| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 13.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinde KOSGEB, Türk Patent Enstitüsü ve Akreditasyon Kurumu üzerine görüşümü belirtmek üzere partim adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sanayi Bakanlığı bütçesinin görüşülmesine geçmeden önce bir şeyin altını çizmek istiyorum. Kanun hükmündeki kararnamelerle yeni oluşturulan bakanlıkların tam yerine oturmadığı ortaya çıkıyor. Üç gündür görüşmeleri izliyorum, bu görüşmelerde maalesef reel sektör burada konuşulma noktasına gelemedi. Yani iç ticareti konuşamadık, esnafı, sanatkârı konuşamadık, ticaret âlemini konuşamadık.
Bakınız, Sanayi Bakanlığı bütçesi önemlidir, üretmek önemlidir ama dünyada üretmenin ötesinde satmak, pazarlamak, pazarda etkin olmak, pay sahibi olmak bunun en önemli kısmıdır. Çok övündüğümüz büyüme rakamlarıyla ilgili olarak bir şey söyleyeyim. Örneğin ikinci çeyrekteki 9,5 büyümenin yüzde 14,5'i iç ticaretten, eksi 5'i dış ticaretten. Yani dışarıya mal satmada geriye düşüyoruz, iç ticaretimiz artıyor. Büyüme, iç pazardan kaynaklanan bir büyüme ve bu büyüme nasıl bir büyüme? İthalata dayalı bir büyüme, sıcak paraya dayalı bir büyüme ve bu anlamıyla cari açık veren bir bütçe ve küçük, orta boy işletmeler dâhil olmak üzere piyasada üretim yapan kesimlerin ciddi şekilde rahatsız olduğu bir ekonomik büyüme.
Böyle bir ekonomik büyümeyi tarif ettiğimiz Sanayi Bakanlığı bütçesinde, Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak eskiden daha çok piyasanın ihtiyaçlarını konuşabilirken, bugün daha çok piyasanın ihtiyaçlarını konuşamadığımızı görüyorum. Ama sürem sınırlı olduğu için, hızla ilgili kurumun bütçesine gelmek istiyorum.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı döneminde de, bugün de KOSGEB çok önemli. Sanayi eğer az önce tanımladığım gibi dışa bağımlı, ithalata bağımlı bir sanayi ise, küçük ve orta boy işletmeleri bu anlamıyla çok önemli noktada destekleyen bir kurum olarak KOSGEB'in işlevi büyük. Bu noktada KOSGEB'in bütçesi de buna uygun olmalı. Maalesef KOSGEB'le ilgili olarak birinci söyleyeceğimiz eksiklik budur. KOSGEB bütçesi bugün 422 milyon lirayla bu bütçede yerini almaktadır. 2009'la 2012 arasındaki bütçe değerlendirmesine baktığınızda, yüzde 9'luk büyüme rakamlarıyla bu rakamı bulmuştur. KOSGEB'in üye sayısı 4 binlerden 620 bine çıkmış. KOBİ tanımı değişmiş. KOBİ tanımı, sadece sanayici olmaktan çıkıp hizmet ve ticaret kesimini de içine alınca 620 bine çıkan kesim? Özellikle bu rakama çıkmasında etkin olan şey, kredi faiz destekleridir. Çünkü toplumumuz maalesef KOSGEB'i tanımamaktadır. Kredi faiz destekleri KOSGEB'in tanınması anlamında önemli bir işlev görmüştür ama KOSGEB'in asıl işlevi kredi faiz desteği vermek değildir. KOSGEB'in asıl desteği, projelendirme, ARGE desteği, inovasyon, yüksek teknolojiye geçiş, yeni girişimciyi teşvik, fuarları teşvik, ihracatı teşvik noktasında olmalıdır.
Bakınız, bu 422 milyon bütçenin 100 milyonun üzerindeki kısmı personel giderine, 152 milyonu faiz desteğine, geri kalanı dediğim bu noktalara gitmektedir. Bu eksiklik sonucudur ki Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan KOSGEB destekleri sanayiciye, hizmet sektörüne, ticaret kesimine verilememektedir. Bu noktada önerim şudur: KOSGEB, faiz desteklerinden yavaş yavaş çıkarak; bir, bütçesi artırılmalı; iki, projeye yönelik desteklere ağırlık vermelidir.
Bu bütçe, bana göre KOSGEB İdaresi Başkanlığı tarafından bütçe tayin edilmemiştir. Bu bütçe, büyük oranda Maliye Bakanlığı bürokratlarının kes-kopyala-yapıştır şeklinde her yıl bütçe üzerine yüzde 9'luk fark koyarak oluşturduğu bir bütçedir. Böyle olduğunu niye söylüyorum? Çünkü Türkiye'nin ihtiyacı, KOSGEB bütçesinin milyarlarca liraya çıkmasını gerektirmektedir. Eğer sanayinizde dışa bağımlılığı azaltacaksanız, eğer sanayinizde cari açığı, ihracat-ithalat dengesinde cari açığı azaltacaksanız firmaların KOSGEB destekleri artmalıdır.
