| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 02.12.2025 |
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, birazdan son derece kritik bir kanun teklifini oylayacaksınız. 17 Mart darbesini hatırlayın, sizler başta Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nu ve seçilmiş belediye başkanlarımızı millet iradesine darbe yaparak tutsak ederken onlar dört bir yandan "Biz masumuz, yargılanmaktan korkmuyoruz ama bu yargılamalar TRT'de, milletin gözü önünde, herkesin duyacağı göreceği şekilde yapılsın." dediler. Biz de bunu söyledik, Sayın Genel Başkanımız defalarca söyledi çünkü biz haklı olduğumuzu biliyoruz, biz arkadaşlarımızın veremeyeceği tek kör kuruş hesap olmadığını çok iyi biliyoruz ama bugüne kadar AKP'nin Genel Başkanından neredeyse hiç ses çıkmadı. Biz bekledik, söyledik, açıkça yargılayalım dedik, herkesin gözü önünde olsun dedik; sustular ama mayıs ayında Sayın Devlet Bahçeli hem "İddianameyi yazdıysanız getirin, varsa delil içine koyun." dedi hem de "TRT'de yayınlansın." dedi.
Değerli arkadaşlar, işte, o gün, biz Cumhuriyet Halk Partisi 3 Grup Başkan Vekili olarak bu kanun teklifini Meclise sunduk. Bu kanun teklifinde seçilmişler bakımından yargılama yaptığınızda yargılamayı TRT naklen yayınlasın ve dileyen kanal da dilediği görüntüyü alabilsin dedik. Niye? Çünkü bu duruşmalar, bu davalar millete mal olmuş. Millî iradeye darbe yapıyorsunuz, 16 milyonun seçtiği bir belediye başkanını cezaevine koyuyorsunuz; milletin Cumhurbaşkanı adayını, 13'üncü Cumhurbaşkanını, Tayyip Erdoğan'ın rakibini ancak cezaevine koyarak kurtulabileceğinizi sanıyorsunuz. Herkes görsün, herkes duysun delilleri dedik.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bahçeli geçenlerde de bunu destekleyen bir konuşma yaptı, "Evet, yayınlanabilir." dedi. Şimdi, bu kanun teklifi hepinizin gözünün önünde, size hodri meydan diyoruz, hodri meydan! (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi bu parmaklar nasıl kalkacak, bu millet görecek. Siz yalandan, kaçaktan, iftiradan, insanları iftiralarla kirletmekten; sahte iddianamelerle, olmayan delillerle her akşam linç etmekten ve lekelemekten mi yanasınız yoksa milletin gözü önünde bir yargılamadan mı yanasınız? Biz milletin gözü önünde açık açık, her şeyin konuşulduğu, tüm delillerin ortaya döküldüğü bir mahkeme ve duruşma istiyoruz. İşte, bunun için "evet" diyeceğiz; MHP Grubunu izleyeceğiz, Sayın Genel Başkanınızın sözlerinin arkasında duracak mısınız, durmayacak mısınız, göreceğiz; AKP'yi de göreceğiz. Adalet Bakanı ne demişti? "Genel Kurul, Meclis karar verirse olur." İşte, olması gereken madde burada, 183'ün yanına bir ek yapıyoruz, çok küçük, çok küçük bir ek koyuyoruz. Gelin, buna "evet" deyin; gelin, korkmayın; gelin, kaçmayın; gelin, bu duruşmaları bütün millet izlesin; gelin, o iftiracılara Ekrem İmamoğlu'nun verdiği cevapları herkes duysun, herkes görsün. İstanbul İl Başkanlığında toplantı yaptınız "İddianame çıktı, iddianamenin içi dolu; ev ev, kapı kapı dolaşacağız, bu iddianameye anlatacağız." dediniz, hatırlıyor musunuz? Gerek yok bunlara, gerek yok zaten sizin sokağa çıkacak hâliniz de yok. TRT'den yayınlayalım, herkes görsün, herkes o iftiracıları görsün, herkes o paçavra iddianameyi görsün, herkes o iddianamede bir tek kör kuruş olmadığını görsün. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, ancak ve ancak yalancılar, ancak ve ancak sahte iddianameler düzenleyenler, ancak ve ancak masum insanları karalayanlar açıklıktan korkar, şeffaflıktan korkar, bütün duruşmaların milletin gözü önünde yapılmasından korkar. Tekrar meydan okuyoruz, gelin, "evet" deyin; güveniyorsanız, yüreğiniz yetiyorsa, inanıyorsanız, sizin yargı kolları başkanınızın hazırladığı o iddianameye, o paçavraya güveniyorsanız, gelin, "evet" deyin; tüm millet izlesin, tüm millet görsün. (CHP sıralarından alkışlar) Hani diyordunuz ya "Bir aya kadar insanların içine çıkamayacaklar, birbirlerinin gözünün içine dahi bakamayacaklar." diyordunuz ya biz buradayız, herkesin gözünün içine bakıyoruz, alnımız açık, başımız dik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
MURAT EMİR (Devamla) - Hiç kimseden korkmuyoruz, hiçbir şeyden çekinmiyoruz; sizin paçavra iddianamelerinizden de hiç korkmuyoruz ama siz de milletten korkmayın; milletin o sarsılmaz vicdanından, ferasetinden korkmayın; gelin, yayınlayın cesaretiniz varsa, herkes görsün.
Bakın, elimde bir haber var Yeni Şafaktan alınmış; 99 yılında bir gazeteci, Ahmet Taşgetiren gidiyor, Tayyip Erdoğan'la görüşüyor Pınarhisar Cezaevinde. Tayyip Erdoğan "Canlı yayın istiyorum, canlı yayın; beni canlı yayına çıkarın." diyor Tayyip Erdoğan. 99'daki Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum: Sen nasıl yirmi yedi yıl önce canlı yayın istediyisen biz de bugün canlı yayın istiyoruz; duruşmaların canlı, açık açık yayınlanmasını istiyoruz. Hodri meydan! Cesareti olan "evet" desin, elini kaldırsın.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)