GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:21
Tarih:25.11.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. YENİ YOL Grubunun önerisi üzerine DEM PARTİ adına söz almış bulunmaktayım.

O kadar acınası, o kadar kötü bir durumdayız ki nereden başlasak anlatmaya, ne desek bilmiyoruz. İktidar yirmi üç yıldır bu ülkeyi yönetmiyormuş gibi davranmaya devam ediyor. O yüzden bizim de hafızamızı tazelememiz gerekiyor. Biz bu, sürekli sayısı değişen yargı paketleri sürecine nereden geldik? 2009 yılında başlayarak 4 dönem hâlinde Yargı Reformu Stratejisi oluşturuldu. 2009-2015 yıllarında birincisi, 2015-2019 yılları arasında ikincisi, 2019-2023 arasında üçüncüsü ve son olarak da 2025 yılında başlayarak 2029 yılına kadar da Dördüncü Yargı Reformu Stratejisi planlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, 2009 yılında yayınlanan Yargı Reformu Stratejisi metninin "Amaçlar" başlığına bakalım: Birincisi, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi; ikincisi, yargının tarafsızlığının geliştirilmesi; üçüncüsü, yargıya güvenin artırılması. Peki, 2025 yılında yayınlanan Yargı Reformu Stratejisi metninin "Amaçlar" başlığına bakalım: Birincisi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi; ikincisi, yargı görevi yapanların her türlü baskıdan uzak, hukuka bağlı, vicdani kanaatlerine göre hak ve adaleti gözeterek karar vermelerini sağlayacak teminatların artırılması. On altı yılda değişen hiçbir şey yok; kelimeler aynı, cümleler aynı. Kısacası, aradan geçen on altı yılda bir arpa boyu yol alınmamış, bu iktidar paketlerle, torbalarla ancak kendi bekasını temin etme derdinde olmuştur.

On altı yılda AİHM kararlarının uygulanmaması, Kobani kumpas davasının devreye sokulması ve HDP'ye kapatılma davasının açılması, Kobani kumpas davası dosyasına Emniyetin not bırakarak davayı yönlendirmesi; HDP'nin, DEM PARTİ'nin on binlerce üyesinin haksız hukuksuz bir şekilde tutuklanarak cezaevine atılması; yüz binlerce yurttaşın KHK'yle işinden, aşından hayatından edilmesi; Anayasa Mahkemesi kararlarının yerel mahkeme tarafından uygulanmaması, cezaevlerinde çıplak arama ve işkencelerin ayyuka çıkması, düşünce ve fikir özgürlüğünden on binlerce yurttaşın cezaevine atılması, 2009 yılında 111 bin olan hükümlü sayısının bugün 428 bine ulaşması, son yedi yılda cezaevinde hayatını kaybedenlerin sayısının 540 olması; şimdi, aradan geçen on altı yılda tablo bu iken yüzüncü yargı paketini de getirseniz burada değişen bir şey olmayacak. Siyasi vesayetin kıskacı altına aldığımız yargıdan kim ne hayır görecek, kim ne hayır bekleyecek? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)