| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 15.12.2011 |
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye Bakanlığının 2010 yılı kesin hesabı ve 2012 yılı gider bütçesi ve Gelir İdaresi Başkanlığı bütçesiyle 2012 yılı gelir bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi ve ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımızı şahsım ve Maliye Bakanlığı adına saygıyla selamlıyorum.
Bütçe sunuş konuşmamda Bakanlığımın 2010 yılı kesin hesabına ve 2012 yılı bütçelerine ilişkin aslında bilgi vermiştim, o nedenle müsaade ederseniz bugünkü yirmi dakikamı öncelikli olarak bazı eleştirilere cevap vererek bir de tabii ki gelir politikaları yoluyla ARGE'yi, yatırımı, istihdamı nasıl desteklediğimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tabii ki sözlerimin yine başında bütçemizle ilgili olarak gerek bugün gerek daha önce yaptığınız katkı, yapıcı eleştiri ve değerlendirmeler için çok teşekkür ediyorum.
Kamu İhale Kurumuna ilişkin epey bir eleştiri veya değerlendirme yapıldı. Her şeyden önce şunu ifade etmek istiyorum: Tabii ki son yapılan 661 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle birtakım değişikliklerin amacı, hiçbir şekilde Kamu İhale Kurumunun mali ve idari özerkliğinin zedelenmesi değildir, mali ve idari özerklik korunmuştur. Burada, doğrudur, üye sayısı 11'den 9'a indirilmiştir. Ancak kurul üyelerinin Bakanlar Kurulu tarafından atanıyor olması zaten daha önce var olan bir konuydu. Değişik kurum önerileri yerine tamamen Bakanlar Kuruluna, tabii, bu yönde bir yetki verilmiştir.
Yine Kurum yapmış olduğu incelemelerde, tüm incelemelerde, dosyanın tekamül etmesinden itibaren yirmi gün içerisinde bu incelemeleri sonuçlandırmaktadır. Fakat zaman zaman, gerek diğer kamu kuruluşlarından gerekse üçüncü şahıslardan talep edilen bilgi ve belgelerin gecikmesi, tabii ki inceleme sürecini gecikmelere uğratmakta, gecikmelere neden olmaktadır.
Daha önce de herhâlde ifade edildi. 2010 yılında Türkiye çapında yapılan ihalelerin sadece yüzde 3,2'si şikâyete konu olmuş, Kurul tarafından verilen kararların sadece yüzde 14,9'u yargıya intikal etmiştir. Yani dolayısıyla, aslında şikâyet konusu olan tabii ki ihale sayısı nispeten az ve yargıya gitmeden çözüme ulaştırılan tabii ki şikâyet konusu da oldukça yüksek, yüzde 85-86'lar civarında.
TOKİ, KİT mevzuatına tabidir. Yalnız TOKİ'nin arsa alımı ve kamulaştırma işlemlerinde bir istisnası vardır; bu, kanunla düzenlenmiştir. "KİT Kanunu niye sık sık değiştiriliyor" Doğrudur, sık sık değiştirilmiştir. Bunda özel yasalarla çıkarılan istisnaların payı oldukça büyüktür ama bunun yanında AB mevzuatına uyum çalışmaları, kamu kurumlarının kurumsal yapılarındaki değişiklikler de etkili olmuştur.
Aslında bu istisnaların bu kadar yoğun bir şekilde gündeme gelmesi, yasalarla bu istisnaların sağlanmasını ben de tasvip etmiyorum ve hakikaten Kamu İhale Kurumuna "Şu yasayı bir daha çalışalım, Avrupa Birliği mevzuatına daha da yakınlaştıralım, eşik değerleri gözden geçirelim, şu istisnaları azaltacak şekilde bu süreçleri daha etkin hâle getirelim." şeklinde bir talimatım da oldu. Bu yönde bir çalışmayı, inşallah, önümüzdeki yıl içerisinde belki sizlerle de paylaşırız ve böylece bu istisnaları bizler hep birlikte azaltmış oluruz. 2011 yılı AB İlerleme Raporu'na baktığınız zaman kamu alımları faslı var biliyorsunuz, o fasılla ilgili bölümde Kamu İhale Kurumunun işini yapabilmesi için gerekli idari kapasitede olduğu yönünde bir değerlendirme yapılmıştır.
