| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2011 |
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, iş gücüne katılım oranına baktığımız zaman, özellikle kriz sonrası dönemde hakikaten ciddi bir şekilde arttığını görüyoruz. Bu güzel bir gelişmedir. Hatta ben bütçe konuşmamda, belki hatırlarsanız, şunu söyledim: Türkiye'de işsizlik oranları düşmüştür ve öyle bir dönemde düşmüştür ki, iş gücüne katılım oranı, mesela 2007 sonrasında 4,8 puan iş gücüne katılım oranı artıyor ama işsizlik oranı ciddi bir şekilde düşüyor. Bakın, 2002'yle falan karşılaştırmayacağım çünkü bundan bazı arkadaşlarımız hoşlanmıyorlar ama 2007'yle karşılaştırdım. Kriz sonrası dönemde hakikaten iş gücüne katılım oranında ciddi bir artış var. Mesela, Amerika'da iş gücüne katılım oranı düşmüş olmasına rağmen, işsizlik oranları ciddi bir şekilde azalmadı. Bu önemli bir başarıdır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Bakan, Avrupa'da iş gücüne katılım oranı ne?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şu anda iş gücüne katılım oranı yüzde 50'yi aşmış durumda. Bu, hakikaten önemli bir başarı.
Tokat iline Karayolları için ne kadar ödenek? Biz, illere, ayrı ayrı Karayollarına para aktarmıyoruz. Sadece şunu söyleyebilirim size: Son birkaç yıldır belki hiçbir Avrupa ülkesinde, belki komşularımızda dahi olmayan yani bir ölçüde biz Karayollarına, özellikle Ulaştırma Bakanlığına çok ciddi kaynak aktarıyoruz. Başlangıç bütçeleri eğer 1 lira ise bazen yılı 3 lirayla kapatıyorlar; yani ben hani örnek olarak söylüyorum. Hakikaten bu konuda... Onun için, ümit ediyorum ki, Tokat'ta da eksik yollarımız varsa onu da tamamlarlar ve bu konuda zaten, yol konusunda gelinen mesafeyi ülkemiz çok iyi biliyor.
İnsani Gelişmişlik Endeksi; şimdi değerli arkadaşlar, İnsani Gelişmişlik Endeksi'nin üç tane bileşeni var. Bir bileşeni eğitimdir, bir bileşeni sağlıktır, bir bileşeni de kişi başına millî gelirdir.
Şimdi, kişi başına millî gelire baktığınız zaman -Yani ben AK PARTİ hükûmetleri döneminden bahsediyorum- gerek satın alma gücü paritesiyle baksanız gerekse normal, işte cari piyasa, diyelim ki dolar kuruyla baksanız, kişi başına millî gelir 2 ile 3 kat artmış. Dolayısıyla burada Türkiye ilerlemiş.
Sağlıkta en önemli gösterge bu ortalama yaşam beklentisidir. Ortalama yaşam beklentisi ise tabii ki, çocuklarda ölüm oranıyla ilişkilidir; yani bunu hepiniz biliyorsunuz. Bu konuda da Türkiye, hakikaten çok mesafe katetmiştir. Ortalama yaşam beklentisi dört yıl artmıştır hem kadın için hem erkek için ve bebeklerde ölüm oranı ciddi bir şekilde azalmıştır.
Fakat üçüncü bir kategori var; bu kategori de eğitimdir. Burada ise ortalama nüfusun kaç yıl okulda geçirdiğine bakıyorlar ve burada iki bileşen var; yani bir okul çağındaki nüfus, bir de yirmi beş yaş üstü nüfusa bakıyorlar. Yani bu bir gerçek.
Şimdi, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi'nde Türkiye hak etmediği bir noktadadır. Çok gerideyiz, 93'üncü sıra, isterse ilerlemiş de olalım 2002'ye göre iyi bir nokta değildir. Ama bunun sebeplerine baktığımız zaman değerli arkadaşlar, şimdi, yirmi beş yaş nüfusta ortalama altı buçuk yıllık eğitimimiz, örgün eğitimimiz var; yani yirmi beş yaş üstü nüfus orta terk bir nüfustur. Bunu ben söylemiyorum, rakamlar söylüyor. Hâlbuki OECD ülkelerine bakıyorsunuz bu, on bir buçuk yıldır. Türkiye'nin esas olarak hakikaten geriye düşmesinin en temel bileşeni bu.
Şimdi diyeceksiniz "Ya Sayın Bakan, hem kişi başına millî gelirde ilerlemişsiniz hem sağlıkta ilerlemişsiniz. Nasıl oluyor da işte, sadece eğitimden dolayı geriye düşmüşüz?" Şimdi, Birleşmiş Milletler metodolojiyi değiştirdi. Eskiden aritmetik ortalamayı alıyordu, şimdi geometrik ortalama alıyor. "Geometrik ortalama" demek şu demek: Her üç bileşende iyileşme varsa iyileşme olarak yansıyor. Aritmetik ortalamada ise herhangi bir bileşende iyileşme varsa yansıyor. Geometrik yönteme geçtikleri için, geometrik ortalamaya geçtikleri için, gerek sağlıkta gerek kişi başına millî gelirdeki iyileşme maalesef bu endekslere yeterince yansımıyor. Yani, özü itibarıyla İnsani Gelişmişlik Endeksi?
Şimdi "AK PARTİ'yle ilgisi yok." derken şunu tabii ki kastetmeye çalıştım. Yirmi beş yaş üstü nüfusu tabii ki şimdi biz tekrar okula alma gibi bir noktada değiliz.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Hayır, 15 yaşında çocuk?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ama 15 yaşında? O zaman da ya üniversitedeydi ya değildi değerli arkadaşlar.
ALİM IŞIK (Kütahya) - AK PARTİ on yaşında, on yıldır siz yönetiyorsunuz. Allah aşkına, bu insanlara haksızlık etmeyin!
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ya üniversiteye girmiş ya da girmemişti. Bakın, biz dokuz yıldır iktidardayız. Dokuz yıldır.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Dokuz yıldır?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Evet, geri gidin, on altı yaş. On altı yaşındaki vatandaşımız ya üniversiteye başlamıştır ya da başlamamıştır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Yani "Eğitemedik mi" diyorsunuz?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, dolayısıyla bu konuda? Şimdi, değerli arkadaşlar, burada bakın, ben hakikaten teknik olarak sizlerle bu hususu?
ALİM IŞIK (Kütahya) - Haksızlık yapmamak lazım.
BAŞKAN - Sayın Bakan, bitirmek?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Haksızlık etmiyorum. Siz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Sayın Başkan, birkaç soruya cevap veremedim.
BAŞKAN - Bitmek üzere, sözlerinizi tamamlarsanız.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Müsaade ederseniz, onlara da bir sonraki soru-cevap bölümünde ya da yazılı olarak cevap vereyim.
BAŞKAN - Tamam. Teşekkür ederim.