GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇOĞALTILMIŞ FİKİR VE SANAT ESERLERİNİ DERLEME KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:69
Tarih:22.02.2012

TOLGA ÇANDAR (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm kitle örgütleriyle -yıllardır bu konularda çeşitli yazılar yazmış biri olarak, bir sanatçı, bir kültür insanı olarak- tüm kitle araçlarıyla ülkemizde yaygınca pompalanmaya çalışılan yoz ve yabancı kültür bombardımanı üzerinde yıllarca konuştum. Bu yozluğun, bu seviyesizliğin, bu düzeysizliğin, kontrol edilmediği zaman hangi noktalara kadar ulaşabileceği, kimlere kadar ulaşabileceği, nerelere kadar ulaşabileceği, dün İstanbul Milletvekilimiz Sayın Nur Serter'e yapılan saldırıyla -o dizide yapılan saldırıyla- bir kere daha ortaya çıkmıştır. (CHP sıralarından alkışlar) Bir sanatçı olarak, bu seviyesizliğe, bu yozluğa, bu düzeysizliğe isyan etmemek elde değil. Bir milletvekili arkadaşımıza bunu yapan anlayıştan, dur bakalım, önümüzdeki günlerde bu işin daha hangi noktalara kadar gittiğini göreceğiz. Allah sonumuzu hayra çıkarsın diyoruz.

Sayın milletvekilleri, dünyayı dilleriyle algılıyor insanlar, algıladıkları bu dili de, bu dünyayı dilleri aracılığıyla anlatıyor. Bu diller üzerine, insanların ana dilleri üzerine baskı uygulamayı siyaseten ne kadar yanlış bulduğumuzu da biz yıllarca yazdık, doğru değil. Ne olur, ana diliyle kullansa ne olur, bir ülke mi yıkılır? Eğer kendi toplumunun içerisinde farklı dilleri yeşertemiyorsa, kültürel bir zenginlik olarak görmüyorsa farklı kültürel zenginlikleri bir bütünün, mirasın bir parçası olarak görmüyorsa zaten o ülkede çok ciddi bir problem var, dil 5'inci sırada, 7'nci sırada, 10'uncu sırada. Asıl sorun, bu ülkede insanların birbirlerinin kültürlerine karşı saygı duyup duymadığıdır. Bunun üzerine, bizim, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışanları olarak siyaseti bir tarafa atıp bu konular üzerinde bir ortak duygu, bir ortak düşünce üretmemizin ülkenin geleceği açısından son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Bin yıllık bir tarihten söz etti Selçuk Arkadaşım, Manisa Milletvekilimiz. Ben işi biraz daha gerilere götürerek düşünmek istiyorum. Beş bin yıllık bir kültür mirasının üzerinde oturuyoruz. Evet 1071'de Malazgirt'le gelindi, hoş geldik, sefalar getirdik ama bin yıllık tarihin öncesini ret mi edeceğiz? Etmeyeceğiz tabii ki. Beş bin yıllık kültür mirasının tamamını kendi ülkemizin kültür mirası olarak görebilirsek bence bu Kültür Bakanımızın da işini kolaylaştıracaktır. Böyle bir zenginliğin üzerinde, beş bin yıllık bir tarihî mirasın, bir kültür mirasının üzerinde Kültür Bakanlığı yapmak da kolay bir iş değil, doğru, kendisine hak veriyoruz, başarılar diliyoruz.

Biraz önce, Sayın Bakanımız dedi ki: "2011 yılında herhangi bir soygun yaşamadık." Benim bildiğim Milas soygununu kendisine hatırlatmak isterim. Milas'ta bir kral mezarlığı soyuldu, Karya uygarlığının bir kral mezarlığıydı. Hepimizin içi parçalandı, eminim kendisi de çok etkilenmiştir ama ne yazık ki bunlar yaşanıyor. Biz bunların yaşanmaması için elimizden ne gelirse yapacağız elbette.

İzmir Kütüphanesi çok konuşuldu, benim söylemek istediğim o değil ama bölgemizde 4 bin yıl öncesinden beri kütüphanecilik son derece yaygın. Bakın, Teos Kütüphanesi Seferihasar'da, Bergama'da Asklepion Tıp Kütüphanesi, hemen notlarıma bakıyorum, İzmir'in merkezinde Smyrna Kütüphanesi, yine Bergama'da ayrıca Selçuk Efes Kütüphanesi. Bunlar 4 bin yıl öncesinden başlayarak ülkemizde ve Ege yöresinde, sadece bizim bölgemizde kütüphaneciliğin ne kadar yaygın olduğunu? Bu kütüphanelerdeki eserlerin büyük bir bölümü ne yazık ki İskenderiye Kütüphanesine daha sonra taşınmış ve İskenderiye Kütüphanesinde -kemikleri sızlasın- Julius yangınında ne yazık ki bunların hepsini kaybettik.

Biz, Komisyonda, evet, kararlaştırdık keşke o gün Komisyonda bu 8'inci madde hemen hallediliverseydi de bugün akşama kadar bu konuyu konuşmak zorunda kalmasaydık. Siyasi partilerin kişisel hırslarından ya da kişisel siyasi yaklaşımlarından arınıp komisyonlarda dahi bir araya gelip bir yasa üzerinde de anlaşamamasının sonuçlarının neye mal olduğunu görüyorsunuz. Bu siyasi kaprislerin bir tarafa bırakılıp mutlaka ama mutlaka da komisyonlarda muhalefetin sözünü dinlemek lazım.

Daha önce de bütün arkadaşlarımız söyledi, ben son söz olarak izninizle söyleyeceğim?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TOLGA ÇANDAR (Devamla) - ?iktidar her yerde var, her toplumda var ama muhalefet bir tek demokrasilerde var.

Saygıyla selamlıyorum.  (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çandar.