| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.12.2011 |
MUZAFFER ÇAKAR (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 87 sıra sayılı, 2012 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, biraz önce Cumhuriyet Halk Partili hatip arkadaşım, Iğdır Üniversitesinde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının 600 olduğunu söyledi ama hemen Iğdır Üniversitesi Rektörüyle yaptığımız irtibatta, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının 600 değil, 57 olduğunu söyledi. Öğretim üyesi değil de öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısının da 20 olduğunu ifade ettiler. Cumhuriyet Halk Partili arkadaşımın bilgisine arz ediyorum.
Ayrıca, bugünkü üniversite veya YÖK sistemini eleştiren arkadaşlarıma, geçmişin bir iki hatırasını burada hikâyecik tarzında anlatmak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, evrensel değerlerin öncülüğünü yapması gereken üniversitelerde rektörlerden gördüğüm birkaç çarpıcı olayı bilgilerinize arz etmek istiyorum: Ben daha üniversite birinci sınıf öğrencisi iken rektörümüz başı örtülü bir kız öğrenciye hakaret edip ağlatmıştı. Bir iki gün sonra zemin katta küçücük ve karanlık bir odada öğle namazını kılmaya giderken kapalı kapıyı açtığımızda yanımızdan korkuyla mescitten kaçan bir köpek gördük. Köpek akşamdan oraya kilitlenmişti, zavallı hayvan sabaha kadar o daracık yerde gezinip durmuş ve halıyı berbat etmişti. Bu durumu görünce ağlayarak halıyı yıkayıp yerine serdik, birkaç arkadaş ile olayı protesto eden bir not okuduk. Rektör bizleri irticacı diye Sıkıyönetim Komutanlığına şikâyet etti, şimdi müzeye dönüştürülmek istenen Diyarbakır Askerî Cezaevinde akla gelebilecek bütün insanlık dışı işkencelere aylarca maruz kaldık. Paslı makineler ile saçımız tıraş edilmeye çalışılıyordu, makineler kesmeyince elle saçlarımızı yolmaya başladılar, derimiz kafatasımızdan ayrıldı. İki buçuk yıl devlet güvenlik mahkemesinde 163'üncü maddeden yargılandıktan sonra beraat ettik ama beraat etmiş olmamız yetmedi, bu işlemiş olduğumuz halı yıkama cürümü hiçbir zaman peşimizi bırakmadı, sicillerimize işlenerek sekiz-dokuz yıl üniversitede kadromuz verilmedi, özlük haklarımızdan mahrum bırakıldık. Yıllar sonra üniversitemizin rektör yardımcısı bir gün beni yanına çağırdı, ikna odasında, çalışkan ve dürüst bir insan olduğumu söyledi, eşimin başını açması kaydıyla bana kadro vereceğini ifade etti. Ben de kendisine eşimin başını açmaktan ise benden ayrılmayı göze alabileceğini ifade ettim. Bunu söyledikten sonra kendisine hitaben dedim ki: "Hocam diyelim eşi gözden çıkardık ama bu problem aşılmış olmaz." "Niye?" söyleyince dedim ki: "Babam sakallı, annem çarşaflı, yetmiş yaşından sonra bunların kılık kıyafetine dair nasıl bir çözüm önerirsiniz?" dedikten sonra rektör yardımcımız dudaklarını bükünce, ben de kendisine dedim ki: "Önerilerinizi yerine getirmektense ömür boyu asistan kalmayı tercih ederim." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu söylediğim için senelerce bana bedel ödettirildi.
En son görev yaptığım Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin Rektörü AK PARTİ'nin işini bitirdiklerini, yakında darbe olacağını ve darbe sonrası kurulacak hükûmetin Tarım Bakanı olacağını ifade ediyordu. İşte Sayın Abdullah Gül'den önce üniversiteler bu zavallı zihniyetin esiri durumundaydılar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Farkınız ne, farkınız ne şimdi? Şimdi de mezhepten olanları almıyorsunuz, etnik kimliklerine bakıyorsunuz, siyasi görüşlerine bakıyorsunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ayıp, ayıp, ayıp.
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - Üniversitelerde gerçekleştirdiği reformlardan dolayı bu millet Yusuf Ziya Özcan ismini daima minnet...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Siz ne yapıyorsunuz, ne yapıyorsunuz siz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Bilimsel konuş ya, ayıp ya, bilimsel konuş ya...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Niye rahatsız oluyorsun?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kim zavallı ya?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Niye rahatsız oluyorsun? Yaşadığını anlatıyor.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Niye zorunuza gidiyor?
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - ...şükran ve saygıyla anacaktır. Ben de şahsım adına şükranlarımı sunuyorum. Yeni YÖK Başkanımıza da başarılar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çakar.
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - Yasa değişikliği olmaksızın üniversitelerdeki.....
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ali Demir'i söyle, Ali Demir'i. Sınavdaki yolsuzlukları söyle, onu da söylesene.
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - ...gerginliğin giderilmesine katkıda bulunan bütün siyasi parti mensuplarına şükranlarımı sunuyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sınavdaki yolsuzlukları söyle, ÖSYM'yi söyle, çalınan soruları söyle, polis okulunu söyle, söylesene onları.
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - Demek ki iyi niyetli...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ya darbe iddiaları seni niye rahatsız ediyor?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Darbeyi savunan sizsiniz.
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - ...olduktan sonra...
BAŞKAN - Sayın Çakar, Sayın Çakar...
Teşekkür ederim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Niye savcılığa şikâyet etmiyor, savcılığa şikâyet etsin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Konuşma yapıyor, niye rahatsız oluyorsun?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Savcılığa şikâyet etsin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sana mı soracak konuşurken?
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - ...Türkiye'nin en kronikleşmiş sorunları çok daha rahat çözülebiliyormuş.
BAŞKAN - Muhterem Çakar...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Evet.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Muş Şeker Fabrikasına sahip çık, Muş.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Rektörü savcılığa şikâyet ettin mi?
MUZAFFER ÇAKAR (Devamla) - Bütün sorunların çözümü... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Çakar, süreniz bitti.
Çok teşekkür ediyorum.