Kredi Garanti Fonu bir noktaya gelmiştir ancak Kredi Garanti Fonu'nun desteğini alabilme, KOSGEB desteklerinden yararlanabilme noktasında Kredi Garanti Fonu daha iyi noktalara taşınmalıdır.
Değerli arkadaşlar, bu Kredi Garanti Fonu olayı niye ihtiyaçtır? Çünkü bugün KOSGEB desteklerinde teminat en büyük sorundur. KOSGEB faiz desteklerinde yirmi altı bankayı seçmiş, yirmi altı bankaya demiş ki: "Sizin faizlerinizin yüzde 75'ini ben ödeyeceğim, siz kredi verebilirsiniz." Böyle bir noktada krediler, büyük oranda, gücü olanlara gitmiştir. Bunu bu kürsüde bundan önceki yıllarda da söyledim, söylediğimde karşı çıkan Sayın Bakanım daha sonra bunu anladı ve dedi ki: "Faiz destekleri düğün yapmaya, araba almaya, ev almaya gitti." Gerçekten böyledir, bunun için KOSGEB desteklerini proje bazlı desteklere dönüştürmeye ihtiyacımız var. Bugün Türkiye'de ciddi bir şekilde sanayimizin kendini dönüştürmeye ihtiyacı var. Düşük teknolojiyle üretimden yavaş yavaş orta teknolojiyle üretime geçmeye çalışıyoruz, daha yüksek teknolojiye geçemedik. Türkiye eğer 2023'te kendisine 500 milyar ihracat hedefi koymuşsa öncelikle küçük, orta boy işletmelerinin bu konumda hem teknolojisini yükseltmeye hem ARGE desteklerini yükseltmeye hem onların finansmana ulaşmada önlerini açmaya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı yerine getirebilmekte KOSGEB'in çok önemli işlevi vardır. Bunun için KOSGEB'in personeli artırılmalıdır. Bakınız, İzmir'de 30 bin işletme var, 30 tane KOSGEB elemanı var. 30 elemanın bir kısmını da şoför veya başka şey olarak alırsanız 1.500 kişiye 1 tane eleman düşüyor. Firmalar KOSGEB'i bilmiyorlar. Onun için, başta sanayi odalarıyla, esnaf odaları birlikleriyle, ticaret odalarıyla koordineli bir çalışmayla, eğitimde, KOSGEB desteklerinin neler olduğunu topluma, sanayiciye, ticaret âlemine anlatacak çalışmalara ihtiyaç vardır ama bu kadroyla, bu bütçeyle bunları yapma şansı yoktur. Eğer sizin 2023 vizyonunuz bu dediğiniz rakamlarsa bu bütçeyle, bu KOSGEB destekleriyle buna gitmeniz mümkün değildir. Biz burada size yeni bir vizyon veriyoruz. Eğer sanayi stratejisini bu anlamıyla belirli alanlarda koyduysanız, bu alanlara gidecek yolda KOSGEB desteklerinin önemi çok fazladır. Bu anlamıyla, bugün, KOSGEB bütçesinin bir kez daha Bakanlık tarafından gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır.
Değerli arkadaşlarım, bu vesileyle, konuşmamın sonlarına gelirken bir şeyin daha altını çizmek istiyorum: Gerçekten, sanayicimiz kendisini şöyle tanımlamaktadır: "Biz sıcak paraya dayalı, ithalata dayalı, kendi üretimimizi yapmaktan daha çok lojistikçi bir sanayi yapısına geldik. Bunun önüne geçmek için yerli üretimi teşvik eden, girdileri ucuzlatan, ARGE ve teknolojiye destek veren ve ihracata yönelik vizyonumuza katkı veren bir sanayi anlayışına ihtiyacımız var." demektedirler.
Bizim, bu ihtiyacı hayata geçiren bir sanayileşme politikasının şu an Bakanlıkta yeteri kadar olmadığını bu rakamlardan da gördüğümüz açıktır. Bu anlayışla hem sanayinin hem bilimin hem teknolojinin gelişmesi doğrultusunda yeni bir vizyona ve 2023 hedeflerine varabilecek bir iktidara ihtiyaç vardır. Bu iktidar, Cumhuriyet Halk Partisinin yerel yönetimlerde ve genel seçimlerde söylediği anlayıştır. (CHP sıralarından alkışlar) Üretimi seven, üretim dostu, teknolojiyi, ARGE'yi, bilimi önderlik olarak kabul etmiş bir anlayışı hayata geçirmek için Cumhuriyet Halk Partisinin programından şimdiki iktidarın yararlanmasına ihtiyaç vardır.
Bu duygularla, bütçenin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Susam.