GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:73
Tarih:01.03.2012

MHP GRUBU ADINA BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 171 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan evvel 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında meydana gelen katliamı ve katliamın bir numaralı tertipleyicisi ve sanığı olan Ermenistan Cumhur-başkanı Sarkisyan ile tribün dostu olan Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ü ve Bursa'daki maça Azerbaycan bayraklarını sokmayan ama stadyumda  Ermenistan bayraklarının açılmasına müsaade eden yetkilileri ve 26 Şubatta Taksim'de pazar günü Hocalı katliamını telin mitinginde "Hepimiz Türk'üz" pankartı için köşelerinde kınama yazısı yazan yazarları ve Meclisimiz İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sayın Ayhan Sefer Üstün'ün Türk Ceza Kanunu'nun ırkçılıkla ilgili maddelerinin uygulanmasını tavsiye etmesini esefle kınıyorum. Bu arada, söz konusu mitingde hakaret içeren pankartları taşıyanları da kınadığımı, onaylamadığımı belirtiyorum. Sayın Komisyon Başkanının Hrant Dink davasıyla ilgili yapılan mitinglerde "Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeni'yiz" diyerek yürüyenlere de bir sözünün olup olmadığını doğrusu merak ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal devletin ana görevlerinden biri ülkede yaşayan herkesin refah düzeyini yüksek tutmaktır. Hayatlarının büyük bir kısmını çalışarak, bu ülkeye vergi vererek ve katma değer katarak ülkenin kalkınmasına katkısı olan vatandaşlarımız elbette çalışma hayatının sonunda haklı olarak rahat ve huzurlu bir emeklilik hayatı sürdürmek ister. Esas olarak insanca yaşam standartlarına sahip olması gereken en önemli grup da emeklilerimizdir fakat toplumumuzda en az gelirli gruplar da emekli vatandaşlarımızdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisin gündemine getirilen ve kamuoyunda intibak yasası olarak bilinen bu kanun teklifi birçok açıdan hatalı ve talepleri karşılayamayacak kadar eksiktir. Sözlük anlamı olarak intibak, uyum veya iki ölçünün birbirini tutması anlamını taşır fakat bu yasa tasarısı emeklilerin hepsini değil sadece bir kısmını kapsayacak şekilde sınırlamalar getirmiştir. Oysa anlamı itibarıyla bu yasa bütün emekli vatandaşlarımızı kapsamalı ve emekliler arasındaki maaş farklarını giderecek özellikte olmalıydı.

Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerinin ifadelerine göre, Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde 2000 yılından önce emekli olup aylık almakta olan emekli sayısı 2 milyon 700 bin kişidir fakat getirilen tasarıda kapsam alanına alınanların sayısı 1 milyon 913 bin kişidir. Bu yasayla emekli, dul ve yetim maaşlarında belli oranda iyileştirme yapılmaktadır, ancak açlık sınırının altında bulunan emekli aylıklarında da iyileştirme yapılması ve iyileştirme kapsamının daha da genişletilmesi toplumun beklediği bir durumdur. Böylece 800 bin kişinin kapsam dışına çıkarılması problemi de ortadan kalkacaktır. Gerçek anlamında intibak yasası sadece 2000 yılı öncesi emeklileri değil, 2000 yılı sonrasını da ele almalı ve Meclise bu şekilde getirilmeliydi.

Tasarıda 2000 yılı öncesi emeklilerin yeniden hesaplanan aylıklarının 2000 yılı Ocak ayından itibaren her yılın yıl sonu TÜFE artış oranı ve gayrisafi yurt içi hasıla gelişme hızı esas alınarak güncellenmek suretiyle 2008 yılı Ocak ayına taşınması öngörülmektedir ancak gayrisafi yurt içi gelişme hızının yüzde 75'i esas alınmaktadır. Burada yüzde 100 hesap yapılması gerekirken emeklilerin alması gereken haklar gasbedilmektedir.

