GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:76
Tarih:08.03.2012

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 181 sıra sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı'nın 17'nci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce bütün kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyor, kendilerine selam ve  saygılarımı sunuyorum.

Tarihteki ilk eşitsizliklerden biri olan kadın-erkek eşitsizliği özellikle ülkemizde hâlâ tüm şiddetiyle devam etmektedir. Kadına yönelik şiddetle ilgili sorunların yasayla çözülmesi de ancak ve ancak kadınların görüşleri dikkate alınarak sağlanabilir. Bu bağlamda, yasa tasarısının genel olarak olumlu olduğunu kabul etmekle beraber kadın örgütlerinin görüşlerinin çok dikkate alınmadığını üzülerek ifade etmek istiyorum.

Yasa teklifinin adı "Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi" diye geçmektedir. İlk bakışta kulağa hoş gelen bu adlandırma üzerinde düşününce birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Öncelikle aileden kastımız nedir? Sadece resmî devlet nikâhıyla evli olanların oluşturduğu toplumsal birim mi? Eğer öyleyse bu bir ayrımcılığa işaret etmez mi? Bu durumda imam nikâhlı eşleri, aralarında resmî nikâhı olmaksızın birlikte yaşayan sevgilileri veya eşcinsel birliktelikleri nereye koyacaksınız? Bu tür bir beraberlik yaşayan çiftlerden birinin şiddet görmesi mümkün değil midir? Şiddet gibi son derece önemli bir konuda bu insanları yasanın kapsamı dışında tutmak ayrımcılıktır ve Anayasa'nın eşitlik ilkesini düzenleyen 10'uncu maddesine de aykırıdır. Dolayısıyla kanunun kapsamının genişletilmesi, İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW Protokolünün yasaya ilişkin hâle getirilmesi gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadına yönelik şiddetin son bulması, erkek egemen zihniyetin değişmesi, kadını insan olarak gören bir zihniyetin gelmesiyle mümkün olabilecektir. Çıkarılacak yasaların yaptırım gücünün olması ve mağdur vatandaşlarımıza güven telkin etmesi gerekmektedir. Bir iktidar, kanun çıkarmadan önce siyasal duruşuyla nasıl düşündüğünü, nasıl hareket edeceğini belli eder. Her gün gözaltıların, tutuklamaların ve hak ihlallerinin yaşandığı bir ülkede herkesi mutlu edecek bir anayasa beklentisi içinde olmak nasıl mümkün değilse, bir kanunla kadına yönelik şiddetin son bulacağını düşünmek de mümkün değildir. Yasal düzenlemeler kadar pratik uygulamaların da son derece önemli olduğunu bilmek gerekiyor.

Kanun tasarısının 17'nci maddesi, şiddete maruz kalmış on altı yaşından büyük kadınlara ödenecek geçici maddi yardımları düzenlemektedir. Son süreçte olumlu değişimler yaşansa da ülkemizde çocuk gelinler gerçeği vardır. On dört-on beş yaşında evlenmek zorunda bırakılan kadınlar şu durumda yasa kapsamı dışında tutulacaktır. Hakeza kimlik yaşı küçük olan kadınlar da aynı şekilde şiddet görmesi durumunda yasa kapsamı dışında tutulacaktır.

Aynı madde, yapılması planlanan ödemelerin Bakanlık bütçesinden geçici mali yardımlar için konulan ödenekten karşılanacağını öngörmektedir. Aç kalmaktansa koca dayağını tercih etmek zorunda kalan kadınların geçim sorunlarını çözmesi açısından son derece olumlu olarak gördüğüm bu maddenin eksikliği ise şiddet uygulayan erkeklerden tahsilatın yapılmasıdır. Parasal yükümlülük altına giren bir erkek, takdir edersiniz ki devletten çok gene kadına saldıracak, hıncını kadından alacaktır. Kadına yönelik şiddeti önlemesi beklenen bir yasanın, kadına yönelik şiddeti daha da artıracak hükümlere yer vermemesi gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin en önemli sorunlarından biri olarak gördüğümüz kadına yönelik şiddeti önleme konusunda yapılması gereken çok şey var. Kadın-erkek eşitliğinin gerçek anlamda sağlanması, kadının istihdamı ve aynı zamanda evrensel eşitlik normlarının uygulanmasıyla mümkün olacaktır.

Kadınların özgür ve eşit olmadığı bir dünyada erkeklerin de özgür olamayacağını belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dora.