| Konu: | SÖZLÜ SORU ÖNERGELERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 06.03.2012 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sırasıyla sözlü soru önergelerine cevap vereceğim.
1'inci olarak Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün (6/15) numaralı soru önergesine cevabımızdır: Soru önergesine konu olan hususlar 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanun'a istinaden çıkarılan Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik çerçevesinde imzalanan anlaşma metninin ilgili maddelerinde bu konu teminat altına alınmış olup ilgili şirket söz konusu derenin doğal hâle getirilmesi konusunda uyarılmış ve olumsuzluklara müsaade edilmeyeceği bildirilmiştir.
Tabii hayat için gerekli olan su, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından belirlenmektedir.
İl genelinde yapımı devam eden hidroelektrik santralleri kapsayan izleme ve kontrol faaliyetleri, ilgili kurumlarca aylık olarak düzenli yapılmakta ve olumsuz durumlarda gerekli cezai işlemler de uygulanmaktadır.
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün (6/75) sayılı soru önergesine cevabımı takdim ediyorum: Ardahan'dan Gürcistan'a açılan kapılardan Posof Türkgözü Kara Hudut Kapısı hâlihazırda faal durumdadır.
Gürcistan'la aramızda 3'üncü geçiş kapısını teşkil edecek Çıldır-Aktaş- Kars'taki Hudut Kapısının açılması konusu 1995 yılından bu yana gündemde bulunmasını ve Türkiye tarafındaki yol ve gümrük tesislerinin inşaatı tamamlanarak 1995 yılı itibarıyla kapı hizmete hazır hâle getirilmesine rağmen, Gürcistan tarafındaki gümrük tesisleriyle 36 kilometrelik bağlantı yolunun inşa çalışmalarının gecikmesi sebebiyle bugüne kadar mümkün olamamıştır.
Bununla birlikte, Gürcistan tarafı, Kars'taki Kara Hudut Kapısının yapımına 2009 yılı içerisinde başlamış, 2011 yılı ortasında ise tesislerin inşaatı tamamlanarak faaliyete hazır hâle getirilmiştir.
Ayrıca, daha önce problem teşkil eden bağlantı yolu ile mevcut yola alternatif olarak inşa edilen yolun da tamamlandığı ve hizmete girdiği bilgisi edinilmiştir.
Diğer taraftan, Çıldır-Aktaş Kara Hudut Kapısının yap-işlet-devret modeliyle yeniden inşasına ilişkin çalışmalar Bakanlığımız bünyesinde devam ettirilmektedir. Bu çerçevede diğer bazı kara hudut kapılarımızı yap-işlet-devret modeliyle işletmekte olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketine teklifte bulunulmuş, anılan şirket tarafından bu yönde çalışmalara başlanılmıştır.
Ayrıca, kullanılamaz hâle gelen mevcut gümrük sahasının genişletilmesi için kamulaştırma çalışmaları tamamlanma aşamasına gelmiştir. Bu çerçevede özel mülkiyete ait taşınmazlar kamulaştırılmış, bedelleri de Gümrük ve Turizm İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi tarafından Ardahan Valiliğine gönderilmiş ve hak sahiplerine dağıtılmıştır. Hazineye ait olan 2 adet parsel için de Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğüne tahsis yazısı yazılmıştır. Kamulaştırma çalışmalarının tamamlanmasını müteakip proje çalışmaları başlayacaktır. İnşaat faaliyetlerinin tamamlanmasının ardından 2012 yılı içerisinde hizmete açılması planlanmaktadır.
Öte yandan, Ardahan il sınırları içerisinde doğrudan Ermenistan'a açılan bir kapımız bulunmamaktadır. Ayrıca anılan ülkeyle mevcut hudut kapılarının faaliyete geçirilmesi hususundaki çalışma ve işlemler Dışişleri Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir.
2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar'ın 95'inci maddesinde Türkiye gümrük bölgesine giren her türlü ulaşım araçları, motosikletler ve özel konteynerlerin içindeki standart depolarda bulunan yakıtlara; 96'ncı maddesinde de motorlu ticari araçların ve özel konteynerlerin standart depolarında mevcut bulunan ve tır çekicilerinde 550 litreyi, istiap haddi 15 tona kadar olan -15 ton dâhil- kamyon ve tankerlerde 300 litreyi, istiap haddi 15 tonun üzerinde olan kamyon ve tankerlerde ise 400 litreyi aşmayan yakıta muafiyet tanınacağı hüküm altına alınmıştır. Bu limitleri aşan miktarda yakıt getirilmesi mümkün olmamaktadır.
İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes'in (6/205) numaralı soru önergesine cevabımız: Somali'ye yardım için Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından 5 Ağustos 2011 Cuma günü başlatılan "Afrika'ya yardım" kampanyası sonucunda 126.957.784,38 Türk Lirası; 1.680.647,91 Amerikan Doları ve 9.408.987,24 avro toplanmıştır.
İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes'in (6/328) numaralı soru önergesine cevabımızdır: Diyanet İşleri Başkanlığımızca camilerde sunulan hizmetlerde cami ve müştemilatı sayılan yerlerde siyasi anlam taşıyacak herhangi bir etkinliğe izin verilmemekte, seçim süreçlerinde bu konuda ayrıca gerekli tedbirler alınmaktadır. Ayrıca, iddia edildiği gibi, 26 Ağustos 2011 tarihinde bir duyuru hiçbir camide hiçbir görevli tarafından yapılmamıştır.
Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman'ın (6/329) numaralı soru önergesine cevabımızdır: Son dönemde, diğer gelişen ülke para birimleriyle birlikte Türk lirası da bir miktar değer kaybetmiştir. Söz konusu değer kaybının en önemli nedeni olarak Avrupa bölgesindeki bazı ülkelerin ülke borçlarına ilişkin endişelerin artması ve büyüme beklentilerindeki zayıflamayla gerileyen küresel risk iştahı gösterilmektedir. Yunanistan'ın kamu borçlanmalarında yaşanan sorunlarla başlayan değer kayıpları, Avrupa Birliğinden mali yardım alması sonrasında bir miktar azalmış ancak Yunanistan'ın mali disiplin konusunda isteksiz olması ve siyasi gelişmeler sonrasında tekrar artmıştır. Diğer taraftan, nominal borç stoku çok daha yüksek olan İspanya ve İtalya'nın da önemli sorunlar yaşayabileceği beklentileri piyasalardaki tedirginliği artırmıştır. Borçlanma maliyetlerinin artması ile mali yardımlar ve alınacak tedbirlerin uygulanmasına ilişkin özellikle Almanya ve Fransa'nın atılacak adımlar konusunda anlaşmazlık yaşaması ve Avrupa Birliğinin ilgili karar organlarının beklentilerden oldukça yavaş davranması nedeniyle söz konusu ülke borçlanma maliyetleri rekor seviyelere yükselmiştir.
Diğer tarafta, mali yardımlara kaynak sağlayan ülkelerin bir süre sonra mali güçlük çekmeye başlayabilecekleri ve kredi notlarının indirilebileceği, bunun sonucunda bu ülkelerin de borçlanma maliyetlerinin artabileceği beklentileri Amerika Birleşik Devletleri dolarına olan talebi daha da artırmıştır.
Bu gelişmelerin bir yansıması olarak risk alma ve yatırım yapma iştahındaki azalmanın sonucunda, neredeyse tüm para birimleri Amerikan doları karşısında değişen oranlarda değer kayıplarına uğramıştır. Küresel piyasaların önemli bir parçası olan Türk lirası da diğer tüm gelişmekte olan ülke para birimleri gibi değer kaybederken, uğramış olduğu değer kaybı birçok ülke para biriminden daha az olmuştur.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, finansal istikrarın fiyat istikrarının ön koşullarından biri olduğunun bilinciyle, ülkemiz döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için gerekli önlemleri almaktadır.
Bu doğrultuda, piyasalardaki aşırı oynaklığı önlemek ve döviz piyasasındaki akışkanlığı sağlamak amacıyla, döviz piyasalarında arz ve talep yönlü tedbirler almıştır.
Bu çerçevede, Merkez Bankası, döviz piyasalarına ilişkin aşağıdaki tedbirleri almıştır:
25 Temmuz 2011 tarihinde döviz alım ihalelerini durdurmuştur.
5 Ağustos 2011 tarihinden itibaren günlük piyasa gelişmeleri doğrultusunda döviz satım ihaleleri yoluyla döviz arzına başlamıştır.
