| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA HASAN AKGÖL (Hatay) - Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; bütçe kanununun 16'ncı maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık on gündür Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet milletvekilleri, halka, Meclisin önünden bütçenin nasıl kaçırıldığını anlatmaya çalışıyor. 2012 bütçe hazırlama sürecinde, AKP, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 16'ncı maddesinde düzenlenen Orta Vadeli Program, Mali Program ve Bütçe Hazırlama Rehberi'ni, 26/09/2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname ile bütçe çağrı süreçlerini mayıstan eylül ayına çekmiştir, kamu bürokrasisindeki birikim ve deneyimi böylece devreden çıkarmıştır. Tüm gelişmiş ekonomilerde bütçe çağrı süreçleri şubat ayına çekilmeye çalışılırken ülkemizde eylül ayına ötelenmesi ne anlama gelmektedir, ben bunu Sayın Bakana sormak istiyorum.
Devletin harcama siyasetinin temel belgesi olan bütçe, yapılma sürecinden başlayarak Hükûmet tarafından totaliter bir anlayışla merkezleştirilmiş, sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi değil bütçe uzmanları da işin dışında bırakılmaya çalışılmıştır.
Kanun hükmünde kararnamelerle ülke yönetmeyi alışkanlık hâline getirdiniz. Yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışır iken Hükûmet tarafından bu şekilde kullanılmasını, en hafif deyimiyle siz değerli milletvekili arkadaşlarıma yapılan bir saygısızlık olarak nitelendiriyorum.
Değerli milletvekilleri, bütçe kanunu görüşmeleri esnasında neyin, nereye, ne kadar harcanacağını, hangi kurumun bu bütçeyle neler gerçekleştirebileceğini olanca açıklığıyla burada konuşabilmemiz gerekirdi fakat Hükûmet çeşitli kanunlara geçici maddeler ekleyerek, bakanlara yetki vererek Meclisin etkin bir bütçe yapma hakkını elinden almaktadır.
Kamu finansmanında ilginç bir buluşun patenti de bu Hükûmete aittir. Kaynak bulma konusunda Sayın Maliye Bakanı çok maharetli. Basitçe özetleyeyim: 100 liralık bir bütçenin içinden 20 lirası personel, 80 lirası diğer harcamalar. Devlette personel giderleri yani maaşların ödenmediğine hiç şahit oldunuz mu? Sayın milletvekilleri, sizin maaşlar dâhil ayın 15'inde kesintisiz olarak ödenir. Ne yapıyor Hükûmetin bu mucit Bakanı? Personel giderlerinin bir kısmını çeşitli kamu harcamalarını finanse etmek için kullanmaktan endişe duymuyor, nasıl olsa maaş ödenir. Yıl sonunda, kesin hesap kanununda personel giderlerinden harcadığı kadar tamamlayıcı ödeneği bütçeye koyuyor ve Meclis bu sürece seyirci kalıyor. Bütçe yapılırken nereye harcandığını kimsenin bilmediği bir kaynak keşfedilmiş oluyor. Denetleyen yok, hesap soran yok. Sultan Süleyman'da bile bu saltanat var mıydı, merak ediyorum. Arkadaşlar, bir Hükûmet, nasıl olur da çalıştırdığı personele ödeyeceği paranın miktarını öngöremez? Sayın Bakan yıl sonunda şapkadan tavşan çıkarıyor ve bütçeyi denk getiriyor.
Değerli milletvekilleri, dünyanın birçok ülkesinde özelleştirme enerji üretiminden başlarken, ülkemizde, en son aşama olan dağıtım şirketleri özelleştirilerek işe başlanmıştır ve işin hasat kısmı özel şirketlere verilmiştir, hem de evlere şenlik bir şekilde yapılıyor bu özelleştirme. Enerji dağıtım ağının özelleştirilmesiyle ilginç bir soygun ve talan modeli hayata geçirildi. Milyonlarca vatandaşın sırtına birilerinin şatafatlı hayatlarının faturası yüklendi. Öyle ballı iş ki bu, değerli milletvekilleri, bir şirket düşünün, dağıtım ihalesini kazandı ve işe başladı, hizmetin verilmesi sürecinde yapacağı yatırımın finansmanı devlet tarafından karşılanmakta. Yüzde 15 kayıp kaçak oranı üstünden bu şirkete halkın parası peşkeş çekilmekte, hele ki kayıp oranlarının daha düşük olduğu bölgelerde bu iş daha da ballı. Soruyorum buradan arkadaşlar: Dağıtım şirketleri, özelleştirme ihalelerine girdiklerinde bölgelerindeki kayıp kaçak oranlarını bilmiyorlar mıydı? Dağıtım şirketlerinin tespit etmekle görevli oldukları kayıp kaçakların faturasının dürüst vatandaşa ödettirilmesi ne kadar adildir? Takdiri de sizlere bırakıyorum.
