| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.03.2012 |
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyanın hiçbir ülkesinde eğitim sistemleri, AKP İktidarında olduğu gibi yangından mal kaçırırcasına yapılmamakta ya da değiştirilmemektedir. Sistemlerde başarının ölçüsü her zaman için doğru planlama yapmak ve hazırlık sürecini mümkün olduğu kadar uzun tutabilmektir.
Sayın milletvekilleri, bu yasa teklifinde bırakalım hazırlık sürecini, bu teklifin Genel Kurula geliş şekli bile her açıdan yanlıştır. Eğitim sistemleri öyle zorbalıkla, komisyon işgal ederek, vekil tekmeleyerek ya da gerçek dışı komisyon raporları tanzim edilerek değiştirilmemiştir. Bu bakımdan AKP ve AKP İktidarı maalesef ki tarihe geçmiştir. Bu yasa görüşmelerinde hukuksuzluk hukuk, kanunsuzluk ise kanun olmuştur. Söylemeye utanıyorum ama hukuk devletinin merkezi olması gereken Mecliste, iş buraya gelene kadar her türlü hukuksuzluk, her türlü kanunsuzluk yaşanmıştır. Bu bakımdan da AKP'li komisyon üyeleri ve AKP'li Sayın Komisyon Başkanı da bu hukuksuzluğu ve kanunsuzluğu yaşatan kişiler olarak tarihe geçmişlerdir.
Şimdi ise teklif Genel Kurula geldi. Ben AKP milletvekillerine seslenmek istiyorum: Şimdi siz tarihe geçin. Nasıl mı? Bu hukuksuzluğa, bu kanunsuzluğa "dur" diyen, ret oyu veren milletvekilleri olarak sizler tarihe geçin. Tüm Türkiye sizi alkışlasın, biz de sizi alkışlayalım. Bakın, siz bu kanunu çıkarmak isteyebilirsiniz. Tabii ki bizler yanlış olduğuna inanıyoruz, bu kanunun halka değil, ranta hizmet ettiğine inanıyoruz. Ama benim seçilip de gelen milletvekiline saygım var. Bunu gelin en baştan yapın, en baştan komisyona getirin ve bu kanunsuzluğu, hukuksuzluğu ortadan hep birlikte kaldırın. Aksi durumda, bunu çok iyi bilmelisiniz ki Türk demokrasi tarihinde bu olay kara bir leke olarak her zaman anılacak ve sizler de bu olayın kahramanları olarak halkın, milletin ve çocuklarımızın vicdanında her zaman için mahkûm olacaksınız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4+4+4'ün en baş muhataplarından bir tanesi de tabii ki öğretmenlerimiz. Sonuçta eğitim kanunu değişiyor ama eğitimciler ya da öğretmenler maalesef ki muhatap olarak alınmıyorlar. Bırakın muhatap olarak alınmayı, öğretmenlerin Ankara'ya gelişlerine bile izin verilmiyor, öğretmenleri taşıyan otobüsler durduruluyor, konuşmak isteyenler, sesini duyurmak isteyen insanlar copla, biber gazıyla, tazyikli suyla karşılanıyor. Nasıl milletvekilleri Komisyona sokulmuyorsa aynı şekilde eğitimciler de, öğretmenler de Ankara'ya sokulmuyor. Nasıl milletvekilleri Komisyonda şiddete maruz kalıyorsa aynı şekilde bu işin muhatabı olan öğretmenler de şiddete maruz kalıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bir ülkenin geleceğini ilgilendiren konular parmak hesabıyla değil, bilimsel verilere göre yapılır. Bu kapsamdaki yasalar oy çokluğuna güvenerek "Ben yaptım, oldu." anlayışıyla, "İki günde geçiririz." diyen bir anlayışla yapılmaz. Şahsi kinlerimizi, ihtiraslarımızı, hırslarımızı tatmin etmek için çocuklarımız araç olarak kullanılamaz. "İntikam alıyoruz." diye küçücük bedenler bu işe alet edilemez. Koca bir ulusun, koca bir milletin geleceği bilinmez bir noktaya çekilemez ya da FATİH Projesi'yle birilerini zengin edeceğiz derken çocuklarımızın geleceği karartılamaz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sekiz yıllık kesintisiz eğitimin okullaşma oranlarına, kız çocuklarının eğitimine, çocuk gelinlerin azalmasına katkıları tartışmasız. Bunu Sayın Bakan da açık olarak kabul ediyor. Bu sistemden vazgeçmek için akla, mantığa, bilime uygun gerekçeler bulunmalıdır. Gösterilen nedenlerin, gerekçelerin hiçbir tanesi sekiz yıllık kesintisiz eğitimin bölünmesi için makul bir sebep sayılmamaktadır. Bu nedenle bu yasa devletin ve milletin temeline dinamit koyan, sonuçları çok ağır olacak olan bir yasadır, reddedilmesi de mutlak olarak zorunludur.
Ben bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisinizi saygılarımla bir kez daha selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.