GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HOCALI KATLİAMININ 20'NCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:70
Tarih:23.02.2012

NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Sayın Başkanımın da ifade ettiği gibi, 26 Şubat 1992 tarihinde vuku bulan Hocalı katliamının 20'nci yıl dönümü. Öncelikle Hocalı'da hayatını kaybeden Azerbaycan Türk'ü kardeşlerime rahmet dileyerek başlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Hocalı, Yukarı Karabağ için son derece önemli bir stratejik nokta. Aslında nüfus olarak çok yoğun bir nüfusa sahip bir şehir değil, 10 bin kişinin yaşadığı bir şehir 1992'de ve orada 3 bin civarında Azerbaycan Türk'ü yaşamaktaydı. Ama Hocalı'nın şöyle bir özelliği var: Özellikle stratejik açıdan son derece askerî bir hedef niteliğinde olan bir şehir ve Dağlık Karabağ veya Yukarı Karabağ'daki tek havaalanı Hocalı'da bulunmaktaydı. Bundan dolayı, 1990 yılının ilk aylarından itibaren Ermeniler tarafından sürekli Azeriler, Azerbaycan Türk'ü kardeşlerimiz saldırıya uğramaya başladı ve nihayetinde, 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gece Hocalı'ya ulaşan Ermeni kuvvetleri tarafından maalesef 613'ü kesin olmak üzere yaklaşık 1.300 civarında Azerbaycan Türk'ü katledildi. Burada tabii sadece katledilen Azerbaycan Türk'ü de değil. Azerbaycan Türk'ü dışındaki Ahıska Türkleri ve diğer Müslüman unsurlar da vardı, bunlar da hedef alınmıştı. O dönemde Hocalı Valisi olarak görev yapan ve şu anda Azerbaycan Parlamentosunda milletvekili olan Elman Memmedov, burada 3 bin insanın bulunduğunu ve sekiz dokuz saat içinde 613'ü yaşlı, kadın ve çocuk demeden katledilen ve bir kısmı da dağlara kaçarak, orada donarak hayatını kaybeden vatandaşlarımızdan bahsediyor.

Bu Hocalı, değerli arkadaşlar, Türkiye ile Azerbaycan'ın ortak problemidir yani bu sadece Azerbaycan veya Türkiye'yi ilgilendiren problem değildir, aslında bütün Türk dünyasını ilgilendiren problemdir. Bu vesileyle birkaç kanaatimi ifade etmek isterim.

Bunlardan birincisi: Türkiye Orta Doğu'nun, hatta Avrupa'nın yükselen bir yıldızı, Azerbaycan dünyanın yükselen bir yıldızı. Mutlaka hem Türkiye'nin hem Azerbaycan'ın gerek ekonomik gerek siyasi gerekse uluslararası konjonktürel açıdan daha güçlü olması gerektiği çok açıktır.

İkinci vurgulayacağım husus: Türkiye ve Azerbaycan pek çok uluslararası platformda birbirine destek vermektedir ve ortak hareket etmektedir. Ama bu iş birliğini daha sıkı hâle getirmemiz lazım. Artık uluslararası arenada ortak hareket ettiğiniz zaman daha etkili netice alabiliyorsunuz. Dolayısıyla, bizlerin daha ortak ve daha sıkı bir iş birliğine gitmesi gerekiyor.

Biz de Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu üyeleri olarak gerçekten bu noktada üzerimize düşen görevi yapmaya çalışıyoruz. Geçen ay Azerbaycan'a bir seyahatimiz oldu ve son derece etkili görüşmeler yaptık. Başta Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev olmak üzere pek çok yetkiliyle görüştük ve görüşme noktamızın ana unsuru Fransa'daki soykırımın inkârını suç sayan yasa tasarısıyla ilgiliydi ve pek çok olumlu görüşmeler yaptık.

Dolayısıyla, Hocalı katliamı da bu anlamda Azerbaycan Türklerinin yaşadığı ama bizi de derinden yaralayan hadiseler olması hasebiyle pek çok etkinlikle anılmaktadır, pek çok üniversitemizde sempozyumlar, paneller yapılmaktadır. Bizler parlamenter olarak pek çok etkinliğe imza atmaktayız. İstanbul'da ve Ankara'da bu hafta sonu anıt açılışları, yürüyüşler, mitingvari toplantılar yapılacaktır. Bundaki amacımız Hocalı'da yaşananları unutturmamak ve Hocalı'da yaşanan hadiselerden ders çıkararak birliği beraberliği artırmaktır.

Esasında Hocalı'da olan hadiseyle ilgili bir hususu vurgulayıp sözlerimi bitirmek istiyorum. Orada çok enteresan bir hadise yaşanmış. Elleri bağlı bir Azerbaycan Türk'ü hamile kardeşimizin karşısındaki katliamı yapan 2 Ermeni yazı tura atarak "Kız mı? Erkek mi?" şeklinde iddiaya tutuşuyorlar ve daha sonra iddialarını kanıtlamak için o kadıncağızın karnına bıçakla darbeyle o çocuğun cinsiyetini belirliyorlar ve çok enteresan olan husus, bunu niçin yaptıklarını sordukları zaman şunu söylüyorlar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECDET ÜNÜVAR (Devamla) - "Bizim dedelerimiz de Ağrı'da, Kars'ta, Erzurum'da aynı oyunu oynamıştı, biz de bu oyunu tekrarlamak istedik." Onun için bunları unutmamak lazım.

Ben bu vesileyle, Hocalı'da hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet diliyor, "İnşallah makamları cennet olsun." diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ünüvar.