| Konu: | BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ'IN PARTİSİNE SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, Değerli milletvekilleri; yani gerçekten tarihî bir gündeyiz, çok önemli bir sorunu bir yasayla çözmeye çalışıyoruz. Meclis bu şekilde yapmamalıydı, bu soruna bu şekilde yaklaşmamalıydı.
Ben dün Komisyonda bir duruma dikkat çektim, gerçekten de özel yetkili mahkemeleri tanımıyorsunuz, özel yetkili savcıları tanımıyorsunuz, tanımadığınız için de başınıza bu geldi, yarın başka bir işte gelebilir. O nedenle bu maddeye dikkat çektim, dün Komisyonda, bugün de Genel Kurulda. Bu yapılan faaliyet özel yetkili savcıların mantığı içerisinde, yakalama emri çıkarılan bir şahsa imkân tanımaktır yakalanmaması noktasında. Bu şekilde yorumlanabilir Sayın Bakan, yorumlanabilir. Yoksa, bu Meclis şu anda özel yetkili savcıların ve mahkemelerin takdir alanı içerisinde yasama görevi yapıyor. Bunu niye anlamıyorsunuz ya! Türkçe konuşuyoruz, niye anlamıyorsunuz! Yarın öbür gün bir özel yetkili savcı çıkar "Niye bu yasa teklifini verdin? Seni MİT Müsteşarı mı ayarladı, o örgütün üyesi misiniz?" der size, diyebilir.
Bu soruna dikkat çekiyoruz çünkü böyle bir madde var. Sizin döneminizde yazılmış bu, biz yazmadık, siz yazdınız, getirdiniz bu Meclis de kabul etti. Bir savcı çıkarsa bu teklifi hazırlayan milletvekiline bunu derse ne yapacaksınız? Komisyona derse ne yapacaksınız? O yüzden, bu palyatif önlemlerle değil, gelin sorunun özünü çözelim. Özel yetkili mahkemeleri burada yatıralım, kaldıralım Türkiye'nin yargı sistemi içerisinden. Niye kaçıyorsunuz? Ne işinize yarıyor?
Sayın Bakan şunu diyor: "Bu dönemde Başbakan emir vermez, yarın da vermez, gelecekte de vermez." Geçmişte vermedi mi değerli arkadaşlar? Türkiye'nin geleceğini ve önümüzdeki dönemlerde görev yapacak başbakanları nasıl güvence altına alıyorsunuz? Sizden mi olacak? Nereden biliyorsunuz? O dönemleri yaşadık, o belgeleri ben de gördüm. Yarın öbür gün o belgelerle dolaşacak insanlar, siz nasıl "Yok." diyeceksiniz?
Dolayısıyla, yanlış yapıyorsunuz, hukuken yanlış yapıyorsunuz, siyaseten yanlış yapıyorsunuz. Bu sorunları tek maddelik yasalarla çözemezsiniz, çözülemedi. O nedenle, yargı orada, insanlara da yazık ediyorsunuz, Müsteşara da yazık ediyorsunuz. Bu kadar çok tartıştırarak hepsine yazık ediyorsunuz, o kurumun tümüne yazık ediyorsunuz, bu hâle getirerek yazık ediyorsunuz. Yapacağı bütün doğru işleri ve yanlış işleri burada tartışma konusu yapıyorsunuz. Giderler, ifadelerini verirler, yargı takdir eder. Sonra da biz tümünü burada değerlendiririz ama siz hem bu kurumu teslim alıyorsunuz hem özel yetkili savcı ve mahkemeleri siyasetin harcı olarak kullanıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz. Bu nedenle, sorunlar tek maddelik yasalarla değil, getirin masaya beraber çözelim, irademizi burada ortaklaştıralım. Türkiye'ye yazık ediyorsunuz. İnsanlar her gün ölüyorlar. Sorunların kenarından geçiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)