GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:38
Tarih:15.12.2011

CHP GRUBU ADINA KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; Kamu İhale Kurumu hakkında Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

22 Ocak 2002'de yayınlanan 4734 sayılı Kanun'un Kamu İhale Kurumu kurulmasına dair 53'üncü maddesi, geçici 1 ve geçici 5'inci maddeleri yayımı tarihinden, diğerleri de 1/1/2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Kanunun temel gerekçesi, 83 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun, günümüzün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına cevap veremediği, uygulamada ortaya çıkan aksaklıkları gidermede yetersiz kaldığı, bütün kamu kurumlarını kapsamadığı, Avrupa Birliği ve uluslararası ihale uygulamalarına paralellik göstermediği görüldüğünden, kamu ihaleleriyle ilgili geniş kapsamlı yeni bir kanun hazırlanması olarak ortaya konulmuştur ve bu amaçla da kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı ihalelerde uygulanacak usul ve esasları belirlemektir.

Temel ilkeler ise saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenlik, gizlilik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun şartlarda ve zamanında karşılanması, kaynakların verimli kullanılmasıdır. Bu amaçla ve bu ilkelerle çalışmak üzere Kamu İhale Kurumu kurulmuştur.

Başlangıçta bağımsız, idari ve mali özerkliğe sahip bir kurumdu. Kurul üyeleri, çeşitli kurumlardan önerilen kişilerden Bakanlar Kurulunca atanmasıyla oluşturuluyordu ancak tüm teşkilatı düzenleyen kanun hükmünde kararnamelerle Kamu İhale Kurumu da tekrar düzenlenmiş ve 661 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 57'nci maddesiyle, 4734 sayılı Kanun'un 53'üncü maddesi değiştirilmiştir. Kurul üye sayısı 10'dan 9'a indirilmiş ve tüm kurul üyelerinin Maliye Bakanının önerisiyle Bakanlar Kurulunca atanması gerçekleştirilmiştir. Böylece, Kamu İhale Kurumu bağımsızlığını, özerkliğini yitirmiş, tamamen Maliye Bakanlığına bağlı bir kurum olmuştur ve bu kurumla ilgili yasa sürekli değiştirilmiştir. Şimdi size bu değişikliklerin gerekçelerini anlatmaya çalışacağım.

3 Kasım 2002'de iktidar olan AKP, öyle her ihalenin bağımsız, idari ve mali özerkliği olan bir kurum tarafından yapılmasını istememiş olsa gerek ki yasayı ve dolayısıyla Kurumu arkadan dolanmaya başlamıştır. Sırayla değişiklikler başlamış, ayda bir, üç ayda bir yeni istisna eklenerek yeni yasa, yeni yapılan işlerin tümünün, 4734 sayılı Kanun'un uygulanmayacağı hâle getirmiştir, sanki yeni ihalelerin şeffaflığa, saydamlığa, eşit muameleye ihtiyacı yokmuş gibi.

Oysa istisnalar çoğaldıkça istismarlar da çoğalmaya başlamıştır. Neredeyse 4734'e tabi ihale kalmamıştır. Böyle olunca, Avrupa İlerleme Raporu eleştirmeye başlamıştır. En son bu yılki raporda da Beşinci Fasıl'da eleştirilmiş ve kamu ihalelerinin Avrupa Birliği standartlarına uygun olmadığı yolunda görüş bildirmiştir.

Bu eleştirileri sadece Cumhuriyet Halk Partisi mi yapıyor yoksa gerçekten ilgili kurumlar da yapıyor mu diye baktığımız zaman: Devlet Denetleme Kurulu, 2006, 2007, 2008 yılları faaliyet ve işlemleri denetlemiş ve belli tespitler yapmıştır. 17/2/2010 tarih ve 9 sayılı, üç yüz altmış yedi sayfalık bir rapor düzenlemiştir. Bu rapora göre:

1) İstanbul Büyükşehir Belediyesinde iş yapılıp bittikten sonra ihale yapılmıştır.

2) Türkiye Kömür İşletmeleri ihalesiz olarak kömür madeni kiralamıştır.

3) Tarım Bakanlığı et ithalatlarında yasa ve kurallarla uyulmamıştır.

4) İstanbul Büyükşehir Belediyesinin otobüs alım ihalesi tamamıyla kanuna aykırıdır.

