GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:73
Tarih:01.03.2012

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bu madde ile sandıkların devri konusunda bir yetki alınıyor. Mayıs ayında iki yıllık süre doluyor. İki yıllık süre daha alınıyor. Bu, mayıs ayına kadar sandıkların devri gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez ama muhtemel bir sorun yaşanması hâlinde böyle bir yetkiye ihtiyaç duyuluyor; bir.

İkincisi: Burada bir kuruluş zikredildi. OYAK'ın kapsamda olmadığını burada ifade etmek istiyorum. Bu, sandık kapsamında olan on yedi kurum, kuruluş var, onların dışında kalmaktadır. Dolayısıyla bir yanlış anlaşılma da olmasın diye bu düzeltmeyi yapıyorum.

Bir diğer konu: Toplu sözleşmeyle ilgili, Sayın Grup Başkan Vekili burada bazı değerlendirmelerde bulundu. Evet, maalesef bugüne kadar bunu gerçekleştiremedik, bunu ifade ediyorum. Ama yaşanan süreci de dikkate almanız açısından şunu ifade edeyim: 12 Eylül Referandumu sonrasında Türkiye'nin seçim atmosferine girmesi ve uyum yasalarının bugüne kadar -seçime kadar- çıkamaması çok doğal bir süreç idi. Seçimden sonra yoğun bir şekilde önümüzdeki bu yasalarla ilgili çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Netice itibarıyla, memurlarla ilgili toplu sözleşme düzenlemesi, önümüzdeki hafta -alt komisyonda, büyük ihtimalle de, çalışma süreleri elverirse, ana komisyonda görüşülüp hızlı bir şekilde Genel Kurula geleceği konusunda? Bugün de, son değerlendirmeye, ben, teknik heyetin çalışmasına, katıldım- hızlı bir şekilde geliyor. Katkılarınızdan dolayı, değerlendirmenizden dolayı da teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bu mevcut düzenlemeyle ilgili de çok farklı değerlendirmeler yapılıyor, şu anda intibak yasasıyla ilgili.  Yaptığımız düzenleme nedir? Bir kere şunu ifade edelim: 2000 yılından önce emekli olan vatandaşlarımız, SSK'lılar, gösterge sistemi çerçevesinde emekli oluyorlar idi ve aylık artışlarla emeklilik süreçlerini sürdürüyorlar idi. Şimdi, biz, ne yapıyoruz? Bizim yaptığımız, 2000 yılından önce emekli olanlara tıpkı 2000 yılından sonra emekli olanlara gelişme hızından pay verdiğimiz gibi 2000 öncesi emeklilere de gelişme hızından pay veriyoruz. Ülkenin kalkınmasından pay vermekten başka bir şey değil yani ana çerçevesi bu; 2000 öncesi emeklilere gelişme hızından pay vermek.

Şimdi, burada yapılan değerlendirmelerde, konunun çok teknik boyutu olduğu için, farklı yorumlar içerecek değerlendirmeler yapılıyor. Bakınız, 2000'den sonra emekli olanlar 2000'den önceki kısmi aylıklara gelişme hızının yüzde 100'ü yansıtılarak emekli oldular. Yani, bir vatandaşımız 2000 yılından sonra emekli olmuş ise 2000 yılı öncesi kısmi aylık alınıyor ve gelişme hızının yüzde 100'ü o maaşa yansıtılıyor ve emekli olduğu tarihe kadar da bu gelişme hızının yüzde 100'ü yansıtılıyor. Daha sonra ise normal aylık artışları TÜFE çerçevesinde sürdürülüyor.

Şimdi "Bu yüzde 75 nereden çıktı?" diye soruluyor. Değerli arkadaşlar, 2000 yılından önce bağlanan aylıklar beş bin günde bağlanıyor idi. Beş bin gün esas alınarak bu yüzde 75 bulundu. Yani 2000'den önce beş bin prim gününü dolduranlar emekli aylığını hak kazanıyorlar idi. Bu çerçevede, siz, gelişme hızından pay verdiğiniz zaman hangi oran beş bin günün üzerinde fark almayı gerekli kılıyorsa o oranı dikkate alacaksınız. Şimdi, yüzde 75'i yüzde 75 olarak aldığınızda yüzde 75 ile 2000'den önceki emeklilik gün sayısı tam örtüşüyor, bundan dolayı yüzde 75. "Bunu efendim yüzde 100 yapalım?" Yüzde 100 yaptığınız zaman bütün emeklilere zamma dönüştürüyorsunuz. Oysa bizim amacımız, 2000'den önce emeklilik günü ile bu oranı eğer örtüştürürseniz buradan çıkacak olan haksızlık ve adaletsizlik nerededir; onu tespit etme imkânı elde edebilirsiniz. Komisyonlarda da ben ifade ettim arkadaşlar, bu konunun ayrıntısına vâkıf olabilmek için gerçekten, saat değil, günleri, haftaları vermek gerekiyor. Böyle bir titiz çalışmayla yüce Meclisin huzuruna geliyor bu. Mümkün mertebe bütün amacımız, yeni bir adaletsizlik oluşturmamak, bu düzenlemeyle yeni mağdurlar oluşturmamak, 2000 öncesi emeklileri 2008 yılına taşımaktan ibaret ve 2000 öncesi emeklilere gelişme hızından pay vermekten ibaret bir düzenlemedir.

Tabii ki 5510 sayılı Yasa ile sistem daha gerçekçi esaslara oturuyor. Geçmişin yanlışlarını düzeltmeye dönük bu düzenlemeleri yapıyoruz. Nedir o? Yüzde 30 gelişme hızından maaşlara bir yansıma olacak, 5510 sayılı Yasa ile 2008'in onuncu ayından itibaren emekli olmaya başlayacaklar için gelişme hızının yüzde 30'u maaşlara yansıtılacak. Neden? Emeğin ülkenin gelişmesi içerisindeki payı teknik olarak yüzde 30 olduğu için yasaya "Yüzde 30" olarak konulmuş bulunmaktadır. Yani bu, belki de can sıkıcı bir konuşmadır ama teknik bir konuşma ve bu teknik içeriği de, burada, bu zaman dilimi içerisinde, bu çerçevede ifade etmeyi uygun buldum.

Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.