| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 15.12.2011 |
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Değerli milletvekilleri, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başbakanımız aramıza katıldı. Kendisine hoş geldiniz diyorum, acil şifalar diliyorum; grubunuzu da kutluyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, ben de burada cevap hakkı olmayan? Biraz önce Grup Başkan Vekilimiz söyledi, "Cevap hakkı olmayan bir arkadaşımız hakkında konuşmak istiyorum." dedi. Ben de burada cevap hakkı olmayan emekliler, işçiler, köylüler, çiftçiler için sizlerle biraz sohbet etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, insanların birbirine güveni kalmadı bugün. Bakın, Ziraat Bankasında, 4 kefil olmadan, 1'e 2 kefalet verilmeden, teminat gösterilmeden kredi verilmiyor günümüzde. "Yüzde 94 geri dönüşü var." dedi, kutluyorum Hükûmeti ancak bu geri dönüş? Çünkü insanları dört elli yaptık, kurtulması mümkün değil. 1 kefil var, 2 kefil var, 3 kefil var, 4 kefil var, traktör var, annesinin evi var, dayısının tarlası var, ipotek var, bununla geri dönüş sağlanıyor ama takla attırarak geri dönüş sağlanıyor. Burada biraz vicdanlı olmak zorundayız.
Bir muhtarımız aradı, Bucak'tan bir muhtarımız aradı, "2 muhtar kefil gösterdim; 28 ineğim var, 2005 model traktörüm var, bunları kefil gösterdim, Ziraat Bankasından 10 bin lira kredi alamadım." diyor. Bu çok acı bir gerçeğimiz. Bunları, gidersek, onlarla görüşürsek? Bunları yaşıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bakın, "Gübrede KDV'yi yüzde 18'den makul seviyelere düşürelim." dedik, bir türlü bunu başaramadınız. "Yeşil mazot vereceğiz." dedik, mazotta her dönem ÖTV ve KDV arttı, bir türlü yeşil mazotu Türk çiftçisiyle bu süreçte buluşturamadık.
Bakın, biraz önce "İnsanların birbirine güveni kalmadı." dedim. Köylü bütün sevecenliğiyle bir gün bir esnafa geliyor. Esnaf, gözlüğünü takmış, müşteri bekliyor; müşteri velinimet. Geliyor, o mütevazı kişiliğiyle, köyündeki Ese dayının ve Musa dayının selamını getiriyor, "Merhaba amca, Ese dayının selamı var, Musa dayının selamı var." diyor. "Çok güzel evladım. Buyur, isteğin nedir?" diyor, "Ben bir pulluk almak istiyorum ama bunun parasını güzün vereceğim." diyor. "Evladım, Ese çok muhterem bir insandır, Musa da çok muhterem insandır, onlara selamımı söyle. Ese dostum, Musa dostum, ikisi de çok muhteremdir ama ille kese dostum; parayı getir, pulluğu götür." diyor. İnsanların, bu şekilde, dönemimizde birbirlerine güvenleri kalmadı değerli arkadaşlarım.
Sayın Bakanla da görüşmüştüm geçenlerde. Bakın, ineğin ağzından giren yemde yüzde 8 KDV var Sayın Başbakanım -tabii, meşgul ediliyorsunuz- memesinden çıkan sütte yüzde 8 KDV var, gübresinde yüzde 18 KDV var. Bunlar Türk çiftçisinden alınıyor. Hep geçmişi yargılıyoruz bu dönemde. Geçmişler yargılandı, aşar vergileri, öşür vergileri? Geçmiş devamlı yargılandı burada.
Değerli arkadaşlarım, dünya bal oldu ama kaşığın sapı kırıldı, uçan kuştan vergi alıyoruz. Traktörün karbüratöründen geçenden vergi alıyoruz, egzozundan çıkan dumandan vergi alıyoruz, inekten aynı şekilde. Sokakta satılan her şeyde vergi var, vergi cenneti ülkeyiz -rahmetli Özal'ın da bunlarda katkısı oldu- KDV anlamında vergiler alıyoruz, özel tüketim vergileri alıyoruz. Kaynak bulmada Maliyemiz güçlü ama bu kaynağın dağıtımını da adaletli bir şekilde yapmak zorundayız.
Geçen gün Tarım Bakanlığı bütçesinde söyledim: Gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'ini kaynak olarak ayırıyoruz. Bu, bütçede 10 milyar dolara tekabül ediyor. Ama bizim ancak çiftçiye verdiğimiz destek 5,5-6 milyar dolar civarında oluyor. Bu şekilde ne oluyor? Çiftçinin eli hamur, karnı aç. Onun için kesinlikle bu çıkardığımız kanunun uyulmasını talep ediyoruz. O yüzde 1'lik desteğin verilmesi gerekiyor. Bunda da, çünkü alacağımıza şahiniz, vereceğimize kargayız. Hep verilenler konuşuluyor ama alınanlar konuşulmuyor. Ben de o üreticiler adına alınanları sizlerle paylaştım.
Bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bu Gençlik Spordaki il müdürlerimizle ilgili sorularım var. Onların bir kısmını müşavir olarak atadık, bir kısmını da araştırma görevlisi olarak atadık, yaklaşık 50'ye yakını. Onlar da özlük haklarında bir iyileştirme istiyorlar. Bu konuda da Sayın Bakanımızdan sunuşları arasında bir cevap bekliyorlar.
Bu duygularla yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Tekrar, Sayın Başbakanımıza acil şifalar diliyorum, gruba katıldığı için saygılarımı sevgilerimi sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özkan.