| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 26.11.2025 |
MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 3'üncü maddeyle ilgili olarak Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da sanayici bir büyüğümle bir araya geldik. Ekonomideki son gelişmeleri, yeni yılla ilgili beklentileri konuştuk. Çok ilginç bir şey söyledi, dedi ki: "Mustafa Bey, gelişmiş ülkelerde gelecek yıl, yeni bir dönem başladığında o ülkedeki sanayiciler, iş adamları, acaba bu yeni yılda nasıl atılım yapalım, nasıl gelişelim, nasıl istihdamı artıralım, yeni ürünleri nasıl yapalım, yeni pazarlara nasıl sunalım gibi alternatifleri kendi içinde tartışırlar. Biz de her yeni dönemde iktidar tarafından uygulanacak vergi ve zamlardan nasıl sakınalım diye hesap yapmaya başladık. Böylesine bir çelişkili ortamda gelecekle ilgili planlarımızı yapamıyor, geleceğe güvenle bakamıyor. Acaba, yeni vergiler, canımızı nasıl acıtacak bununla ilgili hesaplarla yol almaya çalışıyoruz."
Değerli milletvekilleri, hepiniz gayet iyi biliyorsunuz, Batı'da gelişmiş ülkelerde en önemli vatandaşlık görevi vergi vermektir. Vergi, iktidara kamu hizmetlerini yürütmesi adına emaneten, altını çizerek söylüyorum, emaneten verilen paradır dolayısıyla bu paranın emanet bilinciyle kullanılması beklenir. Vergi geliri fazla olursa harcamalardan artakalan kısım da o vatandaşa iade edilir. Şaka yapmıyorum, o vatandaşa iade edilir. Örneği 54'üncü Hükûmet döneminde Devlet Bakanlığı yapan Sabri Tekir Bey Amerika'da görev yaparken kendisine vergi dairesinden gelen ilave paranın ne anlama geldiğini sorduğunda "Yapılan harcamalar neticesinde bütçe fazla verdi, size iade ediyoruz." denmiştir.
Değerli milletvekilleri, vergi gelirleri ölçüsüz şekilde kullanılırsa kamu otoritesine olan güven sarsılır; insanlar vergi vermekten kaçınmaya, vergi vermekten kaçmaya başlar. Bu durumda da verdikleri verginin doğru bir şekilde kullanılamadığı düşüncesi onlarda ayrı bir yara açar, aidiyetlerini sorgulatır. Bu durumu yürütmek, sürdürmek, verimlilik adına devam ettirmek mümkün değildir. Devletin topladığı vergiler bir gruba servet aktarımı olarak kullanılırsa bu hem suç hem de kul hakkıdır.
Enflasyon, değerli arkadaşlar, bu vergi toplamayla beraber ortaya çıkan olumsuzlukların bir sonucu olabilir, yanlış kararların sonucu olabilir. Enflasyon siyasi bir tercihtir. Bu ülkede paranın halkın eline geçmesi istenmiyorsa enflasyon özellikle kurgulanır, siyasi bir tercih olarak ortaya çıkar ve maalesef sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki Osmanlı'yı yıkan borçlarıdır. Şimdi Hazreti Ali'nin şu sözüne kulak vermenizi sizlerden istirham ediyorum, diyor ki: "Şunu unutma ki vergi toplamaktan ziyade ülkenin kalkınması için çaba göstermelisin. Zira, vergi halka hizmetle elde edilebilir, hizmet vermeden vergi toplama yoluna gitmemelisin." Hazreti Ali'nin bu sözüyle birlikte ilk başta sanayici büyüğümün söylediği cümleleri örtüştürdüğünüzde insanların geleceğe olan güveninin, ülkeye olan aidiyet hissinin nasıl törpülendiğini, nasıl olumsuz etkilendiğini hep beraber görüyoruz.
Maddeyle ilgili de birkaç değerlendirme yapmak istiyorum, daha doğrusu hem de bürokratik süreçleri de buna dâhil ederek konuşmak istiyorum. Geçici vergi beyan ve eklerinin düzenlenmesi hem mükellefler hem de meslek mensupları için ciddi zaman kaybına yol açmaktadır. Mevcut uygulamada gelir vergisi mükellefleri yılın son üç aylık kazancına isabet eden geçici vergiyi mart ayında verilen yıllık gelir vergisi beyannamesiyle tahakkuk ettirerek mart ve temmuz ayında 2 taksit olarak ödeme imkânı varken yine, kurumlar vergisi mükelleflerinin de son döneme isabet eden geçici vergiyi 30 nisanda ödeyebilecekken yapılan değişiklikle aylar öncesinden yani 17 şubatta peşin olarak alınacaktır. Bu da ekonomik krizle boğuşan, likidite sorunu yaşayan KOBİ'lerin finansman sıkıntısını daha da artıracaktır. Meslek mensupları açısından ise her ay verilen beyan ve bildirgeler, her ay veya üç ayda bir hazırlanıp gönderilen e-defter beratları, inceleme ve denetimler ve sık sık değişen mevzuatlar nedeniyle geç saatlere kadar ofislerinde çalışmakta ve artık işin yükünü taşıyamaz hâle gelmişlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum. Bunların üstüne bir de son üç aylık geçici vergi beyanının eklenmesiyle bürokratik külfet daha da artacaktır.
Değerli milletvekilleri, şimdi, iktisat Arapçada "tam hedefe yönelme" anlamına gelen "kast" sözcülüğünden üretilmiş bir sözcüktür Şemseddin Samî'nin ünlü Kamûs-ı Türkî lügatında "iktisat" kelimesinin iki anlamına vurgu vardır; o da tasarruf etmek ve tasarruf neticesinde ekonomiyi, toplanan vergileri doğru kullanmaktır ama "ekonomi" dediğinizde sadece genel bir bilimi tarif etmiş oluyorsunuz. Dolayısıyla değerli milletvekilleri, bu 3'üncü maddedeki yapılan değişiklikleri doğru olmadığını ve genel anlamda kanuna "hayır" oyu vereceğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, DEM PARTİ, İYİ
Parti sıralarından alkışlar)