Yine, burada çok spesifik birkaç konu gündeme getirildi, özellikle İzmir ve Eskişehir metroları, Eskişehir-Bozüyük bölünmüş yol ihalesi, İstanbul deniz otobüsleri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi otobüs ihalesi gibi ihalelere ilişkin şikâyetler gündeme getirilmiştir. Bütün bu şikâyetler süreler aşılmaksızın KİK'teki süreçleri zamanında tamamlanmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesine ait ihalelerin sadece binde 3'ü bugüne kadar iptal edilmiştir. Dolayısıyla, Kamu İhale Kurumunun hiçbir belediyeye yönelik veya kuruma yönelik taraflı davranışı söz konusu olamaz, böyle bir şey olursa ilk olarak müdahale edecek olan tabii ki bizler oluruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özelleştirmeye ilişkin de her zaman olduğu gibi tabii ki birtakım değerlendirmeler yapıldı, birtakım eleştiriler getirildi. Değerli Milletvekilimiz Sayın Cengiz Yavilioğlu ülkemizde özelleştirme uygulamalarına ilişkin konuşmasında aslında birçok konuya değindi; kendisi Özelleştirme İdaresinde daha önce çalıştığı için, bu konuda akademik araştırmalar yaptığı için hakikaten çok güzel birtakım rakamlar da verdi.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bizim özelleştirmeden maksadımız daha fazla gelir elde etmek veya kamunun birtakım kurumlarını ille de özel sektör işletsin şeklindeki bir yaklaşımın sonucu değil. Temel maksadımız şu: Rekabeti, verimliliği nasıl artırırız? Çünkü ancak rekabet ve verimliliğin olduğu ekonomilerde kalıcı bir şekilde refah yaratılabiliyor.
Kurumların tabii ki modernizasyon ve yatırım ihtiyaçları var, KİT'lerin geçmişte de vardı, bugün de var. Onların tabii ki sınırlı olan kamu kaynaklarıyla değil de tabii ki özel sektör imkânlarıyla yapılması hakikaten ülkemizde olsun, diğer ülkelerde olsun tercih edilen bir konudur.
Bütün ihalelerimiz, özelleştirme ihalelerimiz şeffaftır, son derece açıktır. Hepsi, eğer ilgi varsa, televizyon ekranlarının önünde yapılmaktadır. Özelleştirme sonrasında tekel konumunda olan, yani devlet tekeli konumunda olan şirketlerin özel sektör tekeline dönüşmemesi için de hakikaten büyük bir hassasiyet içerisindeyiz ve bu yönde gerek düzenleyici, denetleyici kurumların oluşturulması gerekse buna yönelik yasal çerçevenin oluşturulması konusunda tabii ki gerekli adımlar atıldı.
Tabii ki özelleştirme sonrasında çalışanların haklarının da gözetilmesi bizim için son derece önemlidir ve bu yönde de bildiğiniz gibi, o hassasiyetleri taşıyoruz. Hele bu son dönemde yapılan özelleştirmelerde, dikkat ederseniz gerek oradaki çalışan sayısının korunmasına yönelik gerekse yatırımlara yönelik gerekse üretimin devamına yönelik çok önemli birtakım, tabii ki kararlar alındı.
Müsaade ederseniz şu deprem vergisi konusunu da açıklığa kavuşturmak istiyorum. Şimdi, bir basın toplantısında, bütçe sonuçlarını açıkladığım bir basın toplantısında bana şöyle bir soru soruldu, işte, denildi ki: "Deprem vergileri nereye harcandı?" Ben de orada aynen şunları söyledim, yani yuvarlıyorum çünkü önümde metin yok, dedim ki: Vergi gelirleri toplanır bir havuzda ve bu vergi gelirlerinden ülkemizin sağlığına, eğitimine, yollarına, duble yollarına, demir yollarına, çiftçimize harcamalar yapılır.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Depremde ölenlerin cenazeleri o yolda rahat gitsin diye, öyle mi Sayın Bakanım?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Aslında ben şunu ifade ettim, yani vergi gelirlerinin herhangi bir harcamaya yani tahsis edilemeyeceği?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Cenaze arabaları rahat gitsin o yollarda!
