| Konu: | TARIM VE HAYVANCILIKTA YAŞANAN SORUNLARA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 06.03.2012 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; beş dakika ne kadar söylenebilecekse o kadar söyleyeceğim yani rezervler kalacak.
Önce ben de Artvin ilimizin düşman işgalinden kurtuluşunu kutluyorum. Bu vesileyle Artvin'i düşman işgalinden kurtaran ve bu uğurda şehit olan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Bugün Türkiye'de üretim yerine tüketime, imalat yerine taklide, ihracat yerine ithalata öncelik veren bir ekonomik model uygulanmaktadır. İktidar ekonomide tüketim, ithalat, ticaret, borçlanma ve taklit üzerine oturan bir siyaset sürdürmektedir. Bu siyaset hayvancılık ülkesi Türkiye'yi hayvan, tarım ülkesi Türkiye'yi bakliyat, meyvecilik ülkesi Türkiye'yi de meyve ithal eder hâle getirmiştir. Önüne her geleni ithal eden, yalnız dostlarını ve komşularını değil aklına her geleni de satan bir hükûmetle Türkiye karşı karşıyadır.
Sınırlı süre içinde, iktidarın iş başında olduğu dönemde ithal edilen bazı gıda maddelerine dikkatinizi çekmek istiyorum. AKP İktidarı 2002-2010 yılları arasında 1,5 milyar dolarlık mısır ithal etmiştir. 2003 ile 2011 yılları arasında buğdayda 5,4 milyar dolarlık, pirinçte 1,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilmiştir. 2003-2011 yılları arasında 3,8 milyar dolar soya; 9,9 milyar dolar da pamuk; 2,3 milyar dolar ise ayçiçeği ithal edilmiştir.
2011 yılı için toplam gıda ithalat tutarı kasım ayı itibarıyla 27 milyar dolardır. Tüketim malı ithalatı son on yıldır ortalama yüzde 10 ile 15 civarında artmıştır. Türk lirasının aşırı değerlendiği yıllardan 2010'da ise bu artış yüzde 30'du. Böylece on yıl önce yılda 4 milyar dolarlık tüketim malı ithalatı gerçekleştiren Türkiye'nin bugün bu rakamı 30 milyar doları aşmıştır. Türkiye her yıl 11 milyondan fazla cep telefonu ithal ediyor. Her 3 araçtan 2'si ithal. 2010 yılı itibarıyla satılan otomobil sayısı 354 bindir. Bu rakam 2003'te 154 bindi.
Hükûmet "2011 yılı ihracatımız 2010 yılına göre yüzde 18 artış göstererek 134,6 milyar dolara ulaştı." diye ihracatta kırılan sanal bir rekorla övünüyor. Hâlbuki 2012 yılında Türkiye'de ithalat 237, ihracat 132 milyar dolardır. Asıl rekor budur. Cari açık 78 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Üretim ile tüketim, ihracat ile ithalat, gelir ile gider, yatırım ile finans, yatırım ile tasarruf arasındaki fark cari açık olarak karşımıza çıkmaktadır. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2008'de 65,37 iken 2011'de 55,26'ya düşmüştür.
Cumhuriyet, ülkeyi demir ağlarla ördüğüyle övünüyordu. AKP ise ülkeyi alışveriş merkezleriyle örmekle övünüyor. Her alışveriş merkezinin açılışı Türkiye'de yüzlerce esnafın kepenk indirmesine, binlerce yurttaşın da işsiz kalmasına sebep olmaktadır.
İthalatta, borçlanmada ve borçlandırmada sınır tanımayan bir iktidarla Türkiye karşı karşıyadır. Buna hemşire ithalatı, doktor ithalatı, öğretmen ithalatı da eklenmiştir. Bu Hükûmeti gerçekte AKP Hükûmeti değil, bir ithalatlar hükûmeti olarak tarif etmek çok daha doğru olacaktır.
Bir ithalat biçimine buradan özellikle dikkat çekmek istiyorum: Türk iş adamları bugün hurda demir ithal ediyor, sonra da bunu işleyip Çin'e satıyor. Türkiye son beş yıldır hurda demir ithalatında dünya 1'incisidir. Bu hurda demir olayı Türk ekonomisinde var olan bir tür yapısal sorunu da gündeme getiriyor. Türkiye'de demir cevheri var ve biz yeni, modern işletmeler kurup bunu işleyip satacak yerde, ithal edip ithal olan enerjiye döviz harcayarak bunu işliyoruz. Bu yazıktır, bu ülkeye günah yapılıyor.
Bu ülkenin tarlalarından elde edilmesi mümkün olanları ithal ettiniz. Bu ülkenin meralarından, çayırlarından yetişmesi gereken hayvanları ithal ettiniz. Angus ithal ettiniz, bilmem şu kadar et ithal ettiniz. Bu ülkenin bahçelerinde üretilmesi mümkün olan meyveleri ithal ettiniz. Hükûmet, 2011 yılı ihracatımızın yüzde 18 artış göstererek yüzde 34 küsura çıkmasıyla övünürken, biraz önce de söylediğim gibi, gerçekten, Türkiye'de üretilen her şeyi, üretilmesi mümkün olan her şeyi üretmek yerine ithal etmeyi seçmektedir.
Bu vesileyle, herkesi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yeniçeri.