| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 13.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; TÜBİTAK ve TÜBA bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi, önüne koyduğu hedeflere ulaşmasında bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirmenin çok büyük bir önemi ve katkısı vardır. Ülkenin ve milletlerin geleceklerinin şekillenmesi teknolojideki gelişmelere bağlıdır. Zenginleşme, gelişme ve kalkınmanın itici gücü hep teknolojideki gelişmeler ve çalışmalarla olmuştur. Bu çalışmaların başında da ARGE faaliyetleri ve bunlara verilen destekler gelmektedir.
Sayın milletvekilleri, ARGE destekleri bütçe içinde her yıl arttı deniyor ancak ayrılan pay acaba yeterli midir veya ayrılan pay bütçe içerisinde nasıl kullanılmaktadır? Ancak buradan sormak istiyoruz: "ARGE desteklerini yükselttik." derken bu desteklerin sanayiye, ihracata, üretimlerin kalitesine veyahut da üniversitelerin gelişme sıralamasında bir etkisi olmuş mudur? Ayrıca, tabii bunun tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun da tespitinin ilmî yöntemleri vardır. Bunu etki analiziyle yapabiliriz. TÜBİTAK'ta da bir etki analizi tespiti yapılmış mıdır? Bir araştırma yapılmışsa bunu da öğrenmek istiyoruz. Ayrıca, TÜBİTAK tarafından verilen desteklerin ne kadarı üniversiteler tarafından kullanılmaktadır? TÜBİTAK'ın faaliyet alanları içerisinde hep fen bilimleri vardır ancak sosyal alanlarda da faaliyetini artırması gerekmektedir.
Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Genç nüfusun önünü açabilecek, ona aş ve iş temin edebilecek ARGE faaliyetlerine mutlaka destek verilmeli, önem verilmelidir. Kısaca, bilime, teknolojiye, ARGE'ye innovasyona önem verilmelidir.
Türk insanı çok çalışkandır. Ülkemizde çok geniş kaynaklar vardır. Örneğin, ülkemiz geniş enerji potansiyeli noktasında çok zengindir. Her yıl, değişik branşlar dışında sadece bir sektör, mesela enerji sektöründeki bütün ARGE faaliyetleri desteklenebilir mi?
Sayın milletvekilleri, Bakanlık olarak çok önemli olan Sanayi Strateji Belgesi ortaya koydunuz. Hangi firmalara teknoloji gelişimi sağlanmaktadır? Hangi sektörlerde strateji belgelerini uygulamaya koyuyorsunuz?
Elli yıldan beri otomotiv sektöründe üretim ve montaj yapıyoruz. On yıldan beri iktidardasınız, yeni tasarımlar yaparak ne zaman kendi otomobilimizi yapacağız?
Ülkemizde ne zaman, kamu olsun özel sektör olsun, yerli makinelerin, yerli elektrikli araçların, kimyasal ürünlerin üretim ve kullanımı ARGE faaliyetleriyle desteklenip teşvik edilecektir? İthal etmeden üreterek kullanabilir hâle geleceğiz?
Sayın milletvekilleri, bilim ve teknoloji alanında ülkemiz arzu ettiğimiz yer ve konumda değildir. Bu durum, ülke yöneticilerinin yanlış politikalarından kaynaklanmaktadır. ARGE'ye ayrılan payın miktarı bilime, teknolojiye, büyüme ve rekabete ülkenin verdiği değeri gösterir. Bilim alanında OECD ülkeleriyle karşılaştırma yapılınca ARGE harcamalarında çok gerilerdeyiz. TÜBİTAK ve TÜBA'ya ayrılan bütçe çok azdır. Bu az para ile bilimde ilerleme nasıl olacak? Gelin, bütçeyi artıralım, daha fazla kaynakları buraya aktaralım.
635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlanmış olan TÜBA Başkanlığı, şu andaki organizasyon şeması ile TSE, Türk Akreditasyon Kurumu, KOSGEB, TÜBİTAK ile beraber bir müsteşar yardımcısına bağlı görünüyor. Ancak TÜBA alelade bir devlet dairesi değildir. Bu şekilde çalışmalardan hiçbir fayda doğmaz, verim alınmaz diye düşünüyoruz. TÜBA'nın ülkemizin bilimde daha aktif ve etkili bir rol oynamasını sağlaması gerekir. Sosyal ve temel bilimlerde, araştırma enstitüleri konusunda katkı vermesi görevidir. Ancak böyle bir çalışma için TÜBA'nın siyaset üstü, özerk olması gerekir ancak siyasetin gücünün altında kalmakta olduğunu da görüyoruz.
TÜBA'nın devlet kurumları ve hükümete danışmanlık yapması gerekir. Ancak bugüne kadar bunun tam yapıldığını söyleyemiyoruz. Mesela, MAM, Marmara Araştırma Merkezi, Uluslararası Gıda ve Beslenme Kongresi yapıyor. Bu tip kongrelerin yapılması çok önemlidir ancak kongre sonucu ortaya çıkan bilimsel gelişmelerin ülkemizde uygulanması gerekmez mi? Bu kongreler büyük paralarla yapılıyor, emek sarf ediliyor. Bunlar sadece ilmî çevrelerde kalmamalı, uygulamaya da geçmelidir.