Arkadaşlar, madem biz bu şirketlerin yatırımını devlete yaptıracaktık, kayıp kaçaktan dolayı çıkan açığı vatandaşa ödetecektik de bu elektrik dağıtım şirketlerini niye özelleştirdik? Halkın parasıyla birileri daha zenginleşsin, semirsin diye mi? Bir taraftan özel dağıtım şirketlerini besleyeceksin bir taraftan da kanser hastası olan 7 çocuklu Hacire Aslanhan'ı elektrik borcunu ödeyemediğinden dolayı hapse atacaksın. Adalet bunun neresinde arkadaşlar, elinizi vicdanınıza götürün, Allah aşkına, adalet bunun neresinde? Büyük Şair Fikret'in dediği gibi:
"Verir zavallı memleket, verir ne varsa malını, mülkünü
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini,
Bu harmanın gelir sonu,
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak,
Yiyin efendiler, yiyin,
Doyuncaya kadar, tıksırıncaya kadar, çatlayıncaya kadar yiyin!" (CHP sıralarından alkışlar)
Bu Hükûmetin, yapılan özelleştirme uygulamalarında hangi sektörde verimlilik artışında katkısı olmuştur, Sayın Bakan açıklasın, ben de, halkımız da, siz de öğrenelim. Bu süreçte devlet bu şirketlere ne kadar kaynak aktarmak durumunda kalmıştır? Özel dağıtım şirketlerinin yapacağı yatırımın finansmanını devlete, kaçağı vatandaşa yüklediniz.
Gelelim bir de bunun denetimine. Bu şirketin denetimini de özel şirketlere verdiniz. Özel bir şirketin başka bir özel şirketi denetlemesi ne kadar uygundur, bunun da takdirini sizlere bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, seçilmiş milletvekillerine bile verilmeyen araçlar, kurumlarda şefinden müdürüne kadar kamuda gayet bol şekilde yaygınlaşmıştır. Türkiye'deki kamu araç saltanatı, bu saltanatı taşıyamaz. Bir an önce havuz oluşturulmalı ve bu konu çok ciddi bir şekilde gözden geçirilmelidir.
İlginç bir konuya daha değinmek istiyorum. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu -Sayın Bakan, yanılıyorsam lütfen düzeltin- ana kanunda 18, torba kanunlarda 23 kez olmak üzere toplam 41 kez değiştirildi. Kendi çıkarttığınız yasayı bu kadar kısa sürede 41 kez değiştirme ihtiyacını neden hissettiniz, ne ben ne bu konuyla ilgili kişiler anlamış değil. Kamu İhale Kurumunun nasıl baypas edildiğini, sanayici, iş adamı müteahhit biliyor da halkımız bilmiyor, siz söyleyin biz de öğrenelim.
Sayın Bakan, 2003 yılından bu yana, rekabetçi olmayan yöntemlerle yaptığınız mal ve hizmet alımlarına Türkiye Cumhuriyeti devleti bütçesinden ne kadar ödeme yapılmıştır? Bu rakam 100 milyar doları aşmış mıdır?
Tarım Bakanlığının, Eskişehir yolu üzerinde ilginç bir pankartı bulunuyor. Üstünde "177 ülkeye tarım ürünü ihraç ediyoruz." yazıyor. Sayın Bakana sormak isterim, bunun karşılığında kaç ülkeden tarım ürünü ithal ediyoruz? Burada tabii, Sayın Maliye Bakanı daha iyi bilirler, ülke sayısından ziyade alınıp satılan ürünün ekonomik karşılığı bir anlam ifade eder. Bu anlamda, tarım ürünleri ithalatına 2010 ile 2011 yılları içinde ödenen miktar kaç milyar dolardır?
Çukurova'nın, Harran'ın, Amik Ovası'nın gelinliği, insanımızın geçim kaynağı beyaz altın pamuk üreticisinin artık yüzü gülmüyor. Tekstil sektörünün gelişmesine rağmen pamuk üretiminin bölgemizde ve ülkemizde her yıl düşmesi düşündürücüdür. Uygulanan yanlış tarım politikaları yüzünden ülkemizde pamuk üretiminin tüketimi karşılama oranı yüzde 30'lara düşmüştür. Ülkemiz artık, pamuk ithal eden bir ülke hâline gelmiştir. Şayet çiftçi pamuktan vazgeçerse hem borsalar hem çırçır fabrikaları işlem görecek pamuk bulamayacaktır. O nedenle, herkesin aklını başına alması gerekir. AKP Hükûmeti, başka ülkelerin çiftçilerine verdiği desteği Türk çiftçisine çok görmektedir.
Sayın Bakanım, bu memlekette sigara üretimini azaltarak tütün üretimini düşürdüyseniz sizi kutlarım ama sigara tüketimi artmaya devam ederken Türk tütün üreticisinin açlığa mahkûm edilmesi asla kabul edilemez. Bu nedenle, tarım ekonomisi başta olmak üzere ülke ekonomisinde yapısal tedbir alınmaz ise 2012 yılı ülkemiz için kriz yılı olabilir. Burada Hükûmeti, muhalefet milletvekili olarak uyarmak istiyorum, bu harmanın sonu iyi değil.
Bu duygu ve düşünceler içinde, işçinin, memurun, çiftçinin, öğrencinin, esnafın, atanamayan öğretmenlerin, 4/C'li çalışan ücretli kölelerin olmadığı, finans kapitalinin arzularına göre hazırlanmış?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN AKGÖL (Devamla) - ?bu bütçeye ret oyu vereceğimi belirtir, yüce heyetinizi saygılarla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akgöl.