Aynı zamanda bu tasarıda BAĞ-KUR'lunun kapsamı çok dar tutulmuş, ayrıca basamak satın alarak yüksek emekli maaşı almak isteyen BAĞ-KUR'lu vatandaşlarımızın satın aldıkları hizmet süreleri dikkate alınmamıştır. 20 Haziran 1987 tarihli ve 3395 sayılı Kanun'a göre süper emeklilik müracaatı yapıp şartları yerine getiren vatandaşlarımızın almaları gereken ile aldıkları maaş farkı 75 ile 100 TL arasındadır. Bu emeklilerin de satın almış olduğu prim günlerinin esas prim günlerine ilave edilerek değerlendirilmesi gerekmektedir.

Gerek SSK gerekse BAĞ-KUR'lu olarak 2000 yılından itibaren emekli olanların aylıklarındaki eşitsizlikler görmezden gelinmektedir. Hele ki 2008 Ekim ayından sonraki hizmetler için bağlanan emekli aylıklarının yüksek oranda düşmesi konusu tamamen göz ardı edilmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladığı mevcut tasarı gereğince ödeneceği ifade edilen en yüksek tutar olan 322 lirayı otuz sekiz yıl hizmeti olan ve üst göstergenin en yüksek tavanından on üç bin dört yüz gün prim ödeyen emekliler alabilecektir. Mevcut emekli vatandaşlarımızın arasında bunların sayısı çok azdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yıllardır emekli aylıkları arasındaki bu eşitsizlikler giderilecek sözünü vermesine rağmen AKP Hükûmeti bu sözünü tutmamıştır, tutmaya da niyeti yoktur. Çıkarılmak istenen yasayla ilgili mevcut Hükûmete daha önce gelen taleplere karşılık bir önceki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer 2010 yılı Ocak ayında yaptığı açıklamasında "O işin içinden teknik olarak çıkmak mümkün değil, maliyet olarak 8-9 milyar TL gibi bir rakam çıkıyor, altından kalkamayız." demiştir ve "Rafa kaldırdık." demiştir. Ancak, ne gariptir ki yeni Bakan bu kapsamı daraltmış ve maliyeti sihirli bir değnekle 2,7 milyar liraya düşürmüştür.

Yasanın 3'üncü maddesiyle ilgili getirilen hükümde sadece işten çıkış bildirgelerini süresi içerisinde vermeyen işverenlere kesilen cezanın asgari ücretin onda 1'ine düşürülmesi istenmektedir. Hâlbuki anılan 5510 sayılı Yasa'nın 102'nci maddesinin diğer bentlerinde de sigortalı işe giriş bildirgesinin süresinden sonra verilmesi, ayrıca iş yeri bildirgesinin süresinden sonra verilmesi, diğer işten istirahat bilgilerinin geç girilmesi gibi bir sürü -otuz dört kalemde- cezalar vardır, idari para cezaları vardır. Bu yasayı getirirken bunlara neden Bakanlık indirim getirmemiştir, bunu anlamak da mümkün değil. Zannedersem kişiye özel veya kurumlara özel bir uyguluma seçilmiştir. Bu kişi veya kişilere özel uygulama yanlıştır Sayın Bakanım, bunu düzeltin. Eğer gerçekten hakkaniyetli, adaletli bir iş yapmak istiyorsanız 5510 sayılı Yasa'nın 102'nci maddesinin bütün bentleri kapsayan bir değişiklikle herkese doğru, dürüst, hakça bir uygulama getirin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi, emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri giderecek intibak düzenlemesine her türlü desteği ve katkıyı vermeye hazırdır. Bu konu, seçim beyannamemizdeki taahhütlerimiz arasında da yer almıştır. İntibak bir lütuf değildir, emekli aylıklarına zam talebi değildir. İntibak, bütün emekli vatandaşlarımızın hakkıdır, bu hakkın verilmesinde de çok geç kalınmıştır. Bu nedenle, geçmiş yıllarda aylık hesaplama sisteminde yapılan değişiklikler nedeniyle, aynı şartları taşımakla birlikte farklı tarihlerde emekli olmalarından dolayı, emekli aylıkları arasında oluşan eşitsizlikleri giderecek düzenleme mutlaka yapılmalıdır.

Ben, parti grubum adına bu yasanın emekli vatandaşlarımızın hayat standardını yükseltme noktasında çok az bir katkı sağladığını söyleyerek yasanın ülkemize ve emeklilerimize hayırlı olmasını diler, Meclisi saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Belen.