| Konu: | BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN'ÜN, HOCALI KATLİAMININ 20'NCİ YIL DÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE GÜNDEM DIŞI AÇIKLAMASI VE CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZGÜNDÜZ, BDP MERSİN MİLLETVEKİLİ ERTUĞRUL KÜRKCÜ, MHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ATİLA KAYA VE AK PARTİ ANKARA MİLLETVEKİLİ SEYİT SERTÇELİK'İN GRUPLARI ADINA, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH LEVENT TÜZEL'İN, ŞAHSI ADINA AYNI KONUDA KONUŞMALARI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 28.02.2012 |
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekillerimiz; Hocalı katliamının, soykırımının 20'nci yıl dönümü vesilesiyle Hükûmetimiz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İnsanlık tarihi başlangıcından bugüne kadar birçok cinayete, birçok acıya, yanlışa, zulme ve trajediye sahne olmuştur. Hayatta yapılan her fiilin bir ahlak ve vicdan ile mukayese olması gerekiyor ve sanırım bu gerçeğin en titiz şekilde uygulanması gereken yerlerden birisi savaş meydanlarıdır. Savaşın bile bir hukukunun olduğunu sürekli vurgulayan bir geleneğimiz, bu açıdan son derece anlamlı misallerle dolu bir tarihimiz mevcuttur. Ecdadımız, savaşta kadınlara, çocuklara, savaşamayacak kadar güçsüz düşmüş ihtiyarlara, mabetlere sığınmış olanlara ve aman dileyenlere asla ve asla dokunmamıştır. Bu tavır, bizim, fetih idealiyle işgal ve istila çılgınlığı arasındaki çizgiyi ortaya koymaktadır. Atalarımız fethettiği topraklarda büyük bir sevgi ve saygı ile karşılanmışlarsa işte bu anlayış nedeniyle karşılanmışlardır.
Ne yazık ki insanlık tarihinde bizim medeniyetimizin bu anlayışının tamamen tersi olan zulüm vesikaları da fazlasıyla mevcuttur. 1915 yılına gelene kadar binyıl boyunca Anadolu topraklarında egemenliğimiz altında yaşayan etnik ve dinî grupların hiçbir tanesi sıkıntı yaşamadılar ama Birinci Dünya Savaşı'nda dünyayı yeniden taksim etmek isteyenlerin tahriklerinin maliyetleri Anadolu topraklarında çok ağır oldu. Binyıl boyunca sorunsuz yaşayan insanların arasına dünyayı yeniden taksim etmek isteyenlerin soktuğu fitnenin acıları hepimiz açısından son derece büyük oldu. Daha uzaklara da gitmeye gerek yok. Bu talihsiz zulüm vesikalarını yakınımızda, etrafımızda görmek de mümkün. Cezayir'de, Bosna'da, Gazze'de, Batı Trakya'da, Bulgaristan'da, Halepçe'de, bütün bunlar yakın bir zaman içerisinde etrafımızda yaşanmış olan olaylardır. Bundan sadece yirmi yıl önce Hocalı köyünde masum sivillere yönelik gerçekleştirilen bu katliam, dün olduğu gibi bugün de insanlığın boynunda bir utanç vesikası olarak durmaktadır ve durmaya devam edecektir. O gün Hocalı'dan yükselen feryatlara kulak kesilmeyen dünya ne yazık ki bugün de aynı duyarsızlığı sürdürmektedir. Bir ordu düşünün ki bir gece bir köyü basıyor, kendisine mukavemet gösterecek karşısında bir ordu olmadığı hâlde kadın, çocuk ve ihtiyar demeden önüne gelene silah doğrultuyor, kurşun sıkıyor. Bir ülke uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek, adaleti ve vicdanı ayaklar altına alarak büyük bir işgal gerçekleştiriyor. 600'den fazla kardeşimizin katledilmiş olduğu Hocalı'da çok daha fazla sayıda kardeşimiz gazi oldu, esir düştü veya kayboldu. Bu vesileyle, şehit kardeşlerimize bir kere daha Allah'tan rahmet diliyor, Azeri kardeşlerimizin acısını bir kere daha yürekten paylaşıyoruz.
Azerbaycan ve Türkiye, birbiriyle çok derin münasebetleri olan, aynı dili konuşan, aynı kültürü paylaşan iki kardeş ülke ancak şunu özellikle vurgulamak isterim ki Hocalı'da yaşanan katliama karşı çıkışımız, katliamın sadece bizim soydaşlarımıza yönelik olmasının ötesinde insanlığa yönelik bir katliam olması nedeniyledir. Biz, Türkiye olarak, insanlığın, vicdanın, adaletin ve hukukun ihlal edildiği her türlü zulüm ortamının ve girişiminin karşısındayız, karşısında olduk, karşısında olmaya devam edeceğiz. Gazze'de çocukları ilaçtan bile mahrum bırakan ambargoya karşı olduğumuz gibi, Suriye devletinin kendi vatandaşlarına yönelik zalimane uygulamalarına da karşı çıkıyoruz. Bu açıdan, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı muazzam değişimi ve gelişmeyi de çok önemsediğimizi ve herkesin önemsemesi gerektiğini ifade etmek isterim. Zira, Türkiye, istikrar içerisinde büyüyen ekonomisiyle, demokratikleşmede attığı adımlarla bölgesinde ve dünyada itibarını her geçen artıran bir ülkedir.
