GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞ-MELER İLE İNTERNET KULLANIMININ BAŞTA ÇOCUKLAR, GENÇLER VE AİLE YAPISI ÜZERİNDE OLMAK ÜZERE SOSYAL ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN ÖN GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:68
Tarih:21.02.2012

RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malum, gündemin konusu İnternet, bilişim, geniş kapsamıyla da. Ama neden "İnternet" diyoruz? Çünkü bunun bir Türkçesi yok ve bugün "Dünya Anadil Günü" ama teknolojiyi üretmeyen ülkeler başta olmak üzere, başka ülkelerin ürettiği kelimeler üzerinden bu tanımlamaları yapıyoruz ve bundan da açıkçası çok üzülüyoruz ama teknoloji ülkeye gelip kabul görmeden önce eğer bunlara Türkçe bir karşılık bulunabilse sanıyorum hepimiz için daha kolay olacak çünkü ortak dil kuramadığımız zaman kuşak çatışmaları, evlerdeki anlaşmazlıklar da oluyor. Ben, sıklıkla duyduğum bir cümleyi sizlere örnek vermek istiyorum. Genellikle teknoloji kullananlar şöyle bir şey söylüyor: "Mail'i forward'ladım." Şimdi, bu bizlere çok şey ifade ediyor ama bizden bir eski jenerasyona hiçbir şey ifade etmiyor. Kuşak çatışmalarını engellemek adına da teknolojiyi ana dilimizle kullanmaya özen göstermek sanıyorum daha önemli bir şey.

İnternet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine ilişkili olduğu, entegrasyona tabii olduğu bir iletişim ağı. Ama "bilişim" daha geniş bir kavram, bilginin teknoloji üzerinden kullanılması. Ancak hangi bilginin? İşte, burada tehlikeli alan başlıyor yani "malumat"la "bilgi" arasındaki ince ayrım. Tıpkı, az önce örnek verilen Wikileaksler gibi ya da zaman zaman siyasete de alet edilen bazı görüntüler gibi.

Malumunuz, bu bilişim teknolojisi sayesinde dünyanın çok uzak coğrafyalarında ülkeler yıkıldı. Ülkelerin bugün sınırlarının tekrar çizilmesi konuşuluyor ama daha küçük kendi dünyalarımıza baktığımız zaman, bu bilişim teknolojisiyle, korkarım ki Türkiye'de birçok ev yıkılıyor, birçok hane yıkılıyor, birçok çocuk anasız babasız büyümek durumunda kalıyor. Bu sebepledir ki konuya dikkat çekip bu konuda bir komisyon kurulmasından son derece memnun olacağız parti olarak.

Teknolojide şöyle bir tehlike de var, onun da herhâlde altını çizmek lazım. Birçok şeyin menzili var, gözlerimizin, silahların ama klavyenin menzili yok. Klavyenin tuşuna bastığınız zaman karşınızdakinin kim olduğunu bilmeden, cinsiyetini dahi bilmediğiniz insanlarla ilişki kurabiliyorsunuz. İşte bu sebepledir ki gazetelerde sıklıkla şöyle başlıklar görüyoruz: "İnternet'te tanıştığı kadını gasbetti.", "İnternet'te tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğradı." Ama daha acısı "İnternet'te tanıştığı erkek tarafından tecavüze uğradı." ama daha acısı "İnternet'te tanıştığı kişiyi kadın zannederek gittiği evde gasbedildi." Yani yanlış bilgilerin, yanlış insanların çok kolay birbiriyle iletişime geçebildikleri bir alandan söz ediyoruz ve bu alanı her yaştaki insanımız kullanıyor, evimizdeki çocuklar, evlerimizdeki yaşlılar da buna dâhil çünkü yaşlı bakımevlerindekilerin de İnternet kullanımları çok yüksek oranlarda.

