| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 02.12.2025 |
GÜLDEREN VARLİ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve bizi izleyen tüm halklarımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, torba yasa yönteminin evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu belirtmek istiyorum çünkü bu yasa tekliflerinde birden fazla konuyu ele alan maddeler yer alırken detaylı bir yoğunlaşma ve fikir birliği olmadan yasalaşmaktadır.
Bakın, görüşülen torba yasada yalnızca teknik maddeler değil dar gelirlinin, emekçinin, küçük esnafın, kiracının, emeklinin sırtına yüklenen ağır bir vergi anlayışını konuşuyoruz. Sadece 7'nci maddeyle değil gayrimenkul satışlarında gerçek satış bedelinin düşük beyan edilmesi hâlinde vergi zıyaı cezasını yüzde 25'ten yüzde 100'e çıkaran bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Şimdi, bu düzenleme konut alım satım maliyetlerini artırarak nefes almayan yurttaşın barınma sorununu daha da derinleştirecektir ve adil olmayan bir cezalandırma mekanizması yaratılacaktır. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki ilk adımından ileri gitmeyen ve zorluklar yaşayan halklar şimdi barınma sorunuyla karşı karşıyadır.
Değerli milletvekilleri, bu ülkede satış bedellerinin düşük gösterilmesinin sebebi vatandaş değildir, sebep yüksek tapu harçları ve belirsiz beyan mekanizmalarıdır yani sistemin yanlış dönen çarklarıdır. Sonuç, harç oranları düşürülerek, sistem sadeleştirilerek çözülmesi gerekirken cezaları artırarak adalet değil, yeni mağduriyetler yaratılmaktadır. Adaletsizlik her alanda derinleşiyor, bu ülkeye yazık, bu halklara yazık. Siz de biliyorsunuz ki gerçek satış bedellerinin düşük beyan edilmesinin asıl nedeni, yüksek tapu harcı oranlarıdır. Gerçek emlak değerlerinin kime ve neye göre belirleneceği konusundaki muğlaklık uygulamada sorunlara yol açacaktır. Çözüm, cezayı artırmak değil harç oranlarını düşürmek ve beyan sistemini sadeleştirmektir. Adaletli ve şeffaf çözümler yerine cezai uygulamalar sorunu çözmez, aksine yeni sorunlar ortaya çıkartır.
Sayın milletvekilleri, bu ülkede vergiler "az kazanandan az, çok kazanandan çok" ilkesine göre değil az kazanandan daha çok mantığıyla toplanmaktadır; buna son verin. Dar gelirlilerin kira gelirine, ikinci el araç satışına, küçük işletmelere, emeğiyle geçinenlere yönelmek yerine sermayenin ödediği vergilerin toplam vergi gelirlerinde yüzde 20'lere bile ulaşmayan payına bakın. Eğer gerçek kayıt dışılıkla mücadele etmek istiyorsanız, emekli yoksulluğunu gidermek, vergi politikalarında toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmek, kadın emeğini görünür kılmak ve vergi adaletini sağlamak istiyorsanız, torba yasalarla değil köklü ve yapısal vergi reformlarıyla hareket etmeniz gerekiyor. Sermayeyi koruyan anlayış değişmeden bu ülkede vergi adaleti asla sağlanamaz.
Şimdi, başka bir konu, Van-Hakkâri yolu artık bir ulaşım yolu olmaktan çıkıp felaket yoluna dönüşmüş durumda. Bu yolda yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum, halklarımıza başsağlığı diliyorum. Bakın, İnşaat Mühendisleri Odası şubesinin açıklamasında ifade ettiği gibi, bu yollarda kazaların temel nedeni sürücüler değil yolun mühendislik hatalarıdır; yaşanan ölümler kader ya da talihsizlik değil açıkça önlenebilir ihmallerdir. Bu yolda araçlar virajı alamıyor, yol savuruyor, ayrıca bariyerlerde uyarılar da yetersizdir. Bu yolun canlarımızı almaması için güzergâhların tamamının mühendislik kriterlerine göre yeniden ele alınması gerektiğini Van İMO da belirtiyor. Buradan Ulaştırma Bakanlığına açıkça çağrıda bulunuyorum: Van-Hakkâri yolu kader değildir; bu güzergâhın bir an önce teknik standartlara uygun hâle getirilmesi, gerekli tedbirlerin alınması bölge halkının yaşam hakkı için zorunluluktur. Ölüm tuzağına dönüşen bu ve benzeri yollar için acil çözümler gerekiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)