| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 29.02.2012 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, milletvekili arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.
"Sosyal güvenlik destek primini kaldırmayı düşünüyor musunuz?" Sosyal güvenlik destek primi bizim iktidarımız döneminde getirilen bir prim değil. Biz, Türkiye'de -az önce kürsüden anlattığım- eğer sosyal güvenlikte denge kurulur ise veya ona yakın bir noktaya taşındığımızda tabii ki bu destek priminin kalkması gerekiyor. Bu bir ihtiyacın ürünü. Bir taraftan vatandaşlarımızı genç yaşta emekli ediyoruz, diğer taraftan bu vatandaşlarımızın yetişkin çocuklarına iş bulmaya çalışıyorsunuz. Yani emekliye iş bulacaksınız, emekliye emekli aylığı vereceksiniz, bir de genç yaştaki bu emeklinin delikanlısına, kızına iş bulacaksınız. Sistem böyle bir açmazla karşı karşıya bırakılmıştır popülist yaklaşımlardan dolayı. Bundan dolayı, bu süreç belli bir süre daha, Türkiye'nin belli bir zaman dilimine daha ihtiyacı olduğunu belirtmek istiyorum.
Yaşa takılanlar, yani prim gün sayısı dolmasına rağmen yaştan dolayı, yaşı tamamlayamadığı için emekli olamayanlar iki sorunla karşı karşıya: Bir, emekli olamadıkları için bir ücret alamamakta; ikincisi, sağlıktan yararlanma konusunda bir sorun yaşamaktadırlar. Eğer bu "yaşa takılan" diye ifade ettiğiniz arkadaşların emekliliğini sağlayacak olursak "Eskiye dönelim." diyorsunuz. Yani eski anlayışa dönelim, yine kırk beş yaşında, kırk sekiz yaşı beklemesi gereken? Az önce kürsüden dedim ki: "Emeklilik Avrupa'da yaş ortalaması altmış bir, bizde şu anda kırk dokuz-elli." Şimdi, biz "Üç yıl beklemesin, iki yıl beklemesin kırk beş yaşında olan vatandaşımızı daha da erken bu şekilde emekli edelim." gibi bir yaklaşım, sosyal güvenliğe sosyal güvenlik penceresi açısından bir bakış değil, popülist bir yaklaşımdır; doğru değildir. O zaman, yıllarca konuştuğumuz şeyleri muhalefetiyle iktidarıyla niye konuştuk? Hükûmet programlarınızı veya parti programlarınızı, seçim beyannamelerinizi hazırlarken sosyal güvenlikle ilgili o gerçekçi cümleleriniz ile uygulamalarınız arasında çelişki meydana gelmektedir ki doğru bulmadığımızı ifade ediyorum.
Sağlıkla ilgili sorun önemlidir. Sağlıkla ilgili, 1 Ocak itibarıyla gelir testi uygulamasına geçtik. Yani bu vatandaşlarımız bir şekilde bu sağlık sistemi içerisinde yer alabilirler. Ya primleri kamu tarafından karşılanır veya kendileri gelir durumlarına göre cüzi bir -35 TL gibi- prim ödeyerek sağlıktan yararlanabilirler veya gelir düzeyleri daha yüksek ise ona göre prim imkânları söz konusudur. Reform, sosyal güvenlik reformu tüm bu durumları dikkate alan, tüm vatandaşları kucaklayacak ve kuşatıcı bir yaklaşım içerisindedir.
Şimdi, bu intibak düzenlemesini 2002'ye kadar? "Niye? Oradan başlatsaydınız." Aslında biz 2000 öncesi emekli maaşlarını 2008 yılına taşıyoruz bu düzenlemeyle. "2002'den başlasaydı?" Neden başlatmadık? Çünkü 2000 öncesi emeklilerde gelişme hızından pay almama durumu vardı. 2000 yılında yürürlüğe giren yasa emekli maaşlarına gelişme hızından payın yansıtılmasını sağladı. Bu kriteri esas aldığımız için kesişen nokta 2000 yılı oldu. Sorunuz çerçevesinde şunu ifade edeyim: Burada, tabii, 2000, 2001 ve 2002 yılı emeklileri için bir dezavantajlı durum söz konusudur. Çünkü Türkiye 2001, 2002 yıllarında büyümedi, gelişme hızından da pay almadı. O süreç öyle bir süreçti. Onu da bir anekdot olarak aktarmayı uygun buluyorum.
