP sıralarından alkışlar) Yani sen vatandaşın rızasını alıp da 1 tane belediye bile kazanamamışsın. Niye? Çünkü burada gelip Cumhuriyet Halk Partisine, yüz iki yıllık bir siyasal partiye hakaret etmek yerine kendini ve eleştirini doğru cümlelerle ifade et; ardından da mesela Çeşmeli-Taşucu Otoyolu gibi, Akdeniz Sahil Yolu gibi, D400 Kara Yolu gibi merkezî hükûmet yatırımlarının neden yapılamadığının arkasına düş de Mersin'e bir işe yara, yoksa buralara gelip hakaret edip sonra da söylenilenleri dinleyecek cesaretin bile olmadan kaçıp gitmek bir milletvekiline yakışmaz, kınıyorum, kınadığımı da ifade ediyorum burada. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, tabii, milletvekili böyle olunca geriye kalanlara bazı işler düşüyor, milletvekili böyle olunca çıkıyor İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bugün Yeni Şafak gazetesine 8 sütuna manşet beyanat veriyor zaten o da "Cumhuriyet Halk Partisi kapatılsın." diye yazı yazan bir Cumhuriyet Başsavcısı. O öyle yapar da Mehmet Uçum ondan aşağı mı kalır? Saraydaki bir devlet memuru "Belediyeler kapatılsın, belediye seçimleri yapılmasın, merkezi hükûmet atama yapsın." diyor. "1930'dan bu yana olan sistemi kaldıralım." diyor. Ben söyleyeyim size: Cübbelerinizi çıkartın, saraydan çıkın, gelin siyaset yapın, sandığı getirin size dersinizi burada verelim.
İlaveten söyleyeyim: Dün 24 Kasım Öğretmenler Günü'ydü. Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde Türkiye'de eğitime büyük bir fedakârlıkla hizmet eden bütün öğretmenlerimize saygı sunuyoruz ve çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim alanında 18 milyon 710 bin öğrencimiz var. Bunlara Milî Eğitim Bakanlığı düzeyinde 1 milyon 34 bin öğretmenimiz hizmet vermeye çalışıyor ama maalesef eğitimin meselesini konuşacaksak durum iyi değil. PISA skorları itibarıyla baktığımızda Türkiye okuma becerisi alanında 37 OECD ülkesi arasında 32'nci sırada, fen okuryazarlığında 33'üncü sırada, bunları konuşmamız lazım. Başka, vallahi başka bir şey daha var: Öğretmenlerin on yıl evvelki maaşlarıyla 14 çeyrek altın alınabiliyorken bugün ancak 5 çeyrek altın alınabiliyor. Yapılan araştırmalar öğretmenlerin yüzde 64'ünün kiralarını ödemekte zorluk çektiklerini, yüzde 48'inin "Gelirim, giderimi karşılamıyor." dediğini, yüzde 45'inin kredi kartını ödemek için maaşının yarısından fazlasını kullandığını ve yüzde 25'inin de ek iş yaptığını gösteriyor, böyle bir tablodan kaliteli bir eğitimin çıkması mümkün değildir.
Bakın, biz cuma günü Program Kurultay'ımızı yapacağız; Cumhuriyet Halk Partisinin Güçlü Yurttaş, Güvenli Gelecek, Kazanan Türkiye Programı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Biz, burada demokratik, şeffaf, kamucu eğitim sistemini, yaşayan, nitelikli güvenli okulları, öğrenmeyi seven, yetenekle geliştiren mutlu çocukları, yetkin, gelişimini sürdüren, saygın öğretmenleri, demokratik, dinamik, yenilikçi, dünyaya açık yükseköğretim sistemini, nitelikli, özerk, demokratik, yaşanabilir ve topluma katkı sunan üniversiteleri, akademik özgürlüğü, akademik etik ve liyakati, öğrenci refahı, katılımı ve başarısını savunuyoruz ve çok yakın bir zamanda gelecek Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu eğitim sistemini Türkiye'ye mutlaka inşa edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkanım, bir erkek Grup Başkan Vekili olarak ben de bir şeyler söylemek isterim. Kadın-erkek beraber bu toplumda birlikte yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 2024'te en az 394 kadın öldürüldü, 259 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu, 2025'te bu sayılar daha da arttı. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek, 6284'ün sürekli hedef gösterilmesi, iyi hâl indirimleri, haksız tahrik bahaneleriyle insanların cezasızlık indirimine muhatap edilmesi, cezasızlık kültürünün yaratılması, tutuksuz yargılamaların yaygınlaştırılması, maalesef, kadın cinayetlerini birer bireysel olay olmaktan çıkartıyor, sistematik bir politika hâline dönüştürüyor. Kadınların ölümü kader değildir, kadınların öldürülmesi Türkiye'de uygulanan politikaların bir sonucudur. Bütün bunları değiştirmek üzere iktidarı değiştirmek ve düzeni değiştirmek gerekmektedir. Kadın ve erkek birlikte bu memlekete aydınlatacağız.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)