Türkiye'den birkaç istatistik söylemek istiyorum, dikkat çekici olacağını zannediyorum. 2010 yılı itibarıyla Türkiye'de İnternet kullanımı yüzde 42, ancak bilgisayarla ilgili herhangi bir konuda eğitim almış insan yüzdesi yüzde 6,5. Yüzde 6,5'u bilgi sahibi olan İnternet kullanıcılarının toplumun geneli için yüzde 42 olması çok dikkat çekiyor ama daha dramatik bir şey var: İnternet'i, sohbet odalarına girmek, chat yapmak, mesaj göndermek için kullananların yüzdesi tahminlerinizden çok yüksek, yüzde 65 ve bunlar 2010 rakamları. Korkarım ki 2011'de bu sayı çok daha yükselmiş durumda. Ve Türkiye Facebook'ta Avrupa'nın 1'incisi, dünyanın 6'ncısı. Bu rakamlar son yayınlanan rakamlar. Ve bu tehlikeli oyuncak tıpkı yarısı dolu bir bardak gibi; bir tarafından baktığınızda dolu, bir tarafından baktığınızda boş çünkü bilgiyi teknolojiyle kullanmak hayatımızı kolaylaştırıyor. Birçoğumuz elimizde tabletlerle geziyoruz, son dakika haberleri takip ediyoruz, istatistiklere ulaşıyoruz ama bunu nasıl kullanacağını bilmeyen gençler, çocuklar ve eğitimsiz insanlar için hakikaten bardağın boş tarafını tarif etmemiz ve buna bir tedbir almamız gerek.

Ve Birleşmiş Milletlerin geçtiğimiz 2011 yılı Haziran ayında aldığı bir karar var. Birleşmiş Milletler İnternet'in insan hakları arasında yer aldığını ifade eden bir cümle kurdu biliyorsunuz haziran ayında. Bu bir insan hakkı ama insan hakkının nasıl kullanılacağı tabiatıyla bizim Anayasa'mızda da var bazı maddelerde. Anayasa'nın 5, 41, 58 ve hatta 172'nci maddeleri çerçevesinde bu konunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve yeni yapılan Anayasa'yla beraber bilişim hukukunun, bilişim güvenliğinin ikincil hukukla birlikte bir bütünlük içinde ele alınacağını umut ediyoruz ve neden kadın, aile konusuna bu kadar önem veriyoruz bilişimle ilgili?

Türkiye'deki boşanmaların detaylarına baktığınızda büyük bir kısmı geçim sıkıntısından ama bir kısmı da anlaşmazlıktan, uyumsuzluktan ve bu sebeplerle yapılan boşanmalarda evdeki İnternet kullanımının, İnternet üzerinden aile bütünlüğünü bozucu ilişki kurma oranının yüksek olduğunu görüyorsunuz. Bunların bir kısmı tabii ki mahkeme kayıtlarına düşmüyor. Bunu genellikle boşanma avukatlarıyla konuştuğunuzda, hâkimlerle konuştuğunuzda daha detaylı olarak alabiliyorsunuz. Ben, geçtiğimiz hafta Ankara Barosunun Kadın Eğitim Merkezindekilerle görüştüm "Nedir Ankara'da durum?" diye. Ankara bir büyük şehir ama sayısı da çok büyük bu konuda. Kötü İnternet kullanımı nedeniyle boşanma oranlarının yüksek olduğu bir ildeyiz şu anda.

Evet, yanlış İnternet kullanımı hayatımızda birçok yanlışı da beraberinde getiriyor. Dediğim gibi, çocuklarımızla iletişimimizde dil kopuklukları oluyor, yaşlılarla iletişimimizde gündemi takip etmekte sıkıntılarımız oluyor, aile bütünlüklerimiz bozuluyor. "Neden burada kadını daha çok öne çıkarıyoruz?" diye sorarsanız, namus cinayetlerinin bile bir kısmı İnternet'teki kötü kullanım yüzünden oluyor. Bunu erkekler de kötü kullanabiliyorlar ama erkeklerinki üstü örtülerek, çok da görmezden geliniyor. Hâlâ namusun kadın üzerinden tanımlandığı bir ülkedeyiz ve namus adına yapıldığı söylenen cinayetlerin bir kısmı İnternet'le ilintili, yapılan tanışıklıklar, yapılan evlilikler ve görüşmeler üzerinden.

Kadınların yanlış İnternet kullanımı neticesinde uğradıkları zararların, uğradıkları şiddetin her türünün, uğradıkları kayıpların incelenmesi, araştırılması ve bilişim hukukunun nasıl ülkemizde şekillendirilebileceği anlamında bu çalışmanın yapılmasını çok önemsiyoruz ve Mecliste bir komisyon kurulacak olmasından da açıkçası son derece mutluyuz. Sanıyorum, bu kurulacak komisyona, yeni Anayasa'ya da bakış olması adına birtakım notlar düşülecektir ve yapılacak çalışmalarda kadın, çocuk ve genç bakışının yansıtılması umuduyla ben komisyona şimdiden başarılar diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Demirel.