5) Toprak Mahsulleri Ofisi deniz taşıma ihaleleri tamamen kanunun dışına çıkarak gerçekleştirilmiştir.

Kamu İhale Kurumu gerçekten objektif ve tarafsız, bağımsız bir kurum olarak olaylara bakıyor mu? O konuda da Denetleme Kurulu raporunda "hayır" cevabı var. Merkezî hükûmet kuruluşları özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle ilgili ayrımcılık yapmaktadır. Bu durumun en somut örneği KİK tarafından sürekli iptal edilerek tamamlatılamayan İzmir metrosu ihalesidir, ancak çok uzun bir süre geçtikten sonra gerçekleşti. Bu defa, KİK'in kararlarında ayrımcılık yapıldığı Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu tarafından da tespit edilmiş ve şöyle denmiştir: "Kurul kararları üzerinde yapılan incelemede bazı kararların usul kurallarına uyulmadan alındığı, aynı somut olaylara dayandığı hâlde birbiriyle çeliştiği ve aynı kavramın farklı tarzda ve farklı hukuki sonuç doğuracak şekilde tanımlandığı tespit edilmiştir. Bu itibarla, kurul kararlarında hukuka uygunluğu ve tarafsızlığı sağlayacak nitelikli istikrar sağlanmalıdır."

Yine, bu tespitlerden birisi, KİK kayıtlarının eksik ve yanlış olduğu çalışmanın önceki bölümlerinde de belirtilmiş olmasına rağmen, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu bu yanlışlığın kasıtlı olduğunu tespit etmiştir.

Örneklere devam edecek olursak: Sivrihisar-Eskişehir-Bozüyük kara yolu çerçevesinde yapılan ihale devam ederken ihale bedeli yüzde 40 artırılmış ve bu artıştan sonra bu ihaleyle hiçbir alakası olmadığı hâlde Eskişehir-Sarıcakaya il yolu buraya eklenmiş, aynı müteahhide yaptırılmış, ihalesiz olarak verilmiştir. Havaalanı önündeki bat çık ve köprü, yine aynı çerçeve içerisinde ihalesiz olarak aynı firma tarafından devam ettirilmiştir.

Kamu İhale Kurumunu ve yasayı arkadan dolanan en önemli özellik Devlet Malzeme Ofisi ve TOKİ'de görülmektedir. Devlet Malzeme Ofisi güya özelleştirme sözcüğü ağzından düşmeyen, "Sermayenin milliyeti olmaz." diyen ve kamuoyunun, demokrat çevrelerin tüm karşı duruşuna karşın Telekom'u, TÜPRAŞ'ı ve ERDEMİR gibi ülke güvenliği için son derece önemli kuruluşları satan AKP düşünüş tarzı acaba neden, sermayesinin tamamı devlete ait olan Devlet Malzeme Ofisini daha canlı tutmayı, kullanmayı, onu sömürmeyi ve AKP'li belediyelerin oyunlarına alet etmeyi istemektedir?

Yine, TOKİ, tümüyle, eskiden sadece toplu konutla ilgili olan alanlarda yasanın dışındayken şimdi tamamıyla tüm projelerini bu yasa kapsamına almıştır. Dolayısıyla, Türkiye'de yapılan ihalelerin yüzde 31'i bu yasanın dışında değerlendirilerek 100 milyar TL'nin üstünde bir kısım denetimsiz olarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

Şimdi, biz bunları yeni mi söylüyoruz? Hayır. Seçim bildirgemizde de söylemişiz, "Kamu İhale Yasası AB standartları temelinde yeniden düzenlenecek." demişiz ve geçen yılki bütçe konuşmalarında Sayın Oğuz Oyan da aynı eleştirileri yapmış ancak dikkate alınmamıştır ve Cumhuriyet Halk Partisi parti programında, kamu ihale sisteminin kamu yararını gözeten, eşitlik, adalet ve saydamlık ilkeleri çerçevesinde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

AKP İktidarı kamu ihalelerini şeffaflıktan ve denetimden kaçırarak bir rant dağıtma aracı hâline getirmiştir. Kamu ihaleleri yandaş kuruluşlara dağıtılmakta ve?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAZIM KURT (Devamla) - Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kurt.