| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 14.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerine Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü bütçeleriyle ilgili söz almış bulunuyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün 134 milyon 435 bin TL olan bütçesi yüzde 27,42 artışla 2012 yılı için 171 milyon 294 bin TL teklif edilmektedir. Son yıllarda meteorolojik tahminlerin yapılan yatırımlarla oldukça sağlıklı sonuçlar verdiğini kabul etmemiz lazım. Fakat aynı olumlu düşüncelerimizi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün bütçe artışı için söyleyemeyeceğim çünkü Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 7 milyar 366 milyon TL olan bütçesi sadece yüzde 8,33 artışla 2012 yılı için 7 milyar 980 milyon TL olarak teklif edilmektedir.
Şimdi, meteorolojide elbette ki çok güzel gelişmeler olduğunu söyledim ama meteoroloji öyle bir kurum ki hem savaşta hem barışta bütün insanlığa, bütün insanlarımıza önder olması gereken bir kurum. Ben çiftçi kökenli bir milletvekiliyim. Meteorolojinin çiftçiye de önder olması gerekir. Üç beş ay önceden tahminleri yaparak çiftçinin ekeceği ürünü yönlendirmesi gerekir. Meteoroloji kurumunu bu manada eğer daha iyi duruma getirebilir, daha geliştirebilirsek bu, ülkemizin ve insanlarımızın faydasına olacaktır diye düşünüyorum.
Ben çiftçi kökenli milletvekili olduğumu söyledim. Şimdi, DSİ bütçesi konuşulurken barajlardan ve sulamadan bahsetmemek, çiftçinin durumundan bahsetmemek de mümkün değil. Bugün, Adana bölgesinde çok uzun yıllar öncesinde temeli atılan bir Yedigöze Barajı var. Her seçimlerde yerelde siyaset yapan AKP'li siyasetçiler, bir yıl sonra Yedigöze Barajı'nın sulamaya açılacağını "Suyunuz yarın gelecek, öbürsü gün gelecek." diyerek, sürekli orada insanlarımızı bir beklenti içerisinde tutarak oylarını almaya başardılar. Ama Yedigöze Barajı'nın birkaç yıl önce veya iki yıl önce elektrik tesisi tamamlanmasına rağmen, sulamayla alakalı kısmında hiçbir gelişme şu ana kadar kaydedilmedi. İhalesinin verildiği söyleniyor Bakanlık tarafından ama bu projenin ihalesi verildiyse şu ana kadar sulama sistemlerinin başlatılmış olması gerekirdi. Eğer 2014 yılında bu proje bitirilecekse, hayatiyete geçirilecekse, şu ana kadar yeraltı sulama borularının ve beton kanaletlerin bir an önce bölgede yatırıma açılması gerekirdi, ama şu ana kadar hiçbir şey yok. İşte bunun için bölgedeki çiftçilerimiz buradan Sayın Bakana soruyorlar: "Sayın Bakan, bu Yedigöze Barajı'nın sulama sistemi ne zaman hayatiyete geçecek? O mümbit güzel topraklar ülke ekonomisine ne zaman kazandırılacak?"
Yaklaşık 750 bin dönüm araziyi konuşuyoruz burada, siz de çok iyi biliyorsunuz, 750 bin dönüm arazi. Ceyhan, Misis, Kozan, İmamoğlu bölgelerini içerisine alan, çok mümbit, ektiğiniz her mahsulden çok iyi verim alacağınız bir arazi ama ne yazık ki sulanamıyor. Bugün inşallah bu konuda Sayın Bakan da burada açıklamayı getirir, bu konuda cevap bekleyen değerli hemşehrilerimiz de cevap almış olurlar.
Yine, drenaj kanalları. Bu drenaj kanalları 1970'li yıllarda bölgede açıldı, çok da faydalı. Çiftçinin tarlasını sulayıp "ayak suyu" dediğimiz suyunu akıttığı o suların nehirlere, nehirlerden denizlere gitmesine vesile olan drenaj kanalları. Ama çok uzun yıllar önce açıldığı için bu kanallar şu anda büyük oranda dolmuş durumda. Ben bunu birkaç defa Sayın Bakana gündeme getirdim, temizlenmesi konusunda. Sayın Bakan diyecek ki şimdi: "Bunların temizlenme işi sulama birliklerine ait." Evet efendim, sulama birliklerine ait ama sulama birliklerinin bunu temizleyecek gücünün olmadığını siz de çok iyi biliyorsunuz. Devlet Su İşlerinin bu manada devreye girip, bu drenaj kanallarını bir an önce temizleyip çiftçinin hizmetine sunması lazım. Ha, temizlemiyor mu? Temizliyor. Üç yıl önce temizlediği kanalı, dönüyor, üç yıl sonra yine -aynı kanalı- temizliyor ama on beş yıldan beridir, yirmi yıldan beridir bir tek kepçe bile vurulmamış drenaj kanalları ne yazık ki öylece duruyor. Bu konunun da mutlaka bir an önce çözüme kavuşturulması lazım.
Yine, taban drenajı? Çukurova bölgesinde geçmiş yıllarda TOPRAKSU vasıtasıyla bir miktar taban drenajı döşemesi yapıldı.
