| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 01.03.2012 |
MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 171 sıra sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geçici 1'inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre bağlanan gelir ve aylıkların hesaplanmasında esas alınan prime esas kazançlar ile aylık bağlama oranlarının belirlenmesinde uygulanan yöntemler sık sık değişikliğe uğramış ancak bu değişiklikler daha önce bağlanan gelir ve aylıklara yansıtılmamıştır. Bu uygulama, aynı yükümlülükleri yerine getirmiş olmalarına rağmen farklı tarihlerde emekli olan sigortalıların gelir ve aylıklarında eşitsizliklerin olmasına sebep olmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifiyle, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmıştır. Geçmiş dönemlerde "sosyal devlet" ilkesine aykırı olmasına rağmen devlet adamı olduğunu iddia eden ve ülkenin üzerine kırk yıl karabasan gibi çöken o günün başbakanının "Kim 1 verirse, ben 3 veririm." demesi ve rahmetli Özal'dan sonra yine buna benzer başbakanın usule uygun olmayan ve devlet adamı davranışından uzak yapmış oldukları zamlar bir kesimi mutlu ederken gelecek nesilleri de ciddi bir borç yükü altına itmiştir.
İnsanımız, AK PARTİ'den önceki iktidarların çalışanların maaşlarını zamanında ödeyemediklerini unutmadılar. AK PARTİ iktidarları ise, bizden önce çalışanlardan kesilen KEY ödemeleri ve tasarruf teşvik fonlarını yine ödeyerek çalışanların haklarını ve alın terlerini koruyan iktidar olarak insanlarımızın teveccühüne mazhar olmuştur.
Görüşmekte olduğumuz tasarı 2000 yılı sonrasını kapsamadığı için eleştirilebilir ancak inanıyorum ki süreç içerisinde 2000 yılı sonrası da mutlaka karşılanacaktır. Fakat unutulmamalıdır ki ülkemiz geçmişteki iktidarların yapmış olduğu yanlış düzenlemelerin sıkıntısını bu tasarıyla düzeltmeyi amaçlamaktadır.
Dünyada ekonomik krizin yaşandığı bir süreçte AK PARTİ hükûmetleri bütçe dengesini gözeterek, ileride oluşacak muhtemel etkileri dikkate alarak "Ben verdim oldu." mantığını gütmeden bu düzenlemeleri yapmaktadır, aksi takdirde dünya gerçeklerinden yoksun, popülist yaklaşımlarla yapılacak düzenlemeler bizleri geri dönüşü olmayacak ciddi çıkmazlara sokacaktır.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Cari açık ne olacak, cari açık?
MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değerli arkadaşlarım burada kendilerinin 28 Şubatın mağduru, bizlerin de ürünü olduğumuzu ifade ettiler. Bunu esefle kınıyorum. Her darbe ardında çökmüş bir demokrasi, yerlerde sürünen bir hukuk ve baypas edilmiş, itibarsızlaştırılmış meclisler bırakmıştır.
28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden on beş yıl geçmesine rağmen, insan hakları, özgürlük, adalet, eğitim sisteminde ve ekonomide yaşanan travmaları bu necip millet kolay kolay hafızalarından silmemiştir. Senaristinin üniformalılar, rejisörünün de fötr şapkalı adamınız olduğu 28 Şubat 1997'de yapılan postmodern darbe, irticaya karşı olduğu iddia edilen ordu ve bürokrasi merkezli bir süreçtir. Türk siyasi tarihine geçen kararlar, kimilerince bir dönüm noktası olduğunu bu sözler bizlere gösteriyordu. "İrtica, PKK'dan daha da tehlikelidir. "28 Şubat bin yıl sürecek." diyerek 28 Şubatın temel felsefesini açıkça ortaya koyuyorlardı. Hâlbuki cumhuriyetin temel ilkelerinden olan demokrasinin darbeyle bin yıl geçse yok edilemeyeceğini fakat bazı çevrelerin demokrasiyle elde edemedikleri neticeyi orduyu kullanarak, orduyu göreve davet ederek elde etmeye çalıştıklarını görmekteyiz.
28 Şubat sürecinde en büyük prangalardan biri de özgürlüklerle birlikte sekiz yıllık kesintisiz eğitim ve meslek liselerine vurulan darbedir. Halkın kendi parasıyla yapmış olduğu imam-hatip okullarının önünü kesmek amacıyla acımasızca çalışmalar yapıldı. Üniversitelerde okuyan başörtülü öğrencilerin çoğu, ikna odalarında, akla ve mantığa sığmayan bir şekilde ya ikna edilerek veya başlarını açmaya zorlanarak mağdur edilmişlerdir. Evet, eğitim haklarından feragat ettiklerini görmekteyiz. Üniversitelerde birçok öğrencilerin atıldığı, hocaların ve çalışanlarının fişlendiği, inançlarını yaşadıklarından dolayı toplumda insanların ayrıştırıldığını gördük.
28 Şubat sürecinde en fazla zarar gören illerin başında Malatya ili gelmektedir. Zulme karşı çıktıları için 56 kişinin idamla yargılandığı ve birçok kişinin hapishanede tutuklu olduğu, kebapçı esnafının fişlendiği, "yeşil sermaye" sözcüğünün literatürümüze girdiği?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - ?ve İnönü Üniversitesinde 2 binden fazla kız öğrencimizin okulla ilişkilerinin kesildiğini bilmekteyiz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şahin.
MUSTAFA ŞAHİN (Devamla) - Evet, hayırlı olsun diyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)