GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ?IN, ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:2
Birleşim:35
Tarih:12.12.2011

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın milletvekilleri, sağlık sistemi iyi olursa biz sizlerden çok seviniriz çünkü ben hekimim, önce insan, sonra hekimim. Baştan da söylemiştik, biz iyi olan şeylere "iyi", kötü olanlara da "kötü" demek zorundayız. Eğer hep sizin istediğiniz gibi konuşacaksak o zaman muhalefete ihtiyaç yok demektir.

Bakınız, Sayın Bakan performans sisteminden bahsetti, iyiliğinden bahsetti, performans sisteminin gelmesiyle sezaryenlerde yüzde 45,5 artış olmuştur, ameliyatlarda yüzde 81 artış olmuştur. Şimdi, ben buradan soruyorum: Bu yüzde 81 ve yüzde 45,5 vatandaşımız boşuna mı kesildi, yoksa eskiden ölüyorlar mıydı da kimsenin haberi yoktu? Bu, performans sisteminin getirdiği bir sonuçtur.

Diğer yandan, Türkiye'de acil servislere gidiş tüm sağlık tarihi boyunca hep bedavaydı. Sadece özel sağlık hastaneleriyle ilgili bir genelge yayımlamışlardır ama özel sağlık sektörünün nereden nereye geldiğini vermek için bu Hükûmette, bir rakam vermek istiyorum: 2002'de 260 milyon lira geliri olan özel sağlık hastanelerinin geliri bugün 3,5 milyar dolar civarındadır.

Değerli arkadaşlar, bir başka konu var. Sayın Bakan suyla ilgili beni suçladı. Ben sadece görevimi yerine getirmeye çalıştım çünkü daha önce bir sabıka var, su değerleriyle ilgili doğru söylenmemiş sözler var. Bakınız, 11 Haziran 2008 tarihinde, ODTÜ Rektörü Profesör Doktor Ural Akbulut Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Kızılırmak suyu için "O rapor bize ait değil. Bizim analizlerimize göre Kızılırmak'ta limitinin 2 katı oranında arsenik tehlikesi var." diyerek bir yalanlama yapmıştı. Dolayısıyla, ben halkın sağlığını korumak için burada bir uyarıda ve çağrıda bulundum, yaptığım budur.

Değerli arkadaşlar, bu performans sisteminin, dediğim gibi, savunulacak hiçbir tarafı yoktur, Türk milletine çok pahalıya patlamıştır. Bugün, İngilizlerin yaptığı araştırmalara göre yaklaşık 50 milyar dolar civarındadır Türkiye'deki toplam sağlık harcamaları. Eğer bunlar yerli yerine harcanmış olsaydı bugün Türkiye'nin dış borcu daha az olurdu.

220 milyon avroluk domuz gribi aşısı anlaşması yapıldı. Çıktık, dedik ki: "Bu aşı da palavradır, bu hastalık da palavradır." Sayın Başbakan da bu konuda, aşı yaptırmayarak tavrını ortaya koydu. Ne oldu sonra? 60 milyon avroluk ithalattan sonra ithalatı durdurdunuz. Nerede domuz gribi hastalığı? Nerede domuz gribi aşısı? Bunları biz sormayacak mıyız?

Değerli arkadaşlar, benim dönemimde hazırlanmış olan sağlık reformlarını okumuşlar ama tam anlayamamışlar, öyle anlaşılıyor. Tersten başladılar, önce özel sektörü kalkındırarak başladılar, şimdi de vatandaşın cebine elini attılar. Bizim söylediğimiz bundan ibarettir.

Saygılarımı sunuyorum değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından akışlar)