Bakın, ülkemizde şu sıralar şeker fabrikaları özelleştirmesi vardır. Devlet elindeki fabrikalar satılıyor. TÜBİTAK olarak, tabii şeker olan şeker pancarı şekerinin kullanılması, pancar üretiminin devam etmesi, üretimin korunması noktasında görüşleriniz yok mudur? Bu konuda sağlıkla ilgili çalışmalar yaptıramaz mısınız? Ülkemizde hazır gıdalar, GDO'lu üretimler var. Bunların insan vücudundaki etkileri araştırılamaz mı? Kısa, orta, uzun vadede ne tür organik bozukluklara sebep oluyor, bunlar tespit edilebilir. Ayrıca önerileriniz varsa acaba Hükûmet bunun ne kadarına cevap vermiştir veyahut da verilen önerilerden acaba hangileri uygulamaya girmiştir?
Sayın milletvekilleri, görüldüğü kadarıyla işler iyi gitmiyor. Esas sorun akademik üyeliklerin seçiminde yapılmaktadır. Akademi üyeleri bilime katkıları ve yayınları ile seçilmelidir ancak yaşlanmış, yapacak çok fazla bir şeyi kalmamış insanlar da burada koltukları işgal etmemelidir. Bugün neredeyse 2/3 üye Hükûmetin ve YÖK'ün kontenjanı ile belirlenmektedir. Bu da üniversite camiasında, maalesef, huzursuzluğa sebep olmaktadır.
Siyasallaşma oluyor, siyaset müdahale edip kadrolaşıyor ancak unutulmamalıdır ki buralar ülke ekonomisine katkı verecek yerlerdir. İstihdam, yatırım, üretim istiyoruz. Bırakın, ilim adamları önerilerini ortaya koysunlar; güvenli, gelecek kaygısı olmadan, huzur içerisinde çalışmalarını yapsınlar. Ancak görünen odur ki kanun hükmünde kararname ile yükseköğretim ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlar -YÖK, üniversiteler, ÖSYM, TÜBİTAK, TÜBA- siyasi erkin tam yönetimindedir.
Türkiye uluslararası bilimsel yayın sayısında 2004 öncesi yıllık yüzde 14 düzeyinde artış gösterir iken son beş yıl verilerine göre maalesef gerileme göstermektedir. 1997 yılında 27'nci sırada iken hızlı yükselişle 2004 yılında 20'nci sıraya gelinmiştir. Aynı hızı gösterseydik 2009'da 13'üncü sıraya yükselmemiz gerekirdi ancak olmamıştır. Son altı yılda ciddi olarak durakladığı çeşitli çevrelerce ifade ediliyor. Siyası erkin, YÖK ve üniversitelerin bunun nedenlerini inceleyip önlem alması gerekir. Ancak siyasi erkin -enteresandır- kadrolaşmayla meşgul olduğunu da görüyoruz.
Sayın milletvekilleri, illerde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bilim ve sanat merkezleri vardır. Buraya üstün yetenekli öğrenciler kendilerini geliştirmek için sınavla alınır. Ancak bu okullar sahipsizdir. TÜBİTAK bu bilim ve sanat merkezlerine sahip çıkabilir. Öğrenciler özel seçildiği için ülkemizin çok önemli kaynağıdır. Buraya mutlaka destek olunmalıdır. TÜBİTAK olarak bu öğrencilere projeler yaptırılıp, yurt içi ve dışı destekler verilip, ilim dünyasına kazandırılabilir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bilim ve teknoloji politikasının esasını, bilim insanına, bilimsel düşünceye, yenilikçiliğe, teknolojinin üretimde kullanılmasına önem verilmesinde görüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, toplumun refah düzeyini yükseltmek için bilim ve teknoloji üretme yeteneği ve kapasitenin arttırılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde sosyal ve fen bilimleri ile fikir ve sanat alanında bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklim oluşturulmalıdır. Alanlarında önemli görevler yapmış, başarılı olmuş, yurt dışındaki Türk araştırmacılar TÜBİTAK vasıtasıyla desteklenmeli, sahip çıkılmalıdır.
TÜBİTAK, Türk dünyasına da açılmalıdır. Türkiye, Türk dünyasında bir çekim merkezi hâline gelebilir. Ülkemizde TÜBİTAK'a bağlı Türk dünyası bilimsel araştırmalar merkezi mutlaka kurulmalıdır. Türk ve yabancı araştırmacıların ülkemizde istihdamı cazip hale getirilmelidir. Kamu kaynaklarından ARGE yatırımlarına daha fazla kaynak aktarılarak bunlar gerçekleştirilebilir.
Özel sektörün ARGE ve teknoloji üretimi yatırımları, ciddi manada desteklenmelidir. ARGE harcamaları, gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payları yüzde 2,5'lara çıkarılmalıdır, şu anda yüzde 1'in altındadır.
TÜBİTAK destekleri ile üniversitelerimizi, bilgi ve teknoloji üretim merkezi hâline getirmek için çalışmalar yapılmalıdır.
Her ilde üniversite sanayi ortak merkezleri, teknokentler, teknoloji serbest bölgeleri kurulması teşvik edilmelidir.
Bilimsel ve teknolojik araştırmaların, yeniliklerin ve buna bağlı olarak verilecek patentlerin üretime ve toplumsal faydaya dönüşmesini sağlamak amacıyla milli yenilik sistemi mutlaka kurulmalıdır, teknoloji transfer merkezleri oluşturulmalıdır.
Ayrıca TÜBİTAK tarafından "Bilim Çocuk" dergisi ve "Meraklı Minik" dergisi yayınlanıyor. Bu yayınlarda Türkçe isimlerle beraber Türk milletinin millî ve manevi değerleri çocuklarımıza anlatılmalıdır. Atatürk, bayrak, vatan, tarih sevgisi yayınlarda tema olarak işlenmelidir. Ayrıca bu yayınlar ücretsiz şekilde okullara gönderilmeli, öğrencilere dağıtılmalıdır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Doğru, çok teşekkür ediyoruz.