9 Ağustos 2011 tarihinden geçerli olmak üzere Merkez Bankası, taraflı borç verme faiz oranlarını Amerikan doları için yüzde 5,5'tan yüzde 4,5'a, avro için yüzde 6,5'tan yüzde 5,5'a düşürerek, yabancı para cinsinden borçlanma maliyetlerini azaltmıştır.
5 Ekim 2011 tarihinden itibaren gerekli görülen günlerde yüksek miktarda döviz satım ihaleleri yoluyla piyasaya daha fazla döviz likitidesi sağlamaya başlamıştır.
18 Ekim 2011 tarihinde, doğrudan döviz satım müdahalesi yoluyla piyasaya Amerikan doları likiditesi sağlanmıştır. 10 Kasım 2011 tarihinden itibaren, bankalar arası döviz piyasasında döviz likiditesinin akışkanlığının artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla döviz ve efektif piyasaları döviz depo piyasasındaki aracılık faaliyetlerine yeniden başlamıştır.
Eskişehir Milletvekili Sayın Kazım Kurt'un (6/395) numaralı soru önergesine cevabımız: Bilindiği üzere, 16 Eylül 2010 tarihinde İstanbul'da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10'uncu Zirve Toplantısı'nda Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetiminin (TÜRKSOY) önerisiyle 2012 yılının "Astana Türk Kültür Başkenti" olarak ilan edilmesi kararlaştırılmıştır. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimi çalışmaları kapsamında, 28 Mayıs 2011 tarihinde Odunpazarı semtinde Eskişehirlilere seslenmiş ve konuşmasında, Eskişehir'in 2013'te Türk Dünyası Kültür Başkenti yapılacağı, kültür zenginliklerimizin bütün dünyaya tanıtılacağı, bunun için ilgili bütün kuruluşların harekete geçirileceği ve böylelikle Eskişehir'in bütün Türk dünyasından yüzlerce kültür programına ev sahipliği yapacağı, bu sayede Türk dünyası halklarının Eskişehir'de birbirleriyle kucaklaşacağı ifade edilmiştir. 20/21 Eylül 2011 tarihinde Kazakistan'ın Başkenti Astana'da gerçekleştirilen Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları 29'uncu Dönem Daimî Konsey Toplantısı'nda ise Türkiye'nin Eskişehir kentinin 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesi için Türk Konseyine teklifte bulunulması kararlaştırılmıştır. Bunun üzerine, Kazakistan'ın Almatı kentinde 21 Ekim 2011 tarihinde düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin 1'inci Zirve Toplantısı'nda, TÜRKSOY'un Eskişehir'i 2013 Türk Kültür Başkenti ilan etme önerisinin desteklenmesine karar verilmiştir. Bu gelişmelere ve paralel olarak Eskişehir'in 2013 Türk Kültür Başkenti olması konusunda çalışmalara yön vermek üzere yasa tasarısı hazırlık çalışmaları da sürdürülmekte olup, yakın bir tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmesi planlanmaktadır.
İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes'in (6/403) numaralı soru önergesine cevabımızdır: Van'ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen deprem felaketinde Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı yirmi dokuz adet cami hasar görmüştür.
Erciş depreminde hasar gören camilerin isimleri ve adresleri: Kara Yusuf Paşa Camisi, Van Erciş ilçe merkezinde; Park Ulu Camisi, Salihiye Mahallesi'nde; Salihiye Camisi, Salihiye Mahallesi'nde; Çataltepe Camisi, Çataltepe köyünde; Örene Mahallesi Merkez Camisi, Örene Mahallesi'nde; Van Yolu Camisi, Van Yolu Mahallesi'nde; Merkez Sanayi Camisi, Camiikebir Mahallesi'nde; Sulu Camisi, Yeşilova Mahallesi'nde; Çelebibağı Merkez Camisi, Çelebibağı kasabasında; Yukarı Çınarlı Camisi, Yukarı Çınarlı Mahallesi'nde; Gölağzı Camisi, Gölağzı Mahallesi'nde; Bahçelievler Camisi, Camiikebir Mahallesi'nde; Yukarı Işıklı Camisi, Yukarı Işıklı köyünde; Kızılören Camisi, Kızılören köyünde; Seyit Muhammet Camisi, Beyazıt Mahallesi'nde; Bağlar Camisi, Salihiye Mahallesi'nde; Salihiye Yeni Camisi, Salihiye Mahallesi'nde; Fakirullah Camisi, Beyazıt Mahallesi'nde; Arvasi Camisi, Beyazıt Mahallesi'nde; Saadetler Camisi, Yeşilova Mahallesi'nde; Kışla Camisi, Kışla Mahallesi'nde; Hıfzı Efendi Camisi, Kışla Mahallesi'nde; Aşağı Alkanat Camisi, Alkanat Mahallesi'nde; Yukarı Alkanat Camisi, Alkanat Mahallesi'nde; Keklikova Yukarı Camisi, Keklikova köyünde; Pay Köyü Camisi, Pay köyünde; Tekevler Mahallesi Camisi, Tekevler Mahallesi'nde; Yukarı Latifiye Camisi, Latifiye Mahallesi'nde; Çimen Köyü Camisi, Çimen köyündedir.
İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes'in (6/404) numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: 23 Ekim 2011 Van Erciş depreminde Arvasi Kur'an kursunda 27 öğrenci yaralanmış ve 15 öğrenci hayatını kaybetmiştir. Van Merkez Kırmızıtaş Kur'an kursunda ise ölen ya da yaralanan bulunmamaktadır. Bu vesileyle ölenlerin tümüne Allah'tan rahmet diliyoruz.
İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes'in (6/409) numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Van ili Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen deprem felaketinde yirmi dokuz adet cami ve sekiz adet Kur'an kursu hasar görmüştür. İl ve ilçelerdeki yapıların depreme dayanıklılıkları konusu, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uyarınca çevre ve şehircilik il müdürlükleriyle il ve ilçe belediyelerinin denetim ve sorumluluğunda olduğundan, Kur'an kursları ve camilerin yapı denetimleri de bu kuruluşlar tarafından yapılmaktadır.
23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen deprem felaketinde hasar gören cami ve Kur'an kurslarının yapım tarihleri şu şekildedir: Kara Yusuf Paşa Camisi 1974, Park Ulu Camisi 95, Salihiye Camisi 98 -1998, onu kastediyorum- Çataltepe Camisi 1985, Örene Mahallesi Merkez Camisi 1955, Van Yolu Camisi 2004, Merkez Sanayi Camisi 1993, Sulu Camisi 1986, Çelebibağı Merkez Camisi 1950, Yukarı Çınarlı 1980, Gölağzı 2008, Bahçelievler 1979, Yukarı Işıklı 1980, Kızılören Camisi 1998, Seyit Muhammet Camisi 1997, Bağlar Camisi 1994, Salihiye Yeni Camisi 1986, Fakirullah Camisi 1995, Arvasi Camisi 1991, Saadetler Camisi 1993, Kışla Camisi 1978, Hıfzı Efendi 1998, Aşağı Alkanat 1965, Yukarı Alkanat 1990. Keklikova Yukarı Camisi'nin yapım tarihi bilinmemektedir. Pay Köyü Camisi 86, Tekevler Mahallesi Camisi 74, Yukarı Latifiye Camisi 77, Çimen Köyü Camisi 77.
Kur'an kursları ve yapılış tarihleri: Hazreti Osman Camisi Kur'an Kursu 2010, Bayramlı Köyü Kur'an Kursu 2009, Park Kız Kur'an Kursu 95, Müftülük Kur'an Kursu 97, Gölağzı Mahallesi Kur'an Kursu 2009, Van Yolu Kur'an Kursu 2003, Haydarbey Mahallesi Yeni Cami Kur'an Kursu 2008, Arvasi Erkek Kur'an Kursu 1997.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/595) numaralı soru önergesine cevabımızdır: Yükselen döviz fiyatları karşısında kredi borçlarını ödeyemez duruma gelen vatandaşlara yönelik olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca yürütülen herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç'in Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği (6/675) esas numaralı soru önergesine cevabımızdır: Genel yönetim kapsamında olan kamu kurumlarının muhasebe işlemlerini düzenleyen muhasebe yönetmeliklerine göre, soruda geçen ifadesiyle "Reklam ücreti" başlıklı bir hesap kodu ya da sınıflandırması mevcut değildir. Dolayısıyla, böyle bir ücretin kamu kurumları veya hizmet sunucuları için ayrıştırılması mümkün gözükmemektedir ancak farklı ödemeleri de içermekle birlikte, muhasebe hesaplarında reklam ücretlerinin de bir ödeme çeşidi olarak değerlendirilebileceği 322.3.5.4.1 kodlu ilan giderleri ve 322.3.6.2.1 kodlu tanıtma, ağırlama, tören, fuar, organizasyon giderleri hesapları bulunmaktadır.