Bir diğer konu: "Neden bu yasa tasarısını 2013 yılında yürürlüğe koyuyorsunuz?" diye ifade edildi, kürsüden de ifade edildi. Değerli arkadaşlar, 2 milyon 743 bin dosya tek tek incelenecek, Kurumumuzdaki değerli uzman arkadaşlarımız bu sekiz ay boyunca hem cumartesi hem pazar da mesai yapacaklar ve bu dosyaları tek tek elden geçirip buradaki net tabloyu bu şekilde ortaya çıkarmış olacaklar. Bu süre, bir.
İkincisi, biz iktidar olarak, kademeli olarak bu ödemeyi yapacağımızı ifade etmiştik yani 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarına yayarak bunun yapılacağını ifade etmiştik. Tam aksi bir durumla şimdi karşı karşıyayız yani emeklilerimizin lehine bir düzenleme yapıyoruz. Sayın Başbakanımızın talimatıyla, defaten bunun 2013'ün Ocak ayında ödenmesi kararını aldık ve yasa da o çerçevede huzurlarınıza gelmiş bulunuyor.
Diğer sorulara gelince "İntibak 7 katrilyon diyordunuz, niye 2,8'e, 2,7'ye geldi?" gibi? Az önce de söylediğim gibi, intibakla ilgili yaptığımız düzenleme, nerede eşitsizlik varsa oraya dönüktür. O eşitsizlik alanları eşitlenince de karşımıza çıkan rakam 2,7 milyar civarındadır.
Efendim, Emekli Sandığı ve diğer BAĞ-KUR'lular bundan yararlanmayacaklar çünkü Emekli Sandığı mensuplarında intibakı gerektirecek bir durum söz konusu değildir.
"Özel hastanelere 2011 yılında ne kadar bir ücret ödendi?" diye ifade ediliyor. 6 milyar 411 milyon liralık bir ödeme yapılmıştır özel hastanelere.
Bölgesel asgari ücretin bizim gündemimizde kesinlikle olmadığını ben bu soru vesilesiyle ifade ediyorum.
Ayrıca, kayıt dışı istihdam yüzde 43'lerde değil arkadaşlar, yüzde 51'lerde aldığımız kayıt dışı istihdam şu anda yüzde 40,7'dir yani burada 10 puanlık bir düşüş gerçekleştirilmiştir. Daha bu konuda almamız gereken mesafeler var. Aldığımız kararlar son derece önemli kararlardır. Bunun hızlı bir düşüşünü inşallah önümüzdeki süre içerisinde göreceğiz.
Tarım BAĞ-KUR'la ilgili: Tarım BAĞ-KUR'da intibakı gerektirecek bir durumun olmadığını belirtmek istiyorum.
Milletvekillerinin yanında çalışan personelle ilgili Meclis Başkanımız umuyorum duyuyordur, iletilmiştir. Ben de sorunuz çerçevesinde kendileriyle görüşeceğim. Bakanlık olarak bizim yapmamız gereken bir şey varsa onunla ilgileneceğimi ifade etmek istiyorum.
Hey Tekstil diye bir firma isminden bahsedildi. Bu tablo bize bütün açıklığıyla ifade edilirse tarafınızdan, müfettiş görevlendireceğimizi de belirtmek istiyorum.
"Küresel krizden etkilenen ülkeler?" Küresel krizden dünya etkilendi, zaten krizin adı küresel kriz fakat her ülkenin bu krizden çıkışı farklıdır. Siz eğer Türkiye'deki sosyal hayat ile Türkiye'deki ekonomik hayat ile Türkiye'deki insan haklarıyla, demokrasi çıtasıyla Çin'i ve Hindistan'ı mukayese ediyorsanız orada söyleyecek bir şeyim yok ama eğer bunların arasında bir fark söz konusuysa, bu farkı tespit edebiliyor iseniz bir taraftan ücretlerin artışını sağlayacaksınız bir taraftan sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getireceksiniz diğer taraftan da oralardan taviz vermeden ülke ekonomisini rayında yürüteceksiniz. Bunun son derece ince ayar bir başarı olduğunu burada ifade etmek istiyorum. Bunu Türkiye başarmıştır ve Türkiye bugün dünya ülkeleri içerisinde istihdama dayalı büyümeyi gerçekleştiren bir numaralı ülkedir. Bütün uluslararası toplantılarda bu bizim yüzümüze ifade edilmektedir değerli arkadaşlarım.
Bu çerçevede geneli itibarıyla cevaplamış oluyorum. En yüksek artış BAĞ-KUR yirmi dördüncü basamağa bu düzenlemede 118 TL, SSK'lılara ise 2013 Ocak itibarıyla 339 TL'dir.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Ben teşekkür ederim Sayın Bakan.