GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:16.02.2012

BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten tartıştığımız konu ülkenin demokrasisi, geleceği, yeni Anayasa süreci ve bütün bunlarla bağlantılıdır. Bugün görüştüğümüz MİT Yasası'ndaki değişiklikle de kişiye özel, görevlendirilen bir zümreye, gruba özel bir dokunulmazlık getiriliyor, bu dokunulmazlık da "verilen özel görev nedeniyle" deniliyor.

Nedir bu özel görev? Belirsiz. Konu belirsiz, sayı belirsiz, çerçeve belirsiz. Hangi alanda çalışacak? Belirsiz. Her ne kadar millî istihbarat alanında deniliyorsa da ve ister istemez bizi kaçınılmaz olarak yine 90'lı yıllara götürüyor. 90'lı yıllarda ne yapmış istihbarat örgütleri, neler yaşanmış o dönemde, o günden ne ders çıkarmışız, bugün ne yapmamız gerekir noktasına getiriyor.

Şimdi, elimde? Ben, hep bu Susurluk Raporu'nu gösteriyorum, çoğu kişinin hoşuna gitmiyor fakat şu Susurluk Raporu'nun her sayfasında MİT'in, Millî İstihbaratın, JİTEM'in, Jandarma istihbaratının, Genelkurmay istihbaratının, Özel Harp Dairesi, bakın, dikkat edin, Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler istihbaratının içinde cinayetler var, faili meçhul cinayetler var; Ape Musa'nın öldürülmesinden, Milletvekili Mehmet Sincar'ın öldürülmesine kadar, birçok partili, il başkanımızın, yöneticimizin öldürülmesine kadar. İşte o tarihlerde bu Susurluk Raporu'na düşen dehşet sayfaları içinde gizli ödenekten, örtülü ödenekten operasyonel görevler verildiği görülüyor Millî İstihbarat Teşkilatına. Peki, Millî  İstihbarat Teşkilatının kanunda operasyonel yetkisi var mı istihbaratın dışında, gidip suikast işlemek, cinayet işlemek, muhataplarını, muhaliflerini yok etmek? Yok. Fakat, bu güneydoğu sendromu, bölücülük sendromu kıskacında, bu işlenen cinayetlerin hepsinin failleri ellerinde bir belgeyle dolaşıyorlardı, "Bin operasyon yaptık." diyen Ağar'ın iki satır imzaladığı "Özel görevlimizdir." belgesi. Şimdi bu "Özel görevlimizdir." belgesinin aynısını bu yasayla yapacağız.

Bugün, siz kendinize güvenebilirsiniz, iktidarsınız. Başbakan, belki, yanlış yapmaz diye düşünebilirsiniz. Yarın, bu koltuklar, bu makamlar bize tapulu değil yani çivi çakmadık hiçbirimiz buralara, gideceğiz, görevler değişecek ve birileri geldiği zaman, istediği gibi kullanmaya kalktığı zaman, vicdanen sizler bunu nasıl tartacaksınız? Bunu çok çok iyi düşünün.

Şimdi, bu dönemin cinayetleri için de bakıyoruz, bir taraftan Çatlı kullanılıyor, cinayetler işleniyor, siyaset-mafya-bilmem ne üçgeni kuruluyor; bir taraftan, bakıyorsunuz Yeşil kullanılıyor. Yeşil'e 50 milyon dolar örtülü ödenekten veriliyor. Gidiyor Bekaa'da bombalama, Öcalan'a karşı suikast girişimi oluyor. Bomba patlıyor, telefonlar devam ediyor uydu üzerinden, sonuç alınmadığı anlaşılıyor; bir taraftan, bakıyorsunuz kayıp silahlar var, Batman'da bir vali kalkmış bir ton silah almış. O silahların envanteri yok, silah yok ortada.

Şimdi biz bunları unutmadık. Bunların hesabı da sorulmadı. Yani on yıldır iktidarsınız. Diyorsunuz ki "Darbelerden hesap soracağız. Çetelerden hesap soracağız." Buyurun, sizi tutan mı var kardeşim ya? Allah aşkına bu Rapor da, bir de Faili Meçhul Cinayetler Komisyonunun Raporu da duruyor burada. Sizi tutan yok. Yapmıyorsunuz, yani sizi bir güç tutuyor; gidemiyorsunuz üstüne. Ya gidemiyorsunuz ya korkuyorsunuz ya gücünüz yetmiyor veya bir kuvvet, bir güç sizi bir noktada tutuyor. Özellikle Fırat'ın ötesine gidemiyorsunuz.

Şimdi, bu yetkiyi aldığınız zaman kendinizi korumuş mu olacaksınız? O da büyük bir yanlış.

Şimdi, şurada bakın "MİT örtülü ödenekten?" Sayıyor. Bunu söyleyen kişi kim? Eymür. Arkasından, verilen, Emniyet Genel Müdürlüğüne nakit olarak tevdi edilen paralar var. Tarık Ümit olayı var, kumarhaneler olayı var. Hangisini karıştırsanız altından Millî İstihbarat Teşkilatıyla ilgili çok özel bir bölüm var. Bakın, bu özel bölümde, kullanılan kirli ajanların ne kadar para tırtıkladığını yazıyor örtülü ödenekten.

Şimdi acaba, siz de bunu yapacak mısınız bu yasayı, bu yetkiyi aldığınız zaman operasyonel olarak?

