| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Enerji Bakanlığının alt birimi olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken - Emine Hanım burada değil- Sayın Ayna dedi ki: "Efendim, işte Türkiye ve Çin en fazla enerji tüketen iki ülke, bu yanlıştır." Ama gelişmeye ve kalkınmaya da baktığımız zaman Türkiye ve Çin en fazla kalkınmayı da sağlayan ülke. Demek ki yanlış değildir. Kalkınmayla enerji tüketimi birbirini destekleyen, birbirine paralel, orantılı iki metadır. Dolayısıyla, bir ülke eğer dünyada rekabet edecekse, bir ülke sanayisini geliştirecekse, bir ülke vatandaşının huzurunu, refahını artıracaksa enerji tüketimini de ona göre artırmalı ve artan enerjiyi karşılayacak kadar da bir üretim sağlamalı. Eğer biz 2023 hedefinde Türkiye'yi 500 milyar dolar ihracat yapacak bir ülke hâline getireceksek, eğer biz 2023 yılında 2 trilyon dolar millî gelir oluşturacaksak, eğer biz 2023 yılında fert başına 25 bin dolar millî gelir oluşturacaksak, eğer biz 2023 yılında dünyanın en büyük on gelişmiş ekonomisi arasına gireceksek elektrik üretimini de ona göre planlamalıyız. Peki nedir bu? 2023 yılına, cumhuriyetimiz yüzüncü yılına geldiğimiz zaman 500 milyar kilovatsaat enerji tüketimi olacak. Peki, bu rakam fazla mıdır, düşük müdür diye baktığımız zaman, o günkü nüfusa böldüğümüz zaman, 5.500-6.000 kilovatsaat fert başına tüketim olacak ki bu da şu anki OECD ülkelerinin ortalamasının altındadır. Demek ki eğer, biz, gerçekten iddialı bir ülke olarak geleceğimizi dizayn edeceksek elektrik üretimini de ona göre planlamalıyız.
Peki, bunu planlarken nelere dikkat etmemiz lazım? Tabii ki öncelikle yerli kaynaklar ve yenilenebilir kaynaklar. Elimizdeki yerli ve yenilenebilir kaynaklar -hidrolik, rüzgâr, güneş, kömür- 2023'e geldiğimiz zaman, 500 milyar kilovatsaati karşılayacak miktarda mıdır? Maalesef hayır. Peki, ne yapmamız lazım? O zaman ithal, bağımlı bir elektrik üretiminden geliyor. Nedir bunlar? Doğal gaz, petrol. Bunlar da çok pahalı.
Bakın, geçen gün Maliye Bakanımız bütçe sunumunda "2002'den bugüne kadar 275 veya 276 milyar dolar bir cari açık verdik, 279 milyar dolar cari açık oldu, oluştu Türkiye'de." dedi. Peki, buna mukabil, bizim enerji ithalatımız -maalesef, yüzde 72 enerji ithalatı bağımlısı bizim enerjimiz- 275 milyar dolar. Eğer biz enerjimizi daha az ithal bağımlısı hâle getirebilir isek cari açığı da bir şekilde karşılamış oluyoruz. Bunun için nükleer santrallere -esas konuma geliyorum- mutlaka ve mutlaka, Türkiye bir an önce? Çok gecikmişiz. Bakın, dördüncü ihaleyi yaptık ama şimdi gelinmiş olan noktada, hükûmetler arası anlaşmayla, yüzde 100 Rus sermayesiyle, Akkuyu'da, Allah'ın izniyle, çok kısa bir zamanda nükleer santral ihalesine başlanacak. Sözleşme gereği yapılması gereken bütün çalışmalar yapıldı. Şu anda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bununla ilgili değerlendirmesini yapıyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Halk istemiyor.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Nükleer santrale biz geçmediğimiz takdirde kesinlikle enerjimizi ucuzlatamayız ve kesinlikle güvenli enerji elde edemeyiz.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Güvenli değil.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) - Malumunuz, sürekli ve güvenli enerji olduğu zaman esasen sanayide arzu ettiğiniz gelişmeyi kaydedebilirsiniz.
Değerli arkadaşlar, süre çok az konu çok derin. Onun için ben Türkiye'nin nükleer enerji santrallerini bir an önce kurmasının yararını burada ifade ediyor ve bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Demirkıran.