Bakın, değerli milletvekilleri, bu taban drenajı çok önemli bir konu. Tarlanın çorak suyunu, su seviyesinin düşmesini sağlayan bir sistem bu sistem. Çukurova toprakları aşırı gübreleme ve bilinçsiz sulama yüzünden ne yazık ki çoraklaşmaya yüz tutmuş topraklar hâline geldi. Bugün Türkiye'nin en önemli bölgesi Çukurova, en önemli verimli topraklarına sahip bölgesi Çukurova ama taban drenajı ne yazık ki ihmal edilmiş ve topraklarının büyük kısmı çoraklaşmaya terk edilmiş.
Şimdi, Sayın Bakan diyecek ki: "Ya, TOPRAKSU lağvedildi, Köy Hizmetlerine geçti, Köy Hizmetleri özel idareye devredildi." Sayın Bakan, on yıldan beridir Hükûmettesiniz, tek başınıza iktidarsınız, önünüzde hiçbir engel yok. DSİ ne iş yapar? Lütfen, bu TOPRAKSU'nun geçmiş dönemde yapmış olduğu bu taban drenajı işini -kanunla mı düzenleyeceksiniz, ne yapacaksanız- bir an önce DSİ'ye devredin ve DSİ bu konuda taban drenajı çalışmasını bir an önce başlatıp o güzelim toprakları kurtarsın, çiftçimizin hizmetine sunsun. Çiftçilerimiz üreten insanlar, ürettiklerinden kazanmak istiyorlar, topraklarını kaybetmek istemiyorlar. Onun için de bu manada DSİ'nin çok etkin bir rol alması lazım.
Yine, sulama kanallarıyla alakalı? Sulama kanalları da çok eskidi. Bugün büyük, kaplama kanallar dediğimiz büyük kanallar her gün patlak veriyor. Beton kanallar, tarlaların başlarından gidip tarlaların sulanmasına vesile olan beton kanallar kırılmış, dökülmüş ve oradan akan sular çiftçilerimizi mağdur ediyor, çiftçilerimizin tarlasını sürmesini, ekmesini engelliyor, tarlayı âdeta su gölü hâline çeviriyor. Dolayısıyla çiftçimiz tarlasını ekemeyecek durumda. Bu konuda da DSİ'nin mutlaka bir an önce çözüm üretmesi lazım.
Şimdi, yine, sulama birlikleri dedik az önce, sulama birlikleriyle alakalı da burada birkaç şey söylemek istiyorum: Sayın Bakan, sulama birliklerinin kurulması iyi bir şeydi ama siz, en son çıkarttığınız 6172 sayılı Yasa'yla sulama birliklerinin birçok yetkisini elinden aldınız, yine DSİ'ye ve Bakanlığın bünyesine verdiniz. İşte bunlardan bir tanesi su ücretlerinin tespiti. Zaten sıkıntılı günler yaşayan, mazota para yetiştiremeyen, gübreye para yetiştiremeyen çiftçiyi bir de sulama ücretlerinin yükünü üstüne koyarak her gün yeni sıkıntılarla, problemlerle uğraştırıp üretmekten mi vazgeçirteceğiz?
Şimdi, bugün 13 milyon lira tarlanın dönümünün sulanması. Önümüzdeki yıl Bakanlık tespitiyle beklentinin pamukta 30 milyon lira, mısırda 27 milyon lira olacağı söyleniyor. Şimdi, Allah'tan reva mıdır, bu ücretleri bu şartlarda çiftçiler nasıl kaldıracak? Nasıl ekecek, dikecek de ektiğinden para kazanacak? Zaten, demin de söyledik, mazot fiyatları çok yüksek, gübre fiyatları çok yüksek, bir de siz, su fiyatlarını getirir bunun üzerine koyarsanız çiftçinin kamburunun üzerine kambur eklemiş olursunuz, çiftçiyi üretmekten vazgeçer hâle getirirsiniz.
İşte, onun için, bu manada DSİ'nin veya Bakanlığın alacağı kararın da insaflı olması lazım. Önceden sulama birliklerinin meclisi bu kararı alıyordu. Meclis de o yörede yaşayan insanların ortalamasından olduğu için, o bölgenin sıkıntılarını, problemlerini bilen insanlar bu işe karar verdikleri için de makul, mantıklı bir sonuç çıkıyordu ortaya ama şimdi o bölgeyi tanımayan insanlar o bölgenin işleyişiyle alakalı karar vermiş olacaklar dolayısıyla da insanlarımızı mağdur etmiş olacaklar.
Yine, Sayın Bakan, Adana'da yaklaşık 5 milyon dönüm ekilebilecek arazi var, şu ana kadar bunun ancak 2 milyon 131 bin dönümü -veya metrekaresi- tarıma açılmış durumda. Sizler çıktığınızda, işte, çok önemli işler yaptığınızı söylüyorsunuz, çok büyük işler yaptığınızı söylüyorsunuz ama şu ana kadar -ben yine teşekkür ediyorum, şükranla anıyorum, Sayın Demirel'in yapmış olduğu barajlarla Çukurova bölgesi sulanıyor- siz daha bir Yedigöze Barajı'nı bile sulamaya açamadınız. Bu manada da inşallah daha olumlu, daha güzel işler yaparsınız dileğiyle, 2012 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Varlı.