| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
LEYLA ZANA (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Halklarımızın değerli vekilleri, bugün gerçekten tarihî bir gün, geleceğimizi özgürlükler üzerine mi kuracağız, yoksa bu korku imparatorluğunun devamını mı sağlayacağız? Beş aydır bu Genel Kurulun, parti ayırmaksızın, tek tek vekillerin üsluplarına dikkat ediyorum, dinlemeye çalışıyorum, kendimce anlama ve kavrama ihtiyacını hissediyorum. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bana Sovyetler sürecini hatırlatıyor, soğuk savaş döneminin dili. Her kalkan, diğerini tehdit ediyor. Her görüş belirten, korkudan bahsediyor. Her yoğunlaşan, öbürünü kovmaya, birilerini cezaevine tıkmaya çalışıyor.
Bu ülkede bütün bunları zaten yaşadık, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yaşadık. Tek dil, tek din, tek ırk, teklik üzerine kurulan bu sistem, toplumu bu hâle getirdi. Demin korkulardan bahsedilirken rahmetli Aziz Nesin aklıma geldi, "Korkudan korkmak", böyle bir kitabı var. Bütün vekillerin bunu alıp okumasını öneriyorum. Kendi korkularımızı yaratıyoruz, sonradan bu korkulardan korkmaya başlıyoruz.
Tanrı'nın işine ve tarihin cilvesine bakın ki dünün toplumu, Kürt'üdüyle, Türk'üyle, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, sağıyla soluyla, MİT gibi, Millî İstihbarat gibi bir kurumsal alanın gazabından kendini muhafaza etmek için olağanüstü çaba içerisine giriyordu, korkularından bazı geceler kimisi evinde gece giysisini, eşofmanını giymeden kafasını yastığa koyuyordu ama şu talihe bakalım ki geldi gitti, şu anda MİT korkudan kendini kurtarmak için özel yasa çıkartma ihtiyacını duyuyor. Yarın başka yargı bunu yapacak, başka kurumsal alanlar yapacak. Bu ülke ne çektiyse özellerden ve tüzellerden çekti, tüzel kişilikler, özel savcılar, özel kurumlar, özel MİT'ler, özel ve özel.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Şimdi de Recep Özel'den çekiyor.
LEYLA ZANA (Devamla) - Şimdi şunu kabul edelim Sayın CHP'li vekiller: AK PARTİ'nin birinci dönemi takdire şayan bir dönemdir. Neden bunları söylüyorum? Bu cumhuriyetin, bu sistemin mağdurları olarak toplum büyük bir umut besledi ve bu dinamizmi AK PARTİ'de gördü, BDP'de, MHP'de, CHP'de görmedi, bu toplumun takdiridir. Bu takdire de saygı duymak lazım çünkü toplum dinamiktir statik değildir. Bu dinamizmi de AK PARTİ'de gördü. AK PARTİ birinci dönemi çok da iyi götürdü, hakkını da verelim ama ikinci dönem duraksadı. Duraksadığı oranda toplumun da duraksayacağını düşündü ama toplum dinamiktir, durağan değildir, statik değildir. İkinci dönem durağan bir süreç geçirdiği için bugün bu sıkıntıları ve sancıları çekiyoruz. Toplumun beklentilerini, toplumun umutlarını, toplumun geleceğini çok iyi örgütleyebilseydi, koordine edebilseydi bugün bunları tartışmamış olacaktık. Şunu da çok iyi merak ediyorum: Kürt sorunu çözülse bu Meclis neyi tartışacak? Bütün günümüzü, yaklaşık dokuz saattir, hatta on saattir enerjilerimizi polemik üzerine tükettik. Bu topluma yazık, hepimizin geleceğine yazık. Hadi kendimizi tükettik, bir jenerasyonu gerçekten bu tür problemlerle uğraştırarak tükettik. Gelecek nesle acıyalım, onlara karşı toplumsal ve vicdani sorumluluklarımızın gereğini yapalım. Bu kadar kişisel sataşmaya bu ortamı, bu zemini kullanmaya hangimizin hakkı var? Bu ülkeye bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok, ne BDP'nin var ne MHP'nin var ne de AK PARTİ'nin ne de CHP'nin var. Büyük çoğunluk, sessiz çoğunluğun yarınını gasbetmeye, esaret altına almaya, karartmaya hiç kimsenin hakkı yok. Güneşi zapt edemediğimiz gibi karanlıkları da avuçlarımız içerisinde tutamayız, mutlak suretle bir ışık sızıntısı olur. Onun için, geleceği karanlıklar üzerine kurmayalım. Tam tersine, özel ve tüzel olan ne varsa kaldıralım ve bu toplumun önünü hep birlikte açalım. Göreceksiniz ki o zaman Türkiye?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz Sayın Zana.
LEYLA ZANA (Devamla) - Sayın Başkanım, demek ki çok doluyum, yirmi yıllık birikim var.
Bu toplumun önünü hiç kimse ve hiçbir güç tutamayacak. Ama böyle söz düellosuna dönüştürdüğünüz müddetçe de kendi içsel problemlerinizi çözmediğiniz müddetçe de hiç kimse kusura bakmasın, değil model, ancak kötü örnek olabiliriz, bunu da lütfen görelim.
Tekrar iktidara sesleniyorum: Tarihe geçmek değil, bugün tarihi yazmakla karşı karşıyasınız. Ben şahsen bu ülkenin bir vatandaşı olarak, bir bireyi olarak, bir Kürt olarak, ezilen bir taraf olarak içsel çekişmelerin bu ülkenin önünü tıkaması taraftarı değilim. Devlet kapışmayı bir tarafa bırakmalı; emniyetiyle, MİT'iyle, ordusuyla, siyasetiyle. Kürt sorunu bütün siyasetler üstü bir sorundur. Bu sorunu çözmeli, bütün tarafları dâhil etmeli ve bir konsensüsle, bir projeyle bu soruna yaklaşmalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEYLA ZANA (Devamla) - AK PARTİ eğer toplumu kandırdıysa, lütfen?
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Zana.
LEYLA ZANA (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)