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Bir vergi genelliği ilkesinin olduğunu, bütün vergi gelirlerinin bir havuzda toplandığını ve o havuzdan harcandığını ben ifade ettim ama ertesi gün gazetelerde, işte, "Deprem Vergileriyle Duble Yollar Yapıldı" diye başlıklar atılınca ana muhalefet liderimiz dahi -herhâlde o haberlerden tabii ki yola çıkarak- benim bütçede birlik ilkesini bilmediğimi burada ifade ettiler. Aslında ben tam olarak o ilkeyi ifade eden bir bağlamda, bir yaklaşımla soruya cevap verdim ve dedim ki: Bütün vergi gelirleri bütçede toplanır, memleketin ihtiyaçları oradan karşılanır ki gerçekten de böyledir, ülkemizde de böyledir, bütün dünyada da böyledir. 1999'da da böyleydi, hatta 1999'da tabii ki deprem yaralarının sarılması için bir düzenleme yapılmakla birlikte orada gerekçede son derece açık bir şekilde -ben zamanınızı almak istemiyorum ama- şunu söylüyor, 1999 yılında bu deprem vergileri getirilirken yasanın gerekçesinde deniliyor ki: "Deprem yaralarının sarılması, ekonomik istikrar programının desteklenmesi." O dönemde IMF destekli bir ekonomik istikrar programı vardı?
OKTAY VURAL (İzmir) - O demek değil Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - ?ve nitekim 9 Aralık 1999'da IMF'ye verilen niyet mektubunda da bu son derece açık bir şekilde ifade ediliyor ve bu vergilerin bir amacının? Ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla tabii ki, bu vergilerin getirildiği söyleniyor.
2000 yılında yine, özel iletişim vergisi ve özel işlem vergileri iki yıllığına uzatılırken çok açık bir şekilde gerekçe olarak ekonomik istikrar programının bir gereği olarak bu vergilerin uzatıldığı ifade edilmiştir. Yani ülkemizde deprem sonrası vergiler gelmiştir, doğrudur fakat bir verginin herhangi bir gidere tahsis edilmesini istiyorsanız o zaman özel bir fon kurulur, o fondan harcamalar yapılır. Dolayısıyla, aslında, özünde 1999'da olsun, sonrasında olsun hiçbir dönemde zaten bu bütçedeki birlik ilkesi de gözetilerek bir deprem vergisi, deprem fonu oluşturulmamıştır. Tamamen vergiler bir havuzda toplanır, oradan ülkemizin bütün ihtiyaçları karşılanır; onu da ifade etmek istiyorum.
Güncelleme mi, zam mı? Yine, bir basın toplantısında biz aldığımız tedbirleri açıklarken ben çok açık bir şekilde şunu söylüyorum, diyorum ki: "Binek otomobil muadili hafif ticari araçlarda vergiyi artırıyoruz." Bakın "Vergiyi artırıyoruz." diyorum. Niye? Çünkü burada haksız rekabeti engellemek için.
Efendim, işte "1.600 cc'nin üzerindeki otomobillerin vergilerini artırıyoruz." diyorum. "Artırıyoruz" diyorum, altını çiziyorum. Niye? Çünkü işte, cari açığa karşı bir tedbir olarak.
Yine şunu söylüyorum, diyorum ki?
OKTAY VURAL (İzmir) - Güncelleme mi yapıyorsunuz?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Geleceğim.
Diyorum ki: "Biz KKDF'yi artırıyoruz." yine cari açığa karşı bir tedbir olarak. Sonra, diyorum ki: "Sigara ve alkollü içkilerdeki vergileri?" Yani burada diyorum ki: "Artışı güncelleme olarak görmek lazım çünkü maktu vergileri esas itibarıyla enflasyon oranında güncelliyoruz."