Bu hesaplara bakıldığında, merkezî yönetim kapsamındaki kurumlar ve mahallî idareler için ilan giderleri olarak 2007 yılında 127 milyon 742 bin 454, 95 Türk lirası, 2008 yılında 136 milyon 062 bin 281,99 Türk lirası, 2009 yılında 124 milyon 644 bin 651,12 Türk lirası, 2010 yılında 148 milyon 945 bin 738,56 Türk lirası, 2011 yılında ise 141 milyon 899 bin 827,32 Türk lirası ödeme yapıldığı görülmektedir.
Yine, tanıtma, ağırlama, tören, fuar, organizasyon giderleri için 2007 yılında 145 milyon 51 bin 005,23 lira, 2008 yılında 202 milyon 258 bin 123,86 Türk lirası, 2009 yılında 179 milyon 446 bin 848,28 Türk lirası, 2010 yılında 218 milyon 490 bin 892,50 Türk lirası, 2011 yılında 215 milyon 059 bin 373,03 Türk lirası ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık'ın sözlü olarak sorduğu (6/347) numaralı soru önergesine cevabımız: Bugün itibarıyla Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğümüzde memur statüsünde 6.211, sözleşmeli statüde 835 olmak üzere toplam 7.046 personel istihdam edilmektedir. AK PARTİ hükûmetleri döneminde Kamu Personel Seçme Sınavı sonucu, mahkeme kararı uygulaması, şehit yakını ve benzeri olmak üzere toplam 1.333 personel ataması yapılmış olup 2.836 kişi de emekli olmuştur.
TRT 1 kanalının tüm gün izlenme oranları 2008 yılından 2010 yılına kadar sabit kalmış ancak başarı grafiği artan bir ivme kazanan TRT 1 kanalı şubat ayında başarılı yapımlarla birlikte izlenme oranlarını özellikle A/B sosyoekonomik statüsü daha yüksek kişiler grubunda 2011 yılı prime time ortalamasına göre yüzde 50 artırmıştır. TRT 1 kanalı TRT'nin kendi kanalları içerisinde en çok izlenen kanal olma özelliğini korumakta olup, TRT Müzik kanalı da prime time zaman diliminde -yani saat 20.00 ile 23.00 arasında- ülkemizde en çok izlenen müzik kanalı, TRT Haber kanalı tüm gün zaman diliminde yine ülkemizde en çok izlenen haber kanalı, TRT Çocuk kanalıysa hem tüm gün hem de prime time zaman diliminde ülkemizde açık ara en çok izlenen çocuk kanalı olma başarısını sürdürmektedir.
Siyasi partilerin yayın süreleriyle ilgili olarak: Türkiye Büyük Millet Meclisindeki temsil oranları dikkate alınmakla birlikte haber değeri taşıması kaydıyla tüm siyasi parti temsilcilerine ve Hükûmet üyelerine TRT haber bülteni ve programlarında yer verilmektedir.
Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru'nun (6/462) esas numaralı soru önergesine cevabımız: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun geçici 7'nci maddesi kapsamında cemaat vakıflarınca 1.410 adet taşınmazın vakıflarına iadesi için müracaat edilmiş olup, Vakıflar Meclisince sadece 181 adet taşınmazın vakıfları adına tesciline karar verilmiştir.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1104) numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Vakıf kültür varlıkları, tarihî ve kültürel açıdan yadsınamayacak ölçüde önemi olan taşınmazlardandır. Bu varlıkların en sağlıklı şekilde yaşatılarak geçmişten gelecek kuşaklara taşınması Vakıflar Genel Müdürlüğünün asli görevleri arasında yer almaktadır. Bu taşınmazların işlevsizlikten dolayı yok olmalarının önüne geçmek için en kısa sürede müdahale ile aslına uygun onarımları ve fonksiyon verilerek işletilmek suretiyle korunarak yaşatılmaları öncelik arz etmektedir. Bu müdahale ve işletmelerin oldukça yüksek bir maliyet tutacağı aşikâr olup sınırlı kaynaklarla tüm vakıf kültür varlığı taşınmazlarının restore edilmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, kamu kaynağı kullanılmadan vakıf kültür varlıklarının korunarak yaşatılması ve aynı zamanda akar nitelikte olanlardan gelir elde edilmesi konusunda bir yöntem olarak restorasyon veya onarım karşılığı uzun süreli kiralama modeli kullanılmaktadır. Bu amaçla bu tür taşınmazlar, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 77'nci maddesine istinaden hazırlanan Vakıf Kültür Varlıklarının Restorasyon veya Onarım Karşılığı Kiraya Verilmesi İşlemlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında ihale edilmek veya protokol yapılmak suretiyle doğrudan kiralanarak değerlendirilmektedir.
Bu sistemde imzalanan sözleşme ya da protokollere göre yapılan restorasyonlarda onarım süreci idari imkânlarla yapılan restorasyonlardakilerle aynıdır. Gerek projenin idarece onaylanması ve kabulü gerek Kültür Varlıklarını Koruma Kurulundaki onay aşamaları gerekse de restorasyon aşamasında şantiye kontrollüğünün Vakıflar Genel Müdürlüğü teknik elemanları tarafından yapılması bakımından süreçte bir farklılık yoktur. Dolayısıyla bu tür onarımlarda, idari imkânlarla yapılanlara nazaran vakıf kültür varlıklarının zarar görmesine neden olacak farklı bir durum söz konusu değildir. Restorasyon veya işletme aşamasında söz konusu olabilecek zarar verici veya izinsiz müdahaleler sözleşme ve protokollerde düzenlenmekte olup Vakfılar Genel Müdürlüğünün görevlendirdiği kontrol görevlileri tarafından belirli dönemlerde denetlenmekte, esere zarar veren müdahaleler tespit edildiğinde sözleşmenin veya protokolün feshine kadar varan yaptırımlar uygulanmaktadır. Gerek restorasyon gerekse işletme aşamasındaki denetimler Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılmaktadır. Bu kapsamda 2003 yılından bugüne kadar 181 adet vakıf kültür varlığı taşınmazın değerlendirilmesi için Vakıflar Genel Müdürlüğünce karar alınmış olup bunlardan 115 adet vakıf kültür varlığı bu model kapsamında kiralanmıştır.
Restorasyon karşılığı kiralanan 115 adet vakıf kültür varlığı taşınmazın illere göre dağılımı şu şekildedir: Adana 2 adet gayrimenkul; Ankara 2, Antalya 2, Burdur 2, Balıkesir 2, Çanakkale 1, Bitlis 1, Bursa 2, Diyarbakır 1, Mardin 1, Edirne 1, Erzurum 1, Gaziantep 3, Hatay 4, İstanbul 55 adet gayrimenkul -Avrupa Yakası'nda 34, Anadolu Yakası'nda 21- Kocaeli 1, İzmir 16, Manisa 1, Kastamonu 2, Konya 5, Aksaray 4, Kütahya 1, Afyon 2, Eskişehir 1, Sivas ve Trabzon 1'er adet taşınmaz; toplam 115.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1107) sayılı soru önergesine cevabımızdır: Çalınan eserlerin duyurularının yapılması ve takipleri amacıyla 2002 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü Kültür ve Tescil Daire Başkanlığı bünyesinde bir Kaçakçılıkla Mücadele Bürosu oluşturulmuştur. Duyurular ve takipler daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla yapılmaktayken doğrudan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaya başlanmıştır. Duyurular emniyet ve istihbarat birimleri, sahil güvenlik, INTERPOL, gümrükler, müzeler, yurt dışı temsilciliklerimiz, valilikler, ilgili medya gibi yerlere yapılmaktadır. Normal posta yazışmasının yanı sıra e-posta ile de duyurulmakta, ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğünün İnternet sitesinde envanter fişleriyle birlikte yayınlanmaktadır. Kaçakçılıkla Mücadele Bürosu tarafından yurt içi ve yurt dışındaki müzayedeler İnternet üzerinden sürekli takip edilmektedir. Satışa çıkarılmış bir eser tespit edildiğinde duyurusu yapılmakta ve aranılan bir eserse derhâl müdahale edilip INTERPOL aracılığıyla esere el konulmaktadır.
