| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) - Sayın Başkan, değerli üyeler; Hükûmet ısrarla bu kanun teklifinin de, Oslo sürecinin de Kürt sorununu çözmek adına yapıldığını, barış ve ülkenin güvenliğine bir şans verilmesi gerektiğini söylüyor, çeşitli partiler Genel Kurulda buna çeşitli noktalardan itiraz ediyorlar. Sayın Bekir Bozdağ da saatler boyu süren konuşmasında "Ülkenin huzuru adına bu yetki verilmiştir. Ülkenin hassas bir kurumu olan MİT yıpratılmamalı ve Başbakana güven duyulmalıdır." diyor.
Arkadaşlar, Türkiye otuz yıldır Kürt meselesinden kaynaklı terör ve iç çatışma ortamında 40 bin insan kaybetti. Dün Erzincan Cemevinden bir askerin, Murat Bayram isimli bir askerin, şehit Güneydoğu'da, cenazesi kaldırıldı ve hızla yeni bir çatışma ortamı kapımıza yaklaşıyor. Aklı başında hiç kimse MİT'in veya başka bir devlet kurumunun örgütle müzakere yürütmesini, akan kanın durmasını reddedemez, bu Mecliste de hiç kimsenin reddedeceğini düşmüyorum.
Dilerseniz şuna bir bakalım, yani bu kapalı müzakere dediğiniz süreç nasıl başladı, bunun amacı neydi, Başbakan başta olmak üzere Hükûmet temsilcileri bu süreci öncelikle Parlamentoya, daha sonra Türk toplumuna nasıl sundular, daha sonra da birtakım güçler bu görüşmeleri nasıl medyaya ve İnternet'e yansıttılar ve Hükûmet üyeleri yeni bazı açıklamaları nasıl yaptılar?
Şimdi, diğer ülkelerin deneyimlerine baktığımızda şunu görüyoruz: Öncelikle hedefi net, güvenlik açısından sınırlandırılmış, siyasetin alanını gasbetmeyen, siyasetçinin sözünü bugünkü çelişkili duruma düşürmeyecek bir plan ve programın uygulandığı görülüyor ve ağır aksak, pek çok ülkede böyle yürüdü.
Şimdi, mesela, demin Hocamız Süheyl Batum söyledi, bir görüşmede, Oslo süreci sırasındaki bir görüşmede şöyle bir cümle sarf ediyor oraya katılan MİT yetkilisi, diyor ki: "15 Hazirana kadar bir şey yapmayın, durun." Buradan gerçekten Kürt sorununun çözümüne dair bir hedef güdülmediği, daha çok Hükûmetin taktik bazı başarılar -örneğin 12 Haziran seçimlerindeki başarı- ekseninde hareket ettiği anlaşılıyor.
Bu süreç açısından Hükûmet bugüne kadar hiçbir bilgi vermediği için... Gerçekten bu görüşmeler ne için yapıldı, amaç neydi? MHP'li hatibe yürekten katılıyorum, verilen bu vazifenin içeriği hiç açıklanmadığı için, bu Mecliste açıklanırsa, artık dünya âlem bildiğine göre, biz de öğrenirsek iyi olur ve bu süreci hepimiz anlayıp yeni Murat Bayram'ların ölümünü engelleyebiliriz diye düşünüyoruz ama Hükûmet, bırakın bu süreci açıklamayı, verilen vazifenin içeriği hakkında Meclisi bilgilendirmeyi, toplumu ikna etmeyi, toplumu hazırlamayı, yeni bir tasarı ile suç işleyen MİT görevlilerini koruma kalkanı altına almayı planlıyor.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Sen müzakerelere karşı mısın, değil misin?
HÜSEYİN AYGÜN (Devamla) - Şimdi, mesela şuna da bakalım: Ben müzakerenin diliyle ilgili İnternet'te bir şey okudum, şöyle diyor: "Arkadaşlar, şu an en önemli nokta, yemek molası, en önemli şeyi halledeceğiz, karnımız acıktı." İnanın ben bile o kaydı okuduğumda dedim ki: Bu görüşmeleri yürütenler ne kadar özensiz, ne kadar sorumsuz. İnsan hayatı için bu görüşmeler yürütülüyor, barış olsun diye yapılıyor sözüm ona ama bu kadar özensiz bir dil, bu kadar kötü kadrolarla böylesine zorlu bir süreç nasıl yürütülüyor, anlayamadım ve isyan ettim.
Yine, Hocamız kendisi söyledi, ben de ondan öğrendim, çok öğreticiydi konuşması Süheyl Hocanın. Şöyle dedi: MİT mensupları artık belediye otobüslerini bombalıyorlar, çocuk öldürüyorlar ve İstanbul'daki Sarıkaya, görevden el çektirilen, hakkında da bugün soruşturma açıldığı basına yansıyan savcı şöyle diyor: "Eylemler o kadar dayanılmaz bir hâl aldı ve gizlenemez oldu ki mecburen soruşturma açtım." Aslında siyasetin işine karışmak için değil, üzülüyorum yapılan yorumlara, isyan ediyordu, Mehmet Ali Birand yazdı bunları.
Arkadaşlar, MİT çeşitli güçleri, yasa dışı oluşumları ASALA'ya karşı da otuz yıl evvel kullandı. O zaman "Eğer deşifre olursanız size sahip çıkmam." diyordu ama bugün öyle görülüyor ki "Deşifre olanlara, savcılara, hâkimlere, yargıya sahip çıkmam." diye yanıt veriyor ve suç işleyenleri koruyor.
Bu süreci eğer adam gibi yürütmek istiyorsak lütfen Parlamentoyu bilgilendirelim, Parlamentoya bilgi verelim, MHP'li hatip doğru söylüyor, o vazifenin içeriği açıklansın. Bundan sonra müzakerelerin nasıl yürütüleceğini öğrenelim çünkü "Müzakere yürüyecek." diye bizzat Sayın Başbakanın yaptığı açıklamalar var.
Ben şahsen müzakereye karşı değilim ama bu hâliyle yürütülürse, bu, terörü ve kan dökülme ortamını şiddetlendirmekten başka bir şeye yol açmaz. Dün izlediğimiz heron görüntülerinde bile MİT'in ihmalinden bahsediliyorsa artık varın düşünün.
Çok sağ olun dinlediğiniz için. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aygün.