3 tane vergiye "artış" diyorum; 2 tane maktu verginin artırılmasına, enflasyona paralel olarak artırılmasına "güncelleme" diyorum?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayenizde zamların ismi "güncelleme" oldu Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - ?maalesef ertesi güne yine gazetelerde her şey "güncelleme" oluyor. Dolayısıyla?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Türkçe yeni bir lügat kazandı!
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Yeni bir lügat değil değerli arkadaşlar.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Diğer bakanlar da zam yaptıkları zaman "güncelleme" diyecekler mi Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Şimdi, bütün ülkelerde maktu vergiler enflasyona paralel olarak her sene artırılır, hatta bunu artırmak için özel bir düzenleme yapılmaz, otomatik olarak yapılır.
Bakın, şimdi, birçok vergimiz maktudur. Eğer artırmazsanız her sene enflasyon kadar onun değeri azalır. 74 milyona vermeniz gereken hizmetleri, eğer onları enflasyon kadar artırmazsanız açıkla ve borçlanmayla kapatmak zorunda kalırsınız. Bu son derece açıktır.
Şimdi, değerli arkadaşlar?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Bakan, emeklilerin maaşlarını ne zaman güncelleyeceksiniz? Onları da güncelleyecek misiniz?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Emeklilerimizin maaşlarını enflasyonun çok çok ötesinde güncelledik, her zaman güncelliyoruz, güncellemeye devam edeceğiz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Aman formatlamayın da? Vallahi, siz hep format atıyorsunuz!
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Şimdi, binek muadili ticari araçlarda niye biz vergiyi artırdık? Bakın, ticari araçların tamamında artırmadık ama binek muadili yani aslında binek otomobil vasfında olanları artırdık. Niye? Çünkü bu konuda sektörden, haksız rekabet konusunda çok ciddi girişimler vardı. Hemen hemen herkes benzer otomobil -benzer otomobil diyorum- üretip piyasaya sunmak istedi. Biz de dedik ki "Bu doğru değil." ama var olanlara ilişkin de bu haksız rekabeti gidermeye yönelik olarak bir adım attık.
Şimdi, sigaraya ilişkin eleştiriler?
Değerli arkadaşlar, denetimin yapılmadığına dair, tabii, burada bir imada bulunuldu. 2008 yılı ile 2011 yılı Ekim döneminde tam 772.999 mükellef denetlenmiştir, sigara satışı yapanlar, üretenler. Denetlenen ürün sayısı -ki, burada bandrol var, bandrolün denetlenmesi lazım- 23 milyon 498 bin 720 adet. Savcılığa bildirilen dosya sayısı 1.830 adet. Yakalanan, bandrolsüz veya taklit bandrollü ürün sayısı 2 milyon 301 bin 513; sadece 2010 yılında kolluk kuvvetlerimizin sigara kaçakçığıyla mücadelede yaptığı faaliyetler sonucunda 80 milyon paket sigara yakalandığını buradan ifade etmek istiyorum. 2011 yılı Ocak-Eylül döneminde de benzer şekilde 70 milyon paket yakalanmıştır. Daha yeni, kaçakçılıkla mücadelede bir Tütün Eylem Planı hazırlanmış, yürürlüğe sokulmuş, 37 eylem ve 14 hedef ortaya konulmuştur. Bunların takibini en güçlü bir şekilde bundan sonra yapacağım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sigara zammı Barzani'nin gelirlerini artırmıştır Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yine 2010 yılında satılan 1600 cc'ye kadar otomobillerde yerli payı yüzde 34, ithal payı yüzde 66'dır. Burada, arkadaşlarımız dedi ki: "1300 ile 1600 cc arasında da tamamı ithal, vergi getirmedi." Hâlbuki, 1600 cc'nin üzerindeki otomobillerin tamamı ithal ve bizim vergi artırdığımız segment de budur değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, tabii, her zaman için burada birçok konu gündeme geliyor. Tekelin alkollü ürünler birimine ilişkin her zaman bu tartışma yaşanıyor. Tabii ki, 2004 yılında açık, şeffaf bir ihaleyle 292 milyon dolara Tekelin alkollü içkiler kısmı özelleştiriliyor. Birkaç yıl sonra bu el değiştiriyor, birkaç yıl sonra bir daha el değiştiriyor. En son el değiştirme 2 milyar doların üzerinde oluyor. Peki, bu nasıl oluyor?