Güçlü bir Türkiye, bulunduğumuz coğrafyada istikrarın sağlanması ve Hocalı katliamına benzer olayların tekerrür etmemesi açısından da önemli bir rol oynayacaktır. Güçlü bir Türkiye, bu bölgede barışın, huzurun, güvenin ve istikrarın da teminatı olacaktır. Türkiye'de siyasi partilerimizin, iş adamlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın ve bütün vatandaşlarımızın böylesine bir bilinç ve sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri gerekiyor. Bu ülke için attığımız her adımın bu ülkenin de ötesinde karşılık bulduğunu her zaman hatırlamalıyız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hocalı katliamı, insanlığın bugün ve gelecekte dersler çıkarması gereken çok önemli bir olaydır. Tarihin bu kara sayfası, iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliği anlayışı yerine nefret duygularından beslenen bir zihniyetin ne tür kötü sonuçlar doğurabileceğini açıkça göstermektedir. Bugün, insanlık olarak hayatın her alanında çatışma yerine müzakereyi, savaş yerine barışı, kavga yerine iş birliğini öne çıkaran politikaları bu nedenle üretmek zorundayız. Türkiye'nin birçok komşu ülke ile olan ilişkilerindeki gelişme bu tür politikaların önemini açıkça göstermektedir.
Bu noktada şunu ifade etmek gerekiyor ki dünya kamuoyunun bu katliama ve sonrasında gerçekleştirilen işgale karşı göstermiş olduğu tepki artık dünyanın bir vicdan muhasebesi yapma zaruretini önümüze koymaktadır. Bu tür muhasebelerin gecikmesi ve sorumlular hakkında gerekenlerin yapılmaması benzer acıların tekrarına zemin hazırlayan en önemli olaydır. Geçmişte yaşananları kendileri lehine yontmaya ve çarpıtmaya çalışan siyasilerin ve ülkelerin gözleri önünde cereyan edenlerle ilgilenmemeleri dünyamız için çok vahim bir olaydır. Gözümüzün önünde olanla mutlaka ilgilenmek mecburiyetindeyiz, dünyanın böyle bir tutum takınmaya ihtiyacı var. Hocalı katliamı gibi acı olaylardan güç alan "Yapanın yanına kâr kalır." mantığı uluslararası siyaset açısından ciddi risk ve tehlikeler oluşturuyor. Dünya ülkelerinin bu tür olaylara yeni davetiyeler çıkarmasının yanlışlığı da gün gibi ortadadır.
Türkiye olarak en temel insani ve vicdani değerleri yok sayan bu katliamın tüm dünya kamuoyu tarafından en ufak ayrıntısına kadar bilinmesi yolunda Azerbaycan'a olan desteğimiz her zaman bakidir, devam edecektir. Özellikle bu yıl Dışişleri Bakanlığımız bünyesinde yapılan anma etkinliği ve İstanbul başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarımızın düzenlemiş olduğu mitingler, bu desteğin en güzel örneklerini teşkil etmiştir. Yine bu yıl, Meclis Dışişleri Komisyonumuzun oy birliğiyle Hocalı katliamını kınayan bir bildiri yayınlanması, ortak hissiyatımızın somut ve kararlı bir adımı olmuştur.
Azerbaycanlı kardeşlerimizin Yukarı Karabağ sorununa Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü temelinde barışçı yollardan çözüm bulunması yönündeki çabalarını da canı gönülden destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz. Buradan, aziz milletimize elbette bir çağrıda bulunmak istiyorum: İstanbul'da gerçekleştirilen kınama eylemi de milletimizin zulüm karşısındaki tavrını bir kere daha ortaya koyması açısından son derece önemlidir ancak milletimizin genel hissiyatını yansıtmayan bazı olumsuz tablolar da elbette ortaya çıkmıştır. Hocalı katliamını elbette her platformda en sert bir şekilde kınayacağız, eleştireceğiz, hakkımızı sonuna kadar arayacağız ama bunu yaparken ülkemizde yaşayan hiçbir vatandaşımızı da rencide etmeden yapmanın bir yolunu bulacağız ve bunlardan da elbette sakınacağız. Geleceğe dair kin, nefret ve ırkçılık tohumları ekmeden bütün bunları yapmanın mutlaka bir yolunu bulmak ve bunu gerçekleştirmek durumundayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, Hocalı katliamının dünya tarafından daha iyi bilinmesi, tanınması için çalışmaya devam edecektir. Bunun da ötesinde Türkiye, gücünü ve itibarını artırmaya devam edecek ve dünyada bu tür acıların tekrar yaşanmasını engellemek için elinden gelen her türlü çabayı gösterecektir.
Konuşmamın sonunda Hocalı katliamında şehit düşen kardeşlerimize bir kere daha Allah'tan rahmet diliyor, Azeri kardeşlerimize tekrar başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.