Şimdi, Yeşil'e verilen paranın haddi hesabı yok. Burada var, Susurluk Raporu'nda. Yeşil gibilerini kullanacak mısınız? Diyorsunuz ki "Bin tane MİT elemanı siyasi partiye sızmış." Ya MİT'in bin tane elemanı yok. BDP'nin bin tane yöneticisi yok. Ne iş bu ya? Bunu eğer Başbakan Yardımcısı düzeyinde biri söylüyorsa ve "Suç işlendi." diyorsa, vallahi onu iyi açıklaması lazım. Nasrettin Hoca'nın dediği gibi, "Kedi eti yediyse et nerede, et ise kedi nerede?" misali. Vallahi, operasyon yapıldı, gördük. Seçim öncesi, bol bol kasetleri çıkardınız, bolca kaset, hatta elinizde de on - on beş tanesi olduğu söyleniyor. Bu kasetler ne zaman tedavüle çıkacak bilmiyorum. Bu, özel görevlerin içine girer mi onu da bilmiyorum. Kapalı kutu sorgulanır. Her kötülük oradan sorgulanır. Her kötülük oradan sorumlu bulur. Hepsinden siyasi hükûmet sorumlu tutulur. Biz buradaki tehlikeye dikkat çekiyoruz.

Bakın, devam ediyor: "İnfaz grupları var." diyor. "Kelleciler var." diyor, "Hançer Timi var." diyor. Arkadaşlar, buradan ders alınmamış, alınmamış.

Şimdi, alınmamış bu noktada bir şeye daha dikkat çekeceğim. Soruyorum: Farz et ki, görevlendirdiğiniz 009.B.BX ajan görevli. Başbakan da "Onunla ilgili izin kararı vermiyorum." dedi. Başbakan, hükûmet yürütme değil mi? Yürütme. Yürütmenin işlemleri idari yargının denetimine tabi mi, değil mi? Yani, CMK'dan, özel mahkemeden kaçınca, siz idare mahkemesinde işlemin iptalinden kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz? İşlemi iptal etti. İşlemini iptal etti, özel mahkeme de yargılamıyor, ne olacak? Uyuşmazlık mahkemesine gittiniz. Mahkemede de birbirinize düştünüz, orada da çözemediniz, AİHM veya Anayasa Mahkemesine gider. Alın size, yeni bir tartışma konusu açtınız, buyurun, alın size, çetrefilli bir konu daha açtınız. Şimdi, inatçı bir savcı çıktı veya avukatı çıktı birisinin, bu davayı çok rahat açar. Bunu engelleyebilir misiniz? İdare değil mi hükûmet? Başbakan idare değil mi, yürütme değil mi? Yani, tasarrufları, Anayasa'ya göre, işlemin iptaline tabi. Siz özel mahkemeden kurtulur, Danıştaya gelir takılırsınız.

Şimdi, özel mahkemelerin eğer gerçekten, açmak istiyorum ama vaktim sınırlı? Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay diyor ki: "Kürt sorunu öyle askerî önlemlerle çözülmez. Demokrasi yapacağız." bilmem ne. Şimdi, Maliye Bakanlığına soruyorum, diyorum ki? "Otuz yıldır çatışmalarda yer alan, operasyonlara katılanlara özel para veriliyor, tazminat veriliyor." diyor. Bakın, bu bana verilen cevaplardır, bu hafta içinde gelen. AİHM tazminatlarını da kimse ödemiyor. E, şimdi, mademki doğru dürüst bir şey yapacağız, gelin, yeni bir Anayasa da yapacağız? Özel mahkemeleri kaldırmak için kanun verdik, gizliliği kaldırmak için kanun verdik, adil yargılanma için kanun verdik, demokrasinin geliştirilmesi için kanun verdik, düşünce, örgütlenme özgürlüğü için kanun verdik, demokrasinin çarkları işlesin diye kanun verdik. Buyurun gelin, mademki demokrasi, mademki yasama, mademki Parlamento iradesi, buyurun sizi davet ediyoruz. Ama bizim TMK, CMK'yla benim ilgili verdiğim teklifler ne bu maddeyle birleştirildi ne Adalet Bakanlığının paketindeki geçen çarşamba günü görüşülen kanunların içinde yer alıyor. Aradım, Meclise verdim, kanun teklifim kayıp. "Kayıp." dedim "Yok, bulunmuş." dediler. Hayır arkadaşlar, o gün pakette bulunan bilişim suçlarıyla ilgili, özel hayatla ilgili kanun teklifimdi, hâlâ CMK 250, 251, özel mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili kanun teklifi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Toparlıyorum.

Özel kanun teklifimiz kayıp. Şimdi, soruyorum: Meclis Başkanlığı -burada dört grup görev yapıyor- nasıl bizim kanun teklifimizi kaybeder? Usul kanunları, arkadaşlar, takdirî değil, kanunidir. Usul kanunları geçmişe işlemez. Bakın, bu hatayı yapmayın. Bakın, getirmişsiniz daha 1'inci maddeye de önerge vermişsiniz. Yolda gelirken bile değiştirmeye kalkmışsınız. Bir de geçici madde vermişsiniz, "Süren davalara da uygulanır." Uygulanmaz. İki tane açık vermişsiniz, Anayasa Mahkemesinin iptal etmesi için. Eğer hukuken bakarsa iptal olur, iki tanesi de iptal olur, bu kadar da boşuna kürek çekmiş olur, Meclis mesai harcamış olur. Bunlara dikkat etmek gerekiyor.

Gelin, demokrasinin önünü açalım, kurallarını işletelim ama gizli, saklı, gizli soruşturmayla, fetvayla, icazetle bunlar olmaz, bunu söylüyoruz. Biz doğru yol gösteriyoruz, siz yanlış yolda diretiyorsunuz. Bunu söylemeye devam edeceğiz.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.