Şimdi, müsaade ederseniz şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Bakın, 2004 yılıyla firmanın ikinci satışı arasında firma, ürün sayısını 17'den 50'ye çıkartıyor, cirosunu tam 3 kat artırıyor. Şimdi, verdiği vergiler 1,5 kat, 2 kat artıyor. Burada değerinin artması tamamen ve tamamen ortaya özelleştirme sonrası çıkartılan değerle ilişkilidir. Bakın, şöyle?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Oradan çok pis kokular geliyor Sayın Bakanım.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın şöyle...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Yani bu şekilde izah etmeniz çok zor olur satışı.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Ama ben size şunu sorayım: Diyelim ki, birinci satış yaklaşık 300 milyon dolar, ikinci satış 800 milyon dolar. Peki, nasıl oluyor özel sektörden özel sektöre iki yıl sonra 2,1 milyar dolar oluyor?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Hülle satışı olarak düşünülüyor Sayın Bakanım. İlk satış hülle satışı olarak düşünülüyor.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Demek ki, bir değer yaratılmış arkadaşlar. Bir değer yaratılmıştır değerli arkadaşlar.
Bakın, Türkiye'de borsanın değeri, bakın 10 bin, yaklaşık 10 bin seviyesinden bir ara 70-80 bin seviyesine kadar çıkmış, bugün 50 bin seviyesine düşmüş. Yani bir dönemde borsanın, şirketlerin değeri, yani yaklaşık diyelim ki 10 bin seviyesinden?
OKTAY VURAL (İzmir) - Önce başlangıç değerine bakmak lazım Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Bakmak lazım tabii.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ona bakmak lazım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - 10 misli, hemen hemen 10 misli.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, müsaade ederseniz, burada iki dakikam kaldı, onun için çok da öbür konulara giremeyeceğim ama şunu ifade etmek istiyorum: Gerek özelleştirme olsun, gerek kaçakçılıkla mücadele olsun bu konularda irade ortadadır. Biz, gerçekten memleketimizin faydasına daha çok katma değer yaratacak, daha çok istihdam yaratacak her türlü tabii ki ekonomik politika uygulamasını bugüne kadar kararlı bir şekilde yürüttük, yürütmek de lazım.
Özelleştirme bütün hükûmetler döneminde yapılmıştır bakın ayrıcalıksız. Bu özelleştirilen firmalar bütün hükûmetler döneminde yerli yabancı firmalara satılmıştır ve biz bunu yanlış bulmuyoruz. Bütün hükûmetler?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Değerinde satılmamasına itirazımız, satılmasına değil Sayın Bakanım.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Bakın, Cumhuriyet Halk Partisinin de tabii ki, koalisyon ortağı olduğu dönemde, Milliyetçi Hareket Partisinin de Koalisyon Hükûmeti ortağı olduğu dönemlerde bu özelleştirmeler yapılmıştır; yerlisine de yabancısına da satılmıştır ve biz, özelleştirmeyi rekabeti artırma, verimliliği artırma anlamında doğru buluyoruz. Bunu doğru bulduğumuz için de devam edeceğiz çünkü gerçekten bu, memleket faydasınadır ve bunu sadece Türkiye yapmamıştır; bunu Latin Amerika'dan tutun, Asya'ya kadar, dünyanın bütün bölgelerinde, bütün ülkeler, herkes tarafından doğru bulunduğu için yapılmıştır.
Ben, tekrar, bu bütçe döneminde yaptığınız katkılar için, değerlendirmeler için, yapıcı eleştiriler için teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şimşek.