| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA SALİH FIRAT (Adıyaman) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP, DAP, KOP Kalkınma İdaresi Başkanlıkları bütçeleri üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Sözlerime başlamadan önce GAP'la ilgili bir anımı hatırlatmak istiyorum ki, burada bizi izleyen vatandaşlarımız ve sevgili milletvekili arkadaşlarım bu konuda bir yoruma varsınlar. 1965 ile 1970 yılları arasında -ben o zaman beş yaşındaydım- rahmetli dedem bana "Oğlum Salih, şu Karababa Dağı'nın orada Atatürk Barajı yapılacak, baraj gölünde su birikecek, bizim ovalar, bizim köyler sulanacak, hepimiz rahat edeceğiz." diyordu. Aradan kırk beş yıl geçti, Atatürk Barajı bitti, yirmi yıl oldu, yirmi iki yıl oldu, o baraj gölünde su birikmiş ama hâlâ o ovalarda, Turuş Ovası'nda, Bebek Ovası'nda, Akpınar Ovası'nda sulanan tarla yok.
Ben, o zaman o şantiye mühendislerine peynir götürüp veriyordum ki "Baraj çabuk bitsin de biz bu suya kavuşalım." diye. İşte, GAP projesinin bitmemesinin nedeni budur.
Urfa Milletvekilimiz dedi ki: "GAP projesi tamamlanırsa şöyle şöyle olacak." Evet, çok güzel hayaller kuruyoruz "Proje biterse Türkiye böyle olacak, şöyle olacak." Ama işte, gördüğünüz gibi, kırk beş yıldır hâlâ bitirilemedi. Sulama da yüzde 15-16 tamamlandı, yüzde 85'i hâlâ sulanamadı.
Tarım desen öyle, hayvancılık desen öyle, turizm desen öyle. Enerji kısmı tamamlandı yüzde 80 oranında ama enerjiyi de diğer hükûmetler yaptı, AKP Hükûmeti yapmadı.
Son dokuz yılda, seçim meydanlarında hep söylenir "İşte, iktidara geldiğimizde Adıyaman'da sulamayı bitireceğiz, Koçali Barajı'nı bitireceğiz, Çamyurdu Barajı'nı bitireceğiz, Bebek Sulama Projesi'ni bitireceğiz, Aslanlı sulama?" Hiçbiri bitirilemedi, hâlâ başlanamadı; bitirmeyi boşverin, projeleri bile daha yok ama insanlarımız bununla avutuluyor, bununla kandırılıyor.
Biz diyorduk seçim propagandasında? Adıyaman bölgesinde, Güneydoğu'nun bazı bölgelerinde vatandaşlarımız tütünle geçimini sağlıyordu. Tütün o bölgenin can damarıydı baraj gölündeki su gibi ama ne oldu? Tütün yasaklandı, yerine sulama projesi de gerçekleşmeyince, insanlarımız aç kaldı.
Bakın, Adıyaman'dan GAP'a bir ilçe verildi baraja, yetmiş tane köy verildi ama karşılığında Adıyaman'a ne verildi biliyor musunuz? Irgat ihraç eden kent oldu Adıyaman; Türkiye'nin her bölgesine ırgat ihraç eden bir kent hâline gelmiştir. Irgatlık verilmiştir, işsizlik verilmiştir, yoksulluk verilmiştir. Adıyaman'ın kaderi bu olmamalıdır, Güneydoğu'nun kaderi bu olmamalıdır.
Bakın, orada daha önce yapılan yatırımlar vardı, Tekel fabrikası vardı, Sümerbank vardı, Et-Balık kombinaları vardı. Bırakın yenisini yapmayı, bunlar satıldı, bunlar özelleştirildi, bunlar bitti. Yeni fabrika yok, demir yolu ulaşımı yok, duble yol ulaşımı yok. Hiçbir şey yapılmadı o bölgeye ama buna rağmen, o bölgede yüksek oranda bu Hükûmete defalarca oy verildi. Fakirleştikçe vatandaş AKP'ye oy verdi "Belki bize bir şeyler yapar." diye. Ama olmadı.
Bakın, bunun çözümü nedir biliyor musunuz? Güneydoğu'da eğer yatırım yapılsaydı, fabrika yapılsaydı, bu bahsettiğimiz projeler bitmiş olsaydı bugün bu sorunlar olmayacaktı. Ama Güneydoğu'ya ne götürüldü biliyor musunuz? Güneydoğu'ya silah götürüldü, savaş ekonomisi götürüldü, savaş bütçesi götürüldü. Bir bölgeye fabrika götürürsen, bir bölgeye sanayi götürürsen orada işçi görürsün, fabrikatör görürsün, sanayici görürsün, evine ekmek götüren işçi görürsün ama bir bölgeye silah götürürsen orada ölüm görürsün, annelerin gözyaşlarını görürsün, kin ve nefret görürsün. Adıyaman'da ve Güneydoğu'da öyle olmuştur. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar) İnsanlarımız iki tercih arasında bırakılmıştır: "Ya silah ekonomisine destek vereceksiniz ya korucu olacaksınız ya askeri destekleyeceksiniz ya da dağa çıkacaksınız ya da Türkiye'nin her bölgesinde göçe gidip orada ırgatlık yapacaksınız"a bırakılmıştır.
Güneydoğu Anadolu Projesi'nin, DAP projesinin, KOP'un, Doğu Karadeniz projelerinin bitmesinin püf noktası burada yatmaktadır. Savaş ekonomisine dur diyeceğiz, silaha dur diyeceğiz. Türkiye'de iç barışı sağlamak zorundayız. Komşu ülkelerle barışı sağlamak zorundayız.
Bakın, bugün gazetelerde okuduk, İran diyor ki: "Ben Kürecik Radar Üssü'nü hedefe koydum, gerektiği zaman oraya ateş açacağım." Ne demektir biliyor musunuz bu? Yine Güneydoğu ateş altında kalacaktır, yine Güneydoğu'da kan dökülecektir, yine Güneydoğu'da insanlar ölecektir ama biz hâlâ GAP projesinin bitmesi için bekleyeceğiz, "GAP projesi ne zaman bitecek?" diye hayal edeceğiz.
Atatürk Barajı'na gidenler olmuştur. Oraya gittiğinizde bir anıt görürsünüz, o anıtta şunu yazar: "İş kazasında öldük. Ölmesek ne iyi olurdu."
Evet, baraj gölü yapılırken Adıyaman'dan, Şanlıurfa'dan, o bölgeden çalışan işçilerimizin çoğu iş kazasından, trafik kazasından ve baraj gölünde boğularak canlarını vermişlerdir, ölmüşlerdir ama karşılığında, hayal ettikleri dünyayı bulamamışlardır, hayal ettikleri GAP'ı bulamamışlardır.
Biz artık ölmek istemiyoruz, hizmet istiyoruz.
Teşekkür ederim efendim. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Fırat.