2002-2010 yılları arasında, çalınan eserlerden 667 adedi yurt içi ve yurt dışında ele geçirilmiştir. 2011 yılında 27 hırsızlık olayı meydana gelmiş ve çalınan 60 eserin hırsızlık duyuruları yapılmıştır.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1109) numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce 2010-2011 öğretim yılında Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğrenim gören 10 bin ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisine burs verilmiştir. Bu çerçevede, Kahramanmaraş ilinde 2010-2011 öğretim yılında toplam 134 öğrenci bu burs hizmetinden yararlanmıştır.
Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce burs verilen öğrencilerimizin illere göre dağılımı şu şekildedir: Adana 250 -öğrenci kontenjanlarını okuyorum- Mersin 160, Osmaniye 88, Ankara 500, Bolu 82, Düzce 82, Kırıkkale 82, Çankırı 82, Antalya 166, Isparta 66, Burdur 66, Aydın 116, Denizli 100, Muğla 86, Balıkesir 150, Çanakkale 66; Bitlis, Siirt 100; Muş 100, Van 110, Hakkâri 86, Şırnak 100, Bursa 200, Yalova 66, Sakarya 124, Bilecik 86, Diyarbakır 166, Bingöl 100, Batman 86, Mardin 100; Edirne, Kırklareli 66; Erzurum 150, Erzincan 86; Bayburt, Iğdır, Ağrı 100'er; Kars 86, Ardahan 100, Gaziantep 160, Kilis 86, Hatay ve Kahramanmaraş 134, İstanbul 910, Tekirdağ 86, Kocaeli 166, İzmir 238, Manisa 160; Kastamonu, Bartın 86; Karabük, Zonguldak 100'er; Kayseri 166; Kırşehir, Nevşehir, Niğde 86; Konya 200; Aksaray, Karaman, Kütahya, Afyon 86'şar; Uşak 66, Eskişehir 100, Malatya 150, Elâzığ 100, Tunceli 66, Samsun 160, Ordu 98, Sinop 86, Sivas 118, Yozgat 86, Şanlıurfa 132, Adıyaman 118, Tokat 134, Amasya 66, Çorum 86 -iller karışık, çünkü bölgelere göre okuyorum- Trabzon 134, Rize 66 -Gümüşhane, Artvin, Giresun illeridir- onu da arz ediyorum.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1110) numaralı soru önergesine cevaplarımızdır: Vakıflar Genel Müdürlüğünce son üç yıl içerisinde 1.127 kişiye muhtaç aylığı bağlanmıştır. Bu çerçevede Kahramanmaraş ilinde hâlen 37 kişi muhtaç aylığı hizmetinden faydalanmaktadır.
Sayın Dedeoğlu buradaysa iznini almak istiyorum; burada illerin her birine göre muhtaç, âmâ, yetim, engelli toplam sayıları var; okumam belki yarım saat sürer, izin verirseniz bunları okumayayım, sonra bilgi notu olarak takdim edebilirim.
Sayın Başkanım, arz ediyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
-----------------------
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) - Sayın Özkes bugün en çok sorusunu cevaplandırdığımız arkadaşımızdır. Şile'de bir camiden din görevlileri tarafından ilan yapıldığını iddia ederek sormuştu, ben de resmî cevabımızı ifade ettim. Yani doğrusu çok rencide edici bir şekilde bunun yalan veya çarpıtma olduğunu ifade ediyor. Ben sadece bir şey soracağım: Siz kendiniz Şile'de o gün hazır bulundunuz mu? Eğer bizzat bunu duyduysanız ben bir milletvekilimin sözüne itibar ederim. Benim verdiğim cevabı alıp çöp kutusuna atabilirsiniz. Ama siz birilerinden duyarak bunu bu şekilde bize sormuşsanız o zaman size düşen de bir Başbakan Yardımcısının verdiği cevabı doğru kabul etmektir.
Ben diğer sorularınıza da ayrıntılı bir şekilde cevap verdim ama Parlamentoya girdiğinizden günden bu yana, konuşmalarınızın, sözlerinizin daha özenli olması gerektiğini şahsen düşünüyorum. Ben de bunu bir eleştiri olarak size takdim edeyim. Eğer Şile'de o gün cuma namazında hazır bulunmuş ve böyle bir ilanı da kulaklarınızla duymuşsanız -tutanak istemiyorum sizden, ben sizin şahsınıza soruyorum- o zaman sizin söylediğinize itibar edeceğim. Gelmenize gerek yok, diğer arkadaşlarıma da cevap vereceğim.
Sayın Ensar Öğüt, her konuşmasında, burada -bölgenin milletvekili olarak, haklı olarak- Çıldır Aktaş kapısının açılmasının bölgeye sağlayacağı ekonomik getiriden bahsediyor, ben de buna katılıyorum. Bugün çok ayrıntılı bir cevap verdim. Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızdan aldığımız cevapta, özellikle 2011 yılında bütün çalışmaların bittiği ve belki bugünlerde, önümüzdeki günlerde bu açılışın yapılabileceği şeklinde ama bu konuyu ayrıca takip etmemiz ve sonuçlandırmamız gerekiyor. Ben kendisine teşekkür ediyorum.
Sayın Dedeoğlu Arkadaşıma da teşekkür ederim. Bildiğimiz kadarıyla cevaplarımızı vermiştik. Elbette vakıf eserlerine sahip çıkmamız gerekir, bu bizim için bir emanettir. 2002'den bu yana kadar 3.500'e yakın tarihî varlığımızı, yani vakıf eserlerimizi restore etmek, onarmak veya tadilata maruz kılmak şekliyle güzel bir çalışmamız oldu. Yalnız şuna dikkatinizi çekmek istiyorum: Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi bir özel bütçedir, genel bütçeye dâhil değildir. Gelirlerimiz kadar gider bütçesi yapmak zorundayız. Bu, takriben 400 milyon civarındadır. Burada da 200 milyondan fazlası daha çok yatırıma ayrılmaktadır. Türkiye'deki envanterlere baktığımızda, restore edilecek vakıf eserlerinin sayısının giderek azaldığını biliyorum, bu konuda talepler olursa onları da öncelikli olarak karşılamak imkânımız olur ancak 5737 sayılı Kanun'a sonradan eklendiği şekliyle sorunuza da bu konuda cevap vermiştim. Yani "Restore et ve uzun süreli kullan." veya "Yap-işlet uzun süreli kullan." yöntemleriyle de pek çok yeri değerlendirmiş olduk. Bunların illere göre dağılımını da size takdim ettim. Bundan sonra da restorasyona devam edeceğiz. Esaslı tamirat, tadilatlara devam edeceğiz. Bu bizim asli görevimizdir.
Sayın Alim Işık TRT'yle ilgili sorduğu soruda bir konuyu eksik bulduğunu ifade ediyorlar. Yazılı soru önergelerinde de en çok bu konu gündeme geliyor. Yani bütün muhalefet partilerimiz tarafından siyasi partilere haberlerde veya haber dışındaki haber niteliği taşıyan olaylara ilişkin ayrılan sürenin yeterli olmadığı, belki de bir ayrımcılık yapıldığı, bu konuda iktidarın kayrıldığına yönelik iddialar oluyor. Bu bir eleştiridir. Biz, zaman içerisinde, yazılı soru önergelerinde spesifik olarak şu gün ne kadarlık bir haber verildi veya şu süreler içerisinde partilere ayrılan haber saatindeki süre ne kadardır, bunlara cevap verdiğimizi hatırlıyorum. Eğer siz de belli bir süreyi içerisine alan bir periyot koyarsanız memnuniyetle bunun cevabını da vereceğim. Biz kamu yayıncılığı yapıyoruz. Kamu yayıncılığı yapan bir kuruluşun da mutlaka tarafsız olması ve adaletli olması gerekir. Sadece bir genel başkanın konuşmasından ibaret değildir haberlerimiz. Haber niteliği taşıyan herhangi bir olay gördüğümüzde bunu mutlaka duyurmak, bildirmek ve haber içerisine almak istiyoruz. Lütfen, belli periyotları dikkate alarak bir yazılı soru önergesi verirseniz memnuniyetle